25 Temmuz 2013 Perşembe

Yüzbin hayatın anısı/hatırası bi akşamlık düşlememden gerçek olamaz

Sil aşık,
Gökyüzünde ne varsa sil;
Yeryüzünde ne varsa sil,
Beğenmiyorsan sil ve yepyeni bi boşluk,
Hiçlikten yapma bi tuvalin olsun,
Tüm hayal gücün, tüm bildiğin,
tüm o gördüğün boşlukta, hiçlikte; senin zihnin
Boya ve yeniden boya,
Üç boyutlu bi düşte uç, binaların tepesinden atla,
bi bilgisayar simülasyonu gibi gez dış dünyanın zihninideki imgesinde,
ya da kendi çizdiğin o boşluk dünyasında,
ışıktan kaydıraklar,
ışıktan denizler,
sınırsız bi beden,
ne istersen onu düşle,
yüz aşık,
dağların içinde deniz gibi yüz,
denizleri bi sesinle bi düşünüşünle havaya kaldır,
ve altını temizle ve yeniden yerine koy,
dağları avucunun içine al ve incele, beğenmediğin her yerini yeniden yap,
düşlerini resim yap zihnine boşluğa as gelip geçtikçe bak onlara,
çocukken resimin ya da aynanın içine girdiğini düşledin mi hiç, içine gir ve çıkma, kimse seni bulamaz senden başka,
istediğin zaman istediği gibi ve istediğin yerdesin, bu düş aşık, her şey gerçek ve gerçek tadında
aşklarını zihninin duvarlarına boya,
varsın dünyada sınırlar olsun, zihninide sınırsızlık olsun, imkansızlık olmasın,
aşık zihnin ve aklın özgür orada olanlara inanırsan, onun neler yapabileceğini bilmiyorsun,
bırak düşte imgede olsun onlar bırak dış dünyada olmasınlar,
ya gerçek olursa ya bi gün yaşayacaksam tüm onları tadında düşle ve düşün,
biliyorsun ki sen  böyle yaptığında, zihnin bi imgeler denizi olduğunda
maviye boyanacak her yer,
sen dış dünyayı çizmeye başladığında,
gökyüzüne büyük oyuncaklar çizdiğinde çocuklar için,
çocuklar nedenini bilmeden sevinecekler ve gülecekler,
taşlar ne işe yarar diyorsun aşık,
tut onları düşünde, katıya onlar, sık onları kum olmasın ama o kadar sık ki dünyaya yazabileceğin bi sayıdan daha büyük bi sayıyla olsun o basınç,
dedim ya zihninde imkanzı olmasın,
taştan ışık çıkana, damla damla ışık akana/uçana/olana kadar sık,
tüm varı varı
sıp sıvı, bup buhar ışık olana kadar her şey sık zihninde,
kapsayamadığın ne düş ne sınır var,
sen olmayan hiç bir yer yok,
kendini kendin gibi sık;
damarlarından aşk fışkırana kadar,
bırak dış dünayda bu böyle olmasın ama
damarlarından aşkı aşk, düşkü düşk fışkırdığında sen bileceksin,
bu andan sonra dış dünyada olanlara, oradaki gerçeğe aldırmayacaksın,
delilik bu diyorsan,
gerçekliğin milyar katında gerçek aklım için,
oralarda olup bitenler,

sesten yapma rüzgarlar essin zihninde,
çarptığında en katıyı bile dönüştüren tonlayan, biçimini değiştiren bi ses;
bir çığlığında paramparça parçalansın dünya zihninde, her şeyin başkalaştığını gör,
öyle bir çığlık ki senden hiç ses çıkmadan senden dalga dalga yayılan bir çığık düşün evren ötesi evrenlere ulaşmış, bildiğin en fırtına hızından binlerce kat hızlı yol almış, giderken çarptğı her şeye düşündüğünü ağlamış, varda titreşmemiş var bırakmamış, duygularını böyle kullan;
üzerine yürüyen bi dağı durduran bi ses düşün içinden, sadece düşünce dalgandan yayılan bi ses, büküp eritmediği çelik yok, durdurmadığı hiç bir şey yok, öyle bir ses ki bu en katıyı metal gibi titreştiriyor, zihninde çıldırıştan büyük bir ses düşün, kulaklarınla değil titreyişinden algıla tonları, ruhunda çınlamadık tını kalmasın, en ücra sandığına umut, güven seslenen bi ses düşle, bekle içimdeki en karanlıktaki acım seni kurtaracağım desin o ses, bilsin ki bin yıl kalsa ruhunun dehlizinde sen ona ulaşacaksın kurtaracaksın ve sarmalayacaksın onu, barışacaksın kendinle;

binaları, evleri havaya uçuran bi ses aşık ve sen içindesin ve özgürsün, her şey darmadağın ama sen boşlukta direk gibi içinde kımıldamadan duruyorsun, varda ne varsa her şey birbirine karışmış ama kendini o kadar güvende hissediyorsun ki hepsini yeniden yapabilirim, daha iyisini yapabilirim der gibisin;

içinde acı olmayan bi dünyam var, o kadar mutluluk var ki içinde mutluluk olmayan bi dünyayı keşfetmek için can atıyorum der gibisin;

delilik dediğine bi hayatta yüzbin yaşam sığar aşık, delilik dediğine bi hayatta yüzbin yaşam sığar; bi günlerine yüzbin yaşamlarında  deneyebileceklerinden fazla hayal ve düş sığdırırsın, buna delilik derler, kim onlar, seni anlamazlar

sana kim zihninde sınır var dedi, sana kim gerçek dış dünya ve orada olup bitenler dedi,

zihnimde çalan müziği dünyadaki her şey bi araya getirsem, gerçek çalamaz, bunun nesi ve neresi hayal, bu gerçek, binlerce insan sesi düşlüyorum, duymuştan yüksek duyuşu ve duygusu, istediğim her ses her görüntü canlanıyor, inan her anımdan, geçmiş olmuş her anının hatırlanışından daha gerçek, inan ötesi inan ki  düşlediğim her an olmuş bitmiş geride kalmış bi anın düşünülüşünden daha gerçek;
gerçek budur;

Sesten yapılmış bagetlerle (delice) vuruyorum çevremdeki her şeye, şaka değil bu, bunu gerçekten yapıyorum, benim için olmuş kadar gerçek, dış dünyada olmuş ya da olmamış, benim için öyle,
kabaran dalgalar kabarıyor içimde coşkun duygularım gökyüzünde delikler açıyor, en karanlıklar(a) gidiyor, iğne deliklerinden geçiyor her şeyi yapıyor,
Coşkun ötesi coşkun duygularım, duygularla ve düşüncelerle oynuyorum her şeyle, bi ağaç gibi düşlüyorum kendimi bazen, ayaklarımı toprağa gömüyorum, oradan toprağa akıyorum, yerin içinde geziyorum, sonra göğe fırlıyorum, dünyanın bi ucundan bi ucuna kapılar tüneller açıyorum, boşluğu eğlence parklarıyla dolduruyorum, seslerin içinde yüzüyorum, kendi bedenimi bi başkası gibi izliyorum, diğer insanları izliyorum, bakıyorum ve düşüncemde olanlar, düşüncemde olanların büyüklüğü hiç bir gerçek yarışamaz onlarla, bunlar değil sadece, sen şimdi okurken bi şiir gibi öyle değil bu, duyuş tadında hepsi, inanç tadında, olmuş gerçekliğinde, bunu tüm bunlara inanıp yaşamadan ve demeden bilemezsin, yani gökyüzüne bi merdiven olsa çıkam atlasam uçsam, oaradan uzaya büyük bi fırlatıcı ya da kaydırak olsa gitsem bunu yapsam, ışıktan bi denizde yüzsem tüm bunlar olsa, yaşarken gerçek olur ama bittikten sonra inan benim bu düşlerim yine onlardan gerçek tadında, hiç bi şey eksik değil aşık, yaşanmış ve gerçek tadında, yapmış ve doymuş kadar değilse bile öyle olacak hissinde ve buna yakın, bunun adı özgürlük aşık, zihninde yıkmadık dağ bırakamaz, sende başka hiç bi şey, senden başka sen bırakmaz, bu hiç bi şey değil aşık; sen daha hiç bi şey görmedin, neler oalcak bekleyip göreceğiz;

Yüzbin hayatın anısı/hatırası bi akşamlık düşlememden/duygulanımımdan/coşkulanımımdan/hissedişimden gerçek/yüksek/mutluluk ve doygunluk verici olamaz, olamaz;
Delilik denizinde yüzüyorum ben, boğulmadan ve savrulmadan, keyifle ve özgürce, işte;
Sadece her şeyin içine akacağım/karışacağım/yüzeceğim günü bekliyorum, işte
BEN BUYUM;

zihninin ve aklının gerçek gücünü bilmiyorsun, bi tür delilik gibi okuyorsun bunları, saçmalık,
neler hissettiğimi ve nerler olduğunu gerçekten bilmiyorsun,
neler kaçırdığından haberin bile yok
senin gerçeğin bunun yanından bile geçemez
bunları yok sanıyorsun, yok sayıyorsun, saçmalık,
git ve aşkta, aşkı aşkta, aşk denizinde delilikle yıkan

ACI NE KADAR GERÇEKSE BENİM İÇİN O KADAR GERÇEK
TÜM GERÇEĞİN TÜM GERÇEĞİNDEN DAHA GERÇEK
TÜM DUYGULARIM VE YAŞADIKLARIM ACI KADAR GERÇEK
İSTER İNAN İSTER İNANMA ACI NASIL CANIMI YAKIYORSA BEDENİMDE DEĞİLKEN
TÜM BU COŞKUNLUK AKLIMI ÖYLE COŞTURUYOR BEDENİMDE DEĞİLKEN
ANLATAMIYORUM AMA SÖZLER YETMEZ, YETMİYOR
AMA TÜM BU OLANLAR GERÇEK
YEMİN EDERİM Kİ ACI NE KADAR GERÇEKSE O KADAR GERÇEK
ACI NE KADAR ACI VERİCİYSE, COŞKUNLUK O KADAR COŞKUNLUK VE MUTLULUK VERİCİ, BU DUYDUĞUM GERÇEK

Sense bi şiir gibi okuyorsun bunları, sana bunlar gerçek diyorum, canım yandı/canım acıdı gibi ve kadar canım uçtu coştu, özgürleşti açtı diyorum, işte bu ve bu kadar , Daha iyi anlatan söz varsa gerçek yazsın, daha iyi gösteren şey varsa sana gerçek olsun, olsunda göstersin aşık;

Dağlara seslerle yumruk atıyorum (zihnimde böyle canlanıyor duygum, örneğin bi an sıkıntıdan ya da coşkudan bi duvara vurmak/yumruk atmak istersin bende olan bu zihnimden yayılan bi ses dalgasının kocaman bi büyüklüğe vuruşu kendiliğinden, hiç bi şey büyük değil, dünya tir tir titreşimli zihnimde, her şey o akadar hızlı ki, imge o kadar canlı ki, üç boyutlu bi yazılımda gerçek dünyayı gezer gibi hissediyorum kendimi çok çok hızlarla, her şey küçüldü, neler oluyor ben bilmiyorum, bilen varsa banada söylesin ama biliyorum ki tüm duygulanımlarım acı kadar gerçek ve hissediliyor duyuluyor, acıtıyor ya da çoşturuyor ya da sıkıntı veriyor ama hepsi gerçek, titreşmeyen ve dağılmayan hiç bi şey yok gibi, tüm bu olanlar oluyor aşık, gerçek bu, ben anlatamasamda gerçek bu, sen anlayamasanda ve inanmasanda gerçek bu)


boşluğa kurduğun bi salıncak zaman


0 yorum:

Yorum Gönder