10 Mayıs 2016 Salı

işte inanç geldi diye haykırasım geliyor- işte bağrını delesim, günün, geliyor

(taşıdım; bi şey yazamıyorum madem-bi anlık bu yazmayı (/yorumu ve karalamayı da) öylece derledim ve taşıdım)

Seçmeler-sözler-derleme
------

- "işte inanç geldi diye haykırasım geliyor- işte bağrını delesim, günün, geliyor"

- “kalbim gürlesin atınç esencinde insan yüreğiyle bir”

- insan yüzeyine ve yüzüne; gün olup, güneş olup, bir yüz ışıltıda patlayasım, aydınasım, erdeyesim geliyor – insana tam ışık olasım tam geliyor- tam

güne çarpa çarpa; güneşe çarpa çarpa; ufka ve bağra ve göze çarpa çarpa doğasım ve görünesim geliyor

-aklımın erdemini aklına-akıllarına vurdurasım, çaktırasım geliyor; Görüntümü, gördüğümü çakasım; ve aklımın gördüğünü onlara bakasım baktırasım (onların aklına çakaşım-çakıtasım da) geliyor

“esinç ışıktan bir akma olasım geldi de bazen”

 “–insan yüreğine kana doya doyurak olasım geldi de bazen”

“yanasım geliyor tam ışıktan tam “

“ışık güneşi gibi yüzümün esencini vurdurasım geliyor –tam”

“günyüzüne günaydını bir parıltı saçasım gelir tam”

“umut gününe umut bulutu eşliği ışık güneşi doğasım gelir tam”
doğasım ve –tam olasım- tam-ı tam olasım gelir geliyor tam

"fortuna" olup
bir ışık açıncında ben yürüdüm aklımın erdemini
bu parıltıda

kim verecek bize umudun bahçesini/erdemini-yaşlı taşını ve başını da;
hediyesini günlerin acılarının kim ve ne verecek
kalbimize bir su ve huzur günü arayışında bizler, aşkın isyanında kimler

hiç anda boşluk kalmasın ve çırpıncada, yapınçta esençle ve inançla gürlesin (yüreğim ve aklım bazen)
yapıncada (esenç ile) yapıncı;, yapıncı ile esenç gürlesin atsın –atım atım

Taslak ya da metinler

İnsan gerçeği insanların oluşturduğu /insan eliyle bir gerçektir ve ancak bu yolla –yine- insan eliyle değiştirilebilir, giderilebilir ve düzeltilebilir
İnsanların birleşmesi, derleşmesi ve  çabalaması yoluyla ya da inanması yoluyla değiştirilebilir, görmesi yoluyla değiştirilebilir
Tabi ki gücü merkezleyip belli ellere/odaklara  teslim etmek, bunu yaptıktan  sonra yapmak zordur ve o gücü geri teslim almak zordur
Çok basit bi şey var
Güç ve otorite çemberleri ve yumakları ve gerçek gerçekleri gerçek sanılıyor
Oysa hiç bi şey yok bunda bir paradigma sadece bu oluşum
Parçalardan oluşmuş yapılar
Yeterince inanmış insan her şeyi yapabilir ve yeterince donanmış
-
-tabiki -insan gerçeği evren gerçeğidir de ve (varlık gerçeğidir de - bir ve içiçe varoluş) ve ancak ….
Gerçekliğin düzeltilmesi diye bir sorun/çözüm başlı başına görece de oalbilir ve gözlem esas-baki olabilir-kalabilir ancak yien de umut iyi
; olanlar olduğu yerde durmakta ise
Olanlar bu doğanın eseri ve olduğu gibi olmasının eseri ise de tabi ki yinede doğa ve insan doğasıda insan eliyle ve insan eliyle de düzeltilebilir ve insan gerçeği görece düzeltilebilir ve sonsuz




şiirimsi-

insan bir şeylere inanıyordur
bir şeylere inanıyordur mutlaka
bir yıkıma, bir kavgaya ve birşeylere inanıyordur o –hep
hep geleceğe,  bir şeyler olacağa inanıyordur o hep
ben değiştiremesem de bir şeyler değişecek e inanıyordur; hep kavgaya inanıyordur
geçen günler yazık-geçen günler hep yazıklarla dolu, hep anlıklarla dolu u-mutsuzluklarla dolu-çabalarla dolu-kim verecek bunlara bize
kim verecek bize umudun bahçesini/erdemini-yaşlı taşını ve başını da;
hediyesini günlerin acılarının kim ve ne verecek
kalbimize bir su ve huzur günü arayışında bizler, aşkın isyanında kimler

insan bir şeylere inanıyordur mutlaka ; bir yıkıma, kavgaya birşeylere inanıyordur o –hep
insan şimdi bir umuda inanıyordur
-bir düşe, bir güne inanıyordur;
muhteşem aşk ya da kusursuz kişi-birine inanıyordur
ya da bilinmez beklenmez bi an’a, bir mucizeye inanı,yordur-güveni,yordur;
şansa bile olsa kader kısmet yaşar o; ölmez-ölmeden yaşar o hep
bir boşluktan gelenler hayatı doldurur
hep, hayatın bi şeyin boşluklarını ya da  bi şeylerin hayatın boşluklarını dolduracağına inanı,yordur
inanır hep insan hep-bekler yapar ve bekler çaba-bekler durur hep
biri gelsin doldursun biri çıksın doldursun
–Bi gün biri gelir “biri” ol der sana ya da sen kendin kalkıp biri olmaya kalkarsın-kalkışırsın
- sen kadar
 ‘sen, sen kadar sen’ biri olmaya kalkarsın-kalkışırsın da
bi şey gelsin çıksın doldursun ya da kendim diye biri bi şey varsa (o olayım-kim oluyorsa olunuyorsa) seveyim onu tam bulayım o kalbimde yaşasın ve ben diye gürlesin atsın ki kendimi öyle bir sevinçle seveyim ben günü
–o tam yaptı diye diyeyim-bakışlarına yaşıyayım
hiç anda boşluk kalmasın ve çırpıncada, yapınçta esençle ve inançla gürlesin
yapıncada (esenç ile) yapıncı;, yapıncı ile esenç gürlesin atsın –atım atım
kusursuz yapayım, inanayım kendimi tam varedeyim;
kendim gibi diyeyim, kendim olduğunu bileyim -ona –kendime bir inanayım ki- inanayım
bunun istersin -bu tam benim işte demeyi ve var olmayı –kendin olarak
ve bu olarak ben yaptım

benim işte ben varım –ben benim ve- ben buyum işte buyum ben demeyi özlersin tam
kendine yetmeyi ve yetinmeyi ama yetinmeden yetmeyi
kendinle tatminli olmayı
her şiir kusursuz –her söz eksizksiz tamlı inançlı olsun-dolsun –tam yerini ve hedefini bulsun-insan onurundan bir eksiltmesin ve bir katsın istersin
insan bunu arar durur
kendime işte insanım yaptım /kendi insanımı ve insanlığımı büyüttüm
kendiliğimi, kendimi tam-ca yaptım
–ben- yaptım diyeyim buldum diyeyim –
kalbim gürlesin atınç esencinde insan yüreğiyle bir
insan kendi kusursuzluğuna inanır ve hep iyileşebileğecine, tüm acıların unutulup giderilip değiştirebileceğine her şeyin değiştirilebileceğine de inanır
–çöktüğünde bu evrenler çöker içinde ve kafasına dünyalar göçer
ve yeni evrenler kurulur –içiçe dönerler kafasında ;umutsuzluk bulutları yıkılırken yeni evrenler doğar çağlarda yeni

işte inanç geldi diye haykırasım geliyor- işte bağrını delesim günün geliyor
günü böğürtesim ve ellerime alıp sıkasım, insan yüzeyine ve yüze gün olup güneş olup bir yüz ışıltıda patlayasım aydınasım erdeyesim geliyor – insana tam ışık olasım tam geliyor- tam
güne çarpa çarpa; güneşe çarpa çarpa; ufka ve bağra göze ve saça çarpa vura ;deşe çarpa çarpa doğasım ve görünesim gelir-geliyor-geldi de
aklımın erdmini vurdurasım indiğe ve akıllarına bağdaş olasım; görüntümü çakasım; aklımın şimşeğini ve gördüğünü onlara bakasım bakıtasım geliyor
esinç ışıktan bir akma olasım geldi de bazen
 –insan yüreğine kana doya doyurak olasım geldi de bazen
yanasım geliyor tam ışıktan tam
ışık güneşi gibi yüzümün esencini vurdurasım geliyor –tam
günyüzüne günaydını bir parıltı saçasım gelir tam
umut gününe umut bulutu eşliği ışık güneşi doğasım gelir tam
doğasım ve –tam olasım- tam-ı tam olasım gelir geliyor tam
fırtına olup
bir ışık açıncında ben yürüdüm aklımın erdemini
bu parıltıda
--( yazının büyük bölümü nihat behram’ın şiir okuması gibi onun sesi sözü –şiir okuması tonu- ile düşünüldü bir çoğu ve yazıldı-iki şiirin umudu; bi çeşit nihat behramın şiir okuması içsesti)--
ve gelecekte olabileceğine mükemmel bir birliği benliğ i ve hayatı kurabileceğine bu dünyayı ters yüz edip yıkabileceğine ve her acıyı her anneyi dindirip güldürebileceğine inanır
gün gelir bu dünyayı yıkabileceğine; erinir
bir anda şafak patlar;
hep inanmasa savaşa ve kavgaya ve (ve iyilere ya da iyi birileri çıkacağına o güne kadar yaşayabileceğine ve herşeyin değişebileceğine bir an inanmasa boğulur kalır içi kalbi sıkışır erinir yaşamaya tozdan çukur olur kendi içinde ; Göz yaşları sel;
ki kaos da nasıl yaşar insan gözlerinde yaşamak akmasa bazen ve umut akmasa
in-san bir şeye inanıyordur ama ona ama buna inanıyordur

Bizler umudun tane tane erdemleriyiz ve şafağa varız