9 Ağustos 2014 Cumartesi

bilge;



''Hiçbir zaman peşin hükümlü olma.
Bazen bilgeler bile sonu göremez.''

Platon / Mektuplar


---

'Zeki insan problemi çözen,
Bilge insan ise önleyendir.'

-Albert Einstein-


--

“-Umut geleceği hatırlama, mutluluk geçmişi unutma sanatıdır...”
Diderot
 

Anlamak; gürültüler olsa da, ruhu dinlemeye zaman ayırmaktır.
Zata
 
  

Her insanın kendi deliliği

'Her insanın kendi deliliği vardır;
bana da öyle geliyor ki,
en büyük delilik, bir deliliğe sahip olmamaktır.
Ve bazen en mantıklı şey,
sınırsızca delirmektir.'

Nikos KAZANCAKİS


--

"insan uçurumun kenarına varmadan kanatlanmaz." - kazancakis

--

Zamanın her şeye vakti vardır.

--


girit'teki mezar tasinda tam olarak sunlar yazilidir:
"hic birsey ummuyorum,
hic birseyden korkmuyorum
ben ozgurum..."

nerdir sevgi? ilgili linkler,
Allahın Garibi
Mistik Bir Materyalist,Devrimci Bir Papaz:Nikos Kazancakis


e-kitap ;
allah'ın garibi

self-made man


yorumsuz;

 İnsan, tekrar yücelmesi için kendini yeni baştan inşa etmek zorundadır. Ve bu yenileşmeyi ızdırap çekmeden yapamaz. Çünkü o hem mermerdir, hem de heykeltraş. Hakiki biçimini yeniden kazanmak için, büyük çekiç darbelerini kendi maddesine indirerek kıvılcımlar çıkaracaktır.

Alexis Carrel – İnsan Denen Meçhul

gökyüzü bizi üzüyor;

7 Ağustos 2014 Perşembe

Maharaj - Bem Oyum - Mutlak Varlık

Şunun anlaşılması gerekir ki, gerçeği ya da Tanrı'yı veya Guru'yu arayış ile kendini arayış aynıdır, biri bulunduğunda hepsi bulunur. Zihninizde "Ben-im" ve "Tanrı-dır" (Ben varım ve Tanrıvar) birbirinden ayırt edilemez hale geldiğinde, o zaman bir şey olacak ve Tanrı'nın sizden dolayı ve sizin Tanrı' dan dolayı var olduğunuzu en ufak bir kuşku izi bile taşımaksızın bileceksiniz. O ikisi birdir.

Bulun. Ben size tanık olduğunuzu, sessiz gözlemci olduğunuzu söylesem bile siz, sizi kendi varlığınıza götüren yolu bulmadıkça bu sizin için hiçbir anlam taşımayacak.

Siz Tanrı'yı buluncaya kadar sürekli ilerler, ilerlersiniz. O zaman Tanrısizi kendine katar ve sizi kendi gibi yapar.

--

İster evrensel bilinç olsun, ister zihin olsun, bilincin yer aldığı ortama biz bilinç eteri (esir'i) deriz. Bilincin algıladığı her şey evreni şekillendirmiştir. Bu her ikisinin ötesinde olan, her ikisini taşıyan, ayakta tutan En Yüce Hal'dir ki o mutlak bir sessizlik ve sükûnet halidir. Oraya her kim girerse gözden kaybolur. O sözcüklerle ya da zihinle erişilmez olandır. Siz ona Tanrı diyebilirsiniz veya En Yüce Gerçek, fakat bunlar hepsi zihnin verdiği adlardır. O olma ya da olmama ötesi, adsız, içeriksiz, uğraşsız kendiliğinden bir haldir. 

Kendi başına hiçbir şeyin varlığıyoktur. Her şey kendi yokluğuna muhtaçtır. Olmak, fark edilebilir olmaktır, orada değil, burada olmaktır, o zaman değil, şimdi olmaktır, başka türlü değil de böyle olmaktır. Su nasıl bulunduğu kap tarafından şekillendirilirse, öylece, her şey de koşullar tarafından(gunas)belirlenir. Su nasıl kaplara rağmen su olarak kalırsa, ışık nasıl meydana çıkardığırenkler ne olursa olsun kendisi olarak kalırsa, öylece gerçek de içinde bulunduğu (yansıtıldığı) koşullar ne olursa olsun, gerçek olarak kalır. Bilincin odağında neden yalnızca yansımaları tutmalı? Neden gerçeğin kendisini değil?

Kaynağın başlangıcı bulunamaz, tüm bellek ise bir yerde başlar. Böylece, dış daima belirlenir ve saptanır, oysa ki iç, sözcüklerle tutulamaz. Öğrencilerin hatası iç-varlığı elle tutulabilir bir şey olarak hayal etmeleri, algılanabilir olan her şeyin geçici ve o yüzden de gerçeklikten yoksun olduğunu unutmalarıdır. Ancak idraki mümkün kılan gerçektir - ona Hayat ya da Brahman, her ne derseniz deyin.

Zihinsel olan her şey gibi, Neden-Sonuç Yasasıda kendi kendisiyle çelişir. Var olan hiçbir şeyin kendine özgü, belli bir nedeni yoktur; en küçük bir şeyin varlığı için bile tüm evren katkıda bulunur; evren olduğu gibi olmadıkça hiçbir şey olduğu gibi olamazdı. Her şeyin kaynağı ve toprağı her şeyin tek nedeni olduğuna göre, nedensellikten evrensel bir yasa olarak söz etmek yanlıştır. Evren kendi içeriği ile sınırlanmışdeğildir, çünkü onun potansiyelleri sonsuzdur; üstelik o, temelde tümüyle özgür olan bir prensibin tezahürü ya da ifadesidir.
her şeyin nedensiz-olduğunu söylüyorum. Bir şeyin nasıl meydana geldiğini izlemeyi deneyebilirsiniz, fakat o şeyin niçin öyle olduğunu bulamazsınız. Bir şey, olduğu gibidir; çünkü evren olduğu gibidir.

her şeyin kaynağı, Sonsuz Olanak, En Yüce Gerçek'tir ki O sizin içinizdedir ve O gücünü, ışığını ve sevgisini her deneyimin üstüne gönderir. Fakat bu kaynak bir ne den değildir ve hiçbir neden de kaynak değildir. Bu yüzden her şeyin nedensiz-olduğunu söylüyorum. Bir şeyin nasıl meydana geldiğini izlemeyi deneyebilirsiniz, fakat o şeyin niçin öyle olduğunu bulamazsınız. Bir şey, olduğu gibidir; çünkü evren olduğu gibidir.

Evren kendi kendine işler, bunu bili yorum. Başka neyi bilmeye ihtiyacım var?

aslında sadece Nihai Olan (Öz) var olandır. Gerisi isim ve şekil meselesidir. Siz ancak ismi ve şekli olanın varolduğu fikrine tutunduğunuz sürece, En Yüce size var olmayan gibi görünecektir. İsimlerin ve şekillerin hiçbir içeriği bulunmayan kabuklar olduklarını, gerçek olanın isimsiz ve şekilsiz saf hayat enerjisi ve bilinç ışığı olduğunu anladığınız zaman huzura kavuşacaksınız -gerçeğin derin sessizliğine dalmışolacaksınız.

Siz o nihai, o en büyük potansiyelsiniz ki, her şeyi kucaklayan bilinç onun tezahürü ve ifadesidir.
Bilinç, tezahür etmek için bir- taşıta, bir araca muhtaçtır. Hayat bir başka beden meydana getirdiğinde, bir başka bilen (bilici) varlık kazanır.


Soran: Hiç kaybetmemiş olsaydım, aydınlanmış bulunurdum. Ama öyle değilim. Arıyorum. Benim bu arayışım dahi benim bir şey kaybetmiş olduğumun kanıtı değil midir?
Maharaj: Bu sadece sizin kaybetmiş olduğunuza inandığınızı gösterir. Fakat buna inanan kimdir? Ve kaybedildiğine inanılan nedir?
Kendiniz gibi bir kişi mi kaybettiniz? Bulmayı umduğunuz tam olarak nedir?
Soran: Öz'le ilgili doğru bilgi.
Maharaj: Öz'le ilgili doğru bilgi bir bilgi değildir. O sizin her yere bakarak, aramakla bulacağınız bir şey değildir. O zaman ve uzay içinde bulunamaz. Bilgi ancak bir anıdır, bir düşünce kalıbı, bir zihinsel alışkanlıktır. Tüm bunlar haz ve acı tarafından motive edilirler. Çünkü siz haz ve acıile dürtüldüğünüz den dolayıgerçeği aramaktasınız. Kendiniz olmak ise tüm dürtülerin tamamen ötesinde olmaktır. Siz bir neden uğruna kendiniz olamazsınız. Siz kendinizsiniz ve hiçbir nedene gereksinim yoktur.

Gerçek huzuru, hiç kaybetmemiş olduğunuz huzuru idrak ettiğiniz zaman, işte o huzur sizinle kalacaktır; çünkü o asla uzakta değildi. Sahip olmadığınızı arayıp duracağınıza, asla kaybetmemiş olduğunuzu bulun.
Her şeyin başlangıcından önce ve bitiminden sonra da hep var olanı; ne doğumu, ne de ölümü olmayanı; be denin ya da zihnin doğum ve ölümünden etkilenmeyen, o değişmez olan hali bulun.

S: Sizin sözünü ettiğiniz Mutlak ya da Hayat, o hakiki midir, yoksa cahilliğimizi örtmek için oluşturulmuşbir kuramdan mı ibarettir?
M: Her ikisi de. Zihin için, o bir kuramdır - kendi içinde ise bir hakikattir. O, sahte olanı kendiliğinden ve toptan reddedişiyle bir gerçektir. Nasıl ışık sadece hazır bulunuşuyla karanlığı yok ederse, mutlak da hayal gücünün ürünlerini yok eder. Tüm bilginin bir cehalet biçimi olduğunu görmek bizzat gerçeğin bir devinimidir.

4 Ağustos 2014 Pazartesi

yardım

S: Şimdi bir çocuk size bir sorunla geldi. Siz ona birkaç söz söylediniz ve o gitti. Ona yardım etmişoldunuz mu?
M: Elbette.

S: Nasıl bu kadar emin olabilirsiniz?
M: Yardım etmek benim doğamdır.

S: Bunu nasıl bildiniz?
M: Bilmeye ihtiyaç yok. O kendi kendine işler.

S: Yine de bir bildirimde bulundunuz. Bunu neye dayandırıyorsunuz?
M: İnsanların bana söylediklerine. Ama kanıtlar isteyen sizsiniz. Benim kanıtlara ihtiyacım yok. Her şeyi yoluna koymak benim doğamda yatar ki bu satyam, shivam, sundaram (doğru, iyi, güzel)dır.

S: Bir insan gelip sizden öğüt istediği ve ona öğüt verdiğiniz zaman, o ö ğüt nereden gelir ve hangi kuvvetle yardım eder?
M: Onun kendi varlığı onun zihnini etkiler ve bir yanıtı davet eder (oluşturur).

S: Peki sizin rolünüz nedir?
M: O insan ve öz varlığı bende bir araya gelir.

S: Öz varlığı neden o adama sizin aracılığınız olmadan yardım edemez?
M: Ama Öz Varlık benim! Siz beni ayrı gibi hayal ediyorsunuz, sorunuz da bundan kaynaklanıyor. Benim öz varlığım ve onun öz varlığı yoktur; Öz vardır, her şeyin tek Öz'ü. İsimlerin ve şekillerin, zihinlerin ve bedenlerin çeşitliliği sizi yanılt tığından, çok say ıda öz varlık imgeliyorsunuz. Biz her ikimiz Öz'üz, fakat siz pek kani olmuş (inanmış) görünmüyorsunuz. Bu kişisel öz varlık ve evrensel öz varlık konuşmalarıöğrencilik aşamasıdır; öteye varın, dualite içinde sıkışıp kalmayın.


S: Yardıma ihtiyacıolan adama gelelim yine. O size geliyor.
M: Eğer gelirse yardım alacağına emindir. Yardım alma kaderinde olduğu içindir ki bana geldi. Bunda hayal ürünü bir ta raf yok. Bazılarına yardım edip diğerlerini reddedemem. Gelen herkes yardım almıştır, çünkü yasa böyledir. Yalnız, yardımın şekli ihtiyaca göre değişir.

S: Öğüt almak için neden buraya gelmek zorunda? Onu kendi içinden alamaz mı?
M: Dinlemek istemeyecektir. Zihni dışa dönüktür. Fakat aslında tüm deneyim zihindedir, hatta onun bana gelişi ve yardım alışı bile kendi içinde cereyan eder. Yanıtıkendi içinde bulacağıyerde o dıştan gelen bir yanıtıimgeler. Bana göre ne ben, ne adam, ne de verişvardır. Bütün bunlar zihindeki gelip geçen pırıltılardır. Ben o sonsuz sükûn ve sessizliğim ki içinde hiçbir  şey görünmez - çünkü görünen her şey kaybolur. Kimse yardım istemeye gelmez, kimse yardım sunmaz, kimse yardım almaz. Bütün bunlar zihinde sergilenen gösterilerdir.

Soran: Kendinizden nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Söylediğinizin doğru olduğunu nasıl biliyorsunuz?
Maharaj: Ben kendimden değil, sizden eminim. Yapmanız gereken tek şey ancak içte bulunabilecek olanıdışta aramaktan vazgeçmektir. Harekete geçmeden önce, bakışınızı değiştirin. Zihninizi berraklaştırın, gönlünüzü arındırın, hayatınızı kutsayın - dünyanızı değiştirmenin en hızlıyolu budur.

alıntı; http://www.scribd.com/doc/48091269/Ben-O-Yum-Maharaj

1 Ağustos 2014 Cuma

başlıksız;

İnsanların hiçbir şey öğrenecek vakitleri yok artık.
Her şeyi satıcılardan hazır alıyorlar.
Ama dost satan bir satıcı olmadığından, insanların dostları da yok artık.

Küçük Prens

ortadan kaldırmak - eşzaman;