31 Mayıs 2012 Perşembe

Mavi Bulut

Sen çocukluğunu hatırlıyor musun mavi bulut?

Mavi Bulut
Ordaydı.
Zaman.
Kimse.
Neden.
Durdu.
Aşk.
Hiç.
Zaman.

Mavi Bulut üşüdü.
Giyindi.
Beğenmedi.
Soyundu.
Doyundu.
Duyundu.
Anmadı.
Anlamadı.
Hiç-ti. Ki.
Kolsuz düş.

Mavi Bulut gitti. Bana.
Anlatmadı ama hiç bir şey.
Bekledim mi beklemedim mi bilmiyorum.
Anlatmasındı neyse.
Mavi Bulut içini bana dök.
Benim sana anlatacak bir şeyim yok ki.
Seni nasıl neşelendirebilirim. Dur gitme.
Beni bekle.
Tamam birlikte susalım.

Mavi Bulut sana yaslansam öyle kıkırdayarak gülsem.
Yumuşacık pamuk gibisin.

Seni seviyorum mavi bulut.
Mavi Bulut ben çok yalnızım.
Sen olsanda yalnızım.
Evet sen yoksan daha çok yalnızım.

Mavi bulut neden gülümsüyorsun.
Ama sen hiç konuşmuyorsun ki.
Bak şekerim var senin için.
Peki sen ne seversin.
Mavi bulut boyayalım mı seni.
Neden değişiklik hiç fena olmaz.
Peki mavi bulut anlıyorum.


Mavi bulut şekerim kaçtı?
Bilmiyorum

Mavi Bulut bana yardım eder misin?

Mavi Bulut uç uç...

Düşte bulutlarla oynayan çocuklara...

Özü söze yazmak


BU İÇERİK BLOG GİRİŞİNDE BELİRTİLEN TASLAK KARMA DÖNÜŞ YAZIMDIR



Söz özünü ifade eder mi kendine?

Öze bağlı kanal özden bilgi getirir, öze bilgi götürdüğü gibi. Gün geceye gider,  gece kendine döner sonra. Rüzgarın sesi uğultuludur ve anlamını aradığında o ses anlam olur. Öz evrenini tasarlar ve kendini içine koyar. Kendine bakmak için. Baktığı kendisini gördüğünde sevinir. Bu buluştur. Kendine aynada baktığın gibi. Bilgi saftır. Özden gelir. Kırılır geldikçe kanalında. Su yolunda suya karışan şeyler gibi. Özleşmiş ve temizleşmiş kanal temiz su taşır. Rüzgar uğultusu duymaz. Sen kendine bakmak istersen kendi dışına çıkarsın. Tanrı kendine bakmak isterse kendi dışına çıkarsa sana çıkar senden geri kendine bakar. Tanrı kendinden kendine baktığında, sen olur. Sende olur. Hepsinde ve herşeyde olur. Sen kendine baktığında tanrı sana bakar. Özden ayrılan özün düşüncesi ise o kendindedir ve kendinden ayrılmamıştır. Düşünceni nerede tutarsan sen oradasın işte. Nereye bakıyorsun.

Düşüncen öğrenmek için seyahat etmeli. Kendi sınırlarını görmek için tüm sınırlarını gezmeli. Kendine daha yüksekten ve dışarıdan bakmayı öğrenmek için. Düşüncen, görülenin uzaklaştıkça küçüldüğü gibi, kendine dışarıdan bütüncül bakmayı denedikçe, kendinin görüntüsü küçülür. Ve çıktığın yer aslında geldiğin merkezdir. Kendine açıl. Kendine saf bak. Kendine ayna koysan kendinle kendi arana kendini koyarsın. Şimdi kendine bakmak istiyorsun ve sana bir ayna lazım düşün. Her şey sensin ve kendine nasıl bakarsın. Kendi içine girerek mi? kendi dışına çıkarak mı? Dışından gördüğün kendinin anlamını görür müsün? Aynayı dışından bakan kendine mi vermelisin gördüğünün kendisiyle aynı olduğuna inanması için? Kaç aynadan bakan söylemeli sana inanman için. Sen bana benziyorsun. Ben senim.

Tınılarla sulamak bahçeyi
Sözü özgürleştirmek
Sözle keşfe çıkmak
Sözle gezintiye çıkmak
Anlamı ve sözü aramak, dili aramak, anlatımı aramak
Kavramları ve bilinci bilinen sınırlardan dışarı açmak
Söze söz koymak, sözü sözle değiştirmek
Başkaları, aynılarla anlatmak
Denemek,
Denemek rüzgarla esmeyi, onunla gitmeyi
Denemek bulutla yağmayı,
Bilincini gezintide tutmak
Birlikte dolaşmak
Öğrenmek, keşfetmek,
Korunaklara ihtiyaç duymadan, kendinden saklanmadan
Dönmek boşlukta, boşluğa ihtiyaç duymadan kendi içinde dururken gibi
Söze anlam katmak, yeni sözler olmak, yeni dil olmak
Dillerin sesleri yetmediğinde tınıyla anlatmak, tınılara saklamak baharı
Duygularla anlatmak, duyularda berrak anlatmak
Sözün duygusunu taramak ve anlamdan arındırmak
Umut getireni aramak, neşe getireni aramak, kendi sözünü keşfetmek
Kendi sesini aramak, kendinin bilinçliliğinde sesini sevmek
Eksik sulara yoğunluk doldurmak
İçine gezmek

Söz yetmezse dille düşünmemek.
Dilini özgür bırakmak.
Sözcüklere tınılar eklemek.
Sözcüklere duygular yüklememek.
Duyguları özgürce sözcüklere yüklemek.
Sözüklerin üzerine yüklenmiş duyguları çözmek.
Anlamları bağımsızlamak.
Anlamları sözcüklerden bağımlayarak zihni özgür bırakmak.
Sözcükleri boşluklara dizmek ve seçerek almak ve duyguyu sonra kodlamak.
O söze o an için geçmişe müdahaleli, bilincinin bilincinde kodlamak.

Neşe özden gelsin. Öz neşe bulsun. Ağırlık kalksın. Perde aralansın yavaş yavaş. Işık gözü almadan göz alıştıkça çoğalsın. ve bembeyaz. Bembeyaz her yer oluncaya dek. Işığın içinde ışık oluncaya dek. Dönerek, dönerek ve dönerek.

Aydınlansın gökyüzü. Parlaklık bulsun. Saçılsın ışıltısı her yana. Coşku saçılsın.
Şimdi. duyuyorum. Titreşimlerimden. Dans eder gibi. Kalp atışı gibi. Kendi uğultumdan. Kendi esintimden. Kendimden geleni. Kendimden, özümden yayılan dalgayla yayılıyorum. Yüzeydeyim. Büyüyerek açılıyorum. genişliyorum. Damlacıklar... Yağmaya başladım şimdi. Işıl damlacıkları. Sona bölündüm. En az kaldım şimdi. En saf kendim kaldım şimdi. Şimdi düştüm. Düştüğüm yer toprak oldu. Işık olup yanıp sönmeye devam ediyorum toprakta. Parçayım. Ama bilincindeyim. Ama bilincinde ayrıldım. Kendimden düştüm. Yanıp sönüyorum şimdi ve neşe doluyum. Küçücük ama neşe doluyum. O kadar doluyum ki kendim kadar. Küçüğüm ama kendim kadar neşe doluyum. Toprağa ışıyorum ve ısınıyor o. Gülümsüyor. Toprak neşe dolu ve bana gülümsüyor şimdi, seviyorum onu sevdim. Onu tanıdım gibi. O annem gibi. Ait olduğum gibi. Benim için. Onunla iletişime geçtim. toprakla.  Işık açıldı içimden.

Öze yakın tut sen sevgini. Sevgi ondan kaynar taşar.