16 Temmuz 2013 Salı

Büyük kelimeler için küçük başlangıç

(Metinleri genişletmek güncellemek ve açmak dileği ve umuduyla)

açıklık
açık olma durumu, görünürlük, gizlenmemişlik, saklanmamışlık, arkasına bakılabilirlik, aranılabilirilk, bulunabilirlik ve ulaşılailirlik, kısıtlanmamşlık ya da kısıtlanmışlık içinde bile görünebilirlik, görünen yüz
kapı açıktır, hava açıktır, kartlar açıktır, yüzler açıktır,

dürüstlük,
içtenlik gibi bi şey ama biz çalmamak gibi algılıyoruz, bi çeşit erdem ve ahlak gibi bi çağrışım yapıyor, oysa dürüstlük deyince olduğun gibi olma, olduğun gibi olmasan bile olduğun gibi olmayışınla kendi içinde yüzleşme ve gerekirse bunu diğerlerine açıkça ifade edebilme kendine açık olmalık gibi bi şey, kendinle örtüsüz perdesiz iletişim kurma bi çeşit içsel çıplaklık gibi

içtenlik,
içtenlik en zoru çünkü içtenlik var içtenlik va, içtenlikte içtenlikten eksiklik var, yeterince içtenlik, gerçekten içtenlik var ama bazen fazla içtenlik kendini kendine bile karşı savunmasız bırakabiliyor ve tüm gerçekliğini ve dış gerçekliği hatta kafana yıkabiliyor, egonu hırpalayabiliyor seni kendinle savaşa sokabiliyor, içtenlik denizine yavaş yavaş açılmak ve içtenlikte yüzme öğrenmek, içtenliğe eşlik eden en yakın duygulardan ya da hissedişlerden biri güven duygusu, içtenlik arttıkça güven eşitleniyor, gerçek bir içtenlik duyumsansa bile zaman zaman onda demirlenmiş bi yaşam bu dünyada tam anlamıyla zor, denge seni yeterince içtenliğe doğru itiyor, koşulsuzluk içtenlik, içtenlikte duyguların bedenine sığmıyor, ses tellerin sesine yetmiyor, hepsini değiştirmek, yenilemek açmak istiyorsun sanki, karşında kendinden bi tane daha arıyorsun bulamazsan bi çocuk gibi savunmasız içtenlik, belki duygu durumlar kişiler ve enerjiler arasında hızlıca geçiş yapmayı, inip çıkmayı, açıp kapamayı , alçaltıp yükseltmeyi kendimizi hızlıca değiştirmeyi, uyumlamayı ve kullanmayı öğreniriz bi gün, umarım, yani kendimizin kanalını değiştirmeyi gibi, ortama ve ortamlara uyum sağlamış doğal oalrak uyum sağlayan ve bu durumda bulduğu kendi ile çatışmayan ortam faktörünü gören benler oluruz, içtenlik olsa her şey olurdu, her şeyden daha çok ve bol olurdu, sadece içtenlik yaşadıklarımızı ve yaşayabileceklerimizi hayal gücümüzün ötesine milyarlarca kat genişletebilirdi, içtenlik penceresi büyük ve geniş bi pencere, örneğin ben bu yazıyı yazarken içten olsam yani daha daha içten olsam içime sıkışmış hiç bilmediğim bi sesi çıkarmayı deneyen bi şey gibi hissederdim kendimi, titreyiş gibi olurdu içim, gülücük gibi olurdu tonu,
ben içtenliği anlatamadım, şöyle  denemeliyim içime bakıp daha ne açmalıyım, daha ne var içimde duyabileceğim, içimde tanımadığım saflıkta bi titreşişm bi ben bi çocuk gibi olan var mı? bakışlarıyla içine kalbine dönüp kendinden bi titreşim beklemek,
birden dökülüp saçılmış her şey ortada kalmışlıkta oh  be  gibi olmak,
yükten, saklanan yalandan kurtulmak gibi,
en ayıp an zorlu en tutulmaz olanı tüm dünyanın yüzüne gülümseyerek haykırmış hissetmek, gülümsenerek karşlık almışlık gibi
birden herkes her şeyi biliyormuşluk gibi,
birden herkes ve her şey tam eşit şimdi ne olacak gibi
oyunun neresinde kalmıştık gibi
daha eğlenceliden daha eğlenceli olsa eğlence artar mı gibi,
içim gülmeden gülsün gibi, bu gülüşlere onbin gülüş sığsın gibi,
bakıp içinde doğmamış, doğaç bi şey bi titreşim bulmak her baktığında oradan daha yeniden daha taze ve yeni doğmuş bi başka titreşim bulmak ve onu gerçekten kendin hissetmek gibi,
hiç kirlenmemişi bembeyazı kendin hissetmek gibi,
yüksüzlük gibi,
içinde hafif olanın bile havalandığı bi hafifilik gibi
içtenlik bi öz yoğurma bi özdoğurma
içtenlik yoktanlıktanlıktan olmayandanlıktan öz bileme
içtenlik olmayandan katma
içtenlik her şey yok olsa  kalmasa tam istediğim bi şey ve şeyler tüm oluş ondan yeniden doğardı filizlenirdi kadar dolgun ama yok gibi
içtenlik dünyanın bütün kelimelerinden aşk bestelesen, dünyaya yağan bütün seller şiir olsa  ve fazlası hatta yanında toz zerre olurdu gibi,
içtenlik bi altın anahtar,
kapısı kendinden kendine açılan

--------

kelebeğe konan çiçek

--------

fasıl girizgah,

yağmur ağladı sel oldu, sel giryan
aglayış ağladı hey hat

--------

uçan çiçekler,
daha çok uçan çiçekler,
her yeri dolduran çiçekler
dünyadan taşan çiçekler
boşlukta biten çiçekler

güneşte biten çiçek,
yıldızdan yağan çiçek
Heey her yer çiçek doldu
abi şuna baksana

hiç bir şeye dokunmayan çiçekler ama görünüyor ve var gibi !

--

Aşk senfonisi

rüzgarı kovalayan yağmur sende kaç, kaç kaç, (bas bariton)
boşluktan yapma davullar, sesleri gerçek merak etme
ses nereye gider, nereden geliyor (meraklı)
rüzgarı kovalayan yağmur sende kaç, kaç kaç,
huuuuuuuuuu (sopranolar, binlerce)

kuşlar sıra sizde,
toprağın içinde eriyen metaller kendilerini dağlardan dağlara gerip teller yapıyorlar
orda büyüyen büyük bi ağaç onları çalmaya başlıyor
dünyanın karnından dünya yarılıyor,
çağnık sesleri, aşk sesleri
kuşlar ve hürriyet
yıldızlardan yıldızlara ışık telleri
ışık sesleri
çağkın çağkın merhaba
ışık geliyor ışık
kalkın uyumayın
IŞIK SESİYLE GELİYOR
(kulakla değil duyguyla duyulur sesi)
boşluk karnından ana doğruyor
en büyük aşk sesi

0 yorum:

Yorum Gönder