17 Mart 2012 Cumartesi

Cenneti Düşlemek


BU İÇERİK BLOG GİRİŞİNDE BELİRTİLEN TASLAK KARMA DÖNÜŞ YAZIMDIR

(Ek * bu metni taslaktan almayabilirdim ki yeniydik o zamanlar düşüktür sözler ama ama anlam ve tiitreşimler yinede yüksektir, çokça yenisi ve daha güzeli yazılabilir ve cennet adını bile kirlettik biz , gelecek felan diyorum ben ona kısaca düş )


Ve cennet düşü, kuşlar , ağaçlar, rengarenk bir doğa ve ceylanlar, kelebekler, ilk aklıma gelenler bunlar ve gülümseyen çocuklar, berrak bir su ve ışıltılar, berrak bir deniz yada okyanus ve esenlik ve ılık esentili bir rüzgar  , berraklık ve parlaklık. Canlı bir kontrast ve doğada bir arada gruplarla yaşayabilen insanlar, beyaz kıyafetler ve gülümsemeler, birlikte yapılan kutlamalar ve kutsamalar ve onurlandırmalar ve birlikte yapılan her şey . Biriktelik... Ve neşeli gülüşler ancak bu gülüşler içsel bir titreşim ve yayın gibi ve rahatlatıyor...

Ama duygularımıza odaklanalım, görseller tamam ama duygularımızı deneyelim. Duygularınızı bulmayı deneyin lütfen rüzgarın esintisinde, teninize değişinde, havanın sıcaklığında ya da düşünüzde hiç kirlenmemiş başka bir şeyde. Bir deniz kenarında ya da sizi rahatlatan başka bir yerde yalnız kalarak, size esenlik veren duyguları arayın. Yıldız tozu yağdırın düşünüze, bulutları boyayın, onları hiç görmediğiniz gibi yapın. Tuvalinizi, eski tuvalinizi, rengarenk boyayın. Gökyüzüne uzanan büyük pembe çiçekleri büyürken düşleyin ve saçtığı ışıltıları. Öyle güzel bir koku var ki havada ve öyle temiz ki...  Bizim dünya hayatımızda bütün imgelerimize bağladığımız olumsuz deneyimlerimiz de var. Daha önce hiç görmediğiniz gibi olsun, daha önce düşünmediğiniz gibi olsun. Yeni ve ışıltılı olsun. İlk doğuşa, o rahime, dışarıdan beklendiğiniz ve henüz hiç yaşamadığınız ana giden ve güzel bir dünyaya gelin. Ve hala o haberleri izliyorsanız ve okuyorsanız bunu yapmanızın çok zor olacağını belirtmek isterim. Ve o dram dolu diziler size inanımıyorum. Neşeli bir şeyler bulun lütfen. Tüm gündemimizi cennete taşımanın vakti gelmedi mi?
 
Düşlerinizin şekilleri yoktur sevgili ailem. Müziği sözleri olmadanda duyabilirsiniz. Titreşimler sizi alıp götürürler . Bırakın duygularınız açığa çıksın ve dalgalansın . Duygularınızla düşlemeyi denemeye ne dersiniz?
Hepimizin zihinlerinde bir arkaplan var ve bu arkaplan muhtemelen karanlık bir uzay ve söylendiğine göre tüm o boşluk sevgiyle dolu. Neden oraya rengarenk bir arkaplan koymayı denemiyoruz. Neden uzayımızı sevginin renkleriyle doldurmuyoruz.

Orada, o güzel yerde, sevgili ailem. Hep birlikteyiz
İşte şimdi, o şimdideyiz.

16 Mart 2012 Cuma

Kar Neşesi

Kar yağdığında seviniyorum
ve bir çocuk kar yağdığında sevinir
Hepimize ve her şeye kar sevinci diliyorum ve çocuk sevinci
Hepimize yağsın
Kar
Kar neden yağar kar

13 Mart 2012 Salı

Heryere ve herşeye gitmek


Help is on the way!

Ne yapmam gerekiyor
Gitmen gerekiyor

Kime
Herkese ve herşeye

Nasıl yapmalıyım
Giderek

Nasıl
Heryere ve herşeye giderek


Her yer ışık

Okyanustayız ve su damlaları gibi birbirimize tutunuyoruz
Büyük
Bir
Okyanus
Dingin ve esenlikli
Ve her yer okyanus
Ve su damlasıyız
Ve Sadece okyanus

Güneşteyiz ve ışık taneleri gibi birbirimize tutunuyoruz
Büyük
Bir
Güneş
Dingin ve Esenlikli
Ve her yer güneş
Her yer ışık
Ve ışığız
Ve sadece ışık

Biriz
Hepsi ve her biriyiz
Her yerde ve her şeydeyiz
Biz biriz

Biz Bize


BU İÇERİK BLOG GİRİŞİNDE BELİRTİLEN TASLAK KARMA DÖNÜŞ YAZIMDIR



Dilimdeki bütün seslerin ve ifadelerin sonsuz yaratıcının, ilk yaratıcının, sonsuz zekanın yaydığı ışık ve sevgi titreşimine uyumlanmasını seçiyorum. Bildiğim, inandığım ve düşündüğüm bütün yaratıcı ve tanrı ifadelerinin, duygularının ve düşüncelerinin sonsuz zekanın ışığına ve sevgisine, bir’e, öz’e bağlanmasını seçiyorum. Tüm anlarımda istediğim tüm yardımların ışığa ve sevgiye iletilmesini seçiyorum. Işığın dilini öğrenmeyi seçiyorum. Gerçekliğime bağlı algılarımı, sözcüklerimi ve duygularımı değiştirmeyi ve tüm sözcük, duygu ve ifadelerimi, ışığa ve sevgiye uyumlayı seçiyorum. İçimdeki bütün duyguların ve düşüncelerin sonsuz zekanın ışığına ve sevgisine uyumlanmasını seçiyorum. Fiziksel, ruhsal bütün titreşimlerimin sonsuz zekanın ışığına ve sevgisine uyumlanmasını seçiyorum. Ve tüm bu isteklerim için sonsuz zekadan yardım istiyorum.

Biz Bize

Dilleriniz dilimizdir.
Hepimiz biriz ve sizi seviyoruz.

Seni seviyoruz
Sende bizi
O halde biz bizi seviyoruz
Biz evrenin sevgisi ve ışığıyız.
Böyle olmaya devam edeceğiz. 
Sevgiye döneceğiz.

Işık arındırır, ışık hızlandırır..

Işıkla kalın...

Deneyelim. Keşfedelim.


BU İÇERİK BLOG GİRİŞİNDE BELİRTİLEN TASLAK KARMA DÖNÜŞ YAZIMDIR


Deneyelim. Keşfedelim.

Sevgi ışık ve neşe bizim ilacımızdır. Ve korkular ve karanlık gandhi gibi savaştığımızdır incitmediğimiz ve kırmadığımız, ışığı bulmasını umduğumuzdur. Karanlık, savaştığımız değil ışıkla dengelediğimizdir. O belkide bizim diğer yanımız ve diğer yüzümüz aynamızın ters tarafıdır (siyah cilasıdır) ama yinede bilmek istiyorum evrende ışık ve sevgiden yana bir denge kurulabilir mi? Karanlık yok edilmeksizin ve azaltılmaksızın sevgiyle ışıkla, ışık ve sevgiden yana dengelenebilir mi? Bu yanlış ve yok oluşu ve mutlak 7 yi istemek mi? Bu bizi ikinci bir big bange mi götürür. Bu bizi ışıktan yana evrimleştirir mi? Bu enerjiyi iyiden yana evrimleştirir mi? Dalga, ışık ve sevginin titreşimi ve temel titreşim buysa karanlık kimin titreşimi ve nereden yayılıyor o da sonsuz yaratıcıdan gelmiyor mu? Dalga ışıktan karanlığa her dalga boyunumu içeriyor. Karanlık olmadan aydınlık olmuyor değil mi? Peki neden karanlık 4 ten ileri gidemiyor gidemiyorsa neden bizim 7 ye dönerek varlığı ışığa götürmemiz gibi 1'e dönerek varlığı karanlığa ve maddeye hapsetmeye çalışmıyor? 1'e dönmekte aslında bire dönmek ve yediye dönmek mi? Bu yüzden ortada takılıp duruyorlar mı? Sanırım bunu yapmaya çalışıyor değil mi? Ve bu sonsuz yaratıcının sonsuz dengesi değil mi? Yoksa oyun içinde oyun bir sanal gerçeklik realitesi ve algısıylamı boğuşuyoruz. Evrendeki tüm varlık için ışık seçimi ve sonsuz ışık var mı? Yoksa negatif-pozitif, objektif-subjektifi, karanlık - ışık olarak düşünmemem mi gerekiyor. Karanlık kötü demek değil değil mi? Özgür irade evreninde her şeye izin var ve sadece bir hologram mı gerçek madde özgür irade evrenine hiç girmeden sadece yansımalarla mı öğreniyor? Işığın ve maddenin evrimi bu döngü nasıl sağlanabiliyor ve sonsuzda? Yokluktaki bilinçten sonsuzda evrimleşmek? Sonsuz zekaya duyduğum hayranlığı belirtmeliyim ama hala bu karanlık ve aydınlık dengesini kavramak ve anlamak için bizim zamanımızla zamana ihtiyacım var. Geçmişe gelmek bumu? Bütün varlık şimdide o patlamada o bilinçte bir anı milyarlarca yıl gibi mi deneyimliyor? Yokluğa dönüyor muyuz? Sonsuzu anlayamıyorum.  Sonsuzda nasıl genişliyoruz ve yoktanlık yokluk, mutlak yokluk... Mutlak varlık mutlak yokluğu mu dengeliyor... Nasıl mutlak yoklukta olsa biz sonsuzda var olacağız bunu anlamıyorum.. Bu sadece bir oyun mu? Yani karanlığa yeterince şans vermiyor muyuz? Karanlık aydınlıkta mı? Ademden yaratılan Havva ışıktan ve sevgiden yaratılan karanlığımı simgeliyor? Evren ve sonsuz zeka ilk oluşu yaratışılışı ve kutuplaşaması doğasıyla mı sevgi üzerine. Yoklukta ve sonsuzlukta oluşumuzdan bağımsız oluşlar olabilir mi? Bunlarla buluşarak tıpkı düşünce bellek bileşimleri gibi daha büyük var oluşlar yaratabilir mi? Sonsuz yokluktaki zeka sevgi olmadan düşünemiyor mu? Sevgi varoluşa ve karanlık yokoluşa gidiyorsa biz yokluğun zihnindeki denge miyiz.
……………………….
21.02.2012

Neden sevgi ve neşe dolu bir şeyler yazmıyoruz.


Neden sevgi ve neşe dolu bir şeyler yazmıyoruz. 



Neşeli ol ki genç kalasın
Bu dünyadan da zevk alasın
Ümitler hep süslenir neşeyle
Neşeli ol ki genç kalasın

Neşeli ol ki hep artsın gücün
Yorgunluk nedir bilme bütün gün
Gayretler hep güçlenir neşeyle
Neşeli ol ki genç kalasın

Sevgiye Kutuplaşmak. Birdeki bizi ve bizdeki biri bulmak.


BU İÇERİK BLOG GİRİŞİNDE BELİRTİLEN TASLAK KARMA DÖNÜŞ YAZIMDIR



Sevgiye kutuplaşmak. Sevgiye kutuplaşmış realitelere ulaşmak. Birin sevgi ve ışık titreşimine uyumlanmak. Realiteleri dönüştürmek. Titreşiminin birin titreşimindeki özgür bir bilinç titreşimi yumağı ya da tanesi olduğunu aynı zamanında birin titreşiminin bir parçası olduğu farkındalığını bulmak. Titreşimine uygun titreşimleri yakalamak ve onların birdeki ve kendi farkındalığındaki zihinsel onaylarıyla birleşmek. Onaylanan zihinsel realitenin tüm diğer realiterin içinde ve ayrı olarak titreşimini ve büyümesini sürdürmesi. Titreşimin oktavlarını kavramak... Yalnız olmadığını ve yalnız yapmadığını anlamak. Aynı andaki uyumlu titreşim kompozisyonlarıyla birlikte çalıştığını kavramak. Zenginleşmek. Birdeki bizi ve bizdeki biri bulmak.

Realitemiz birin realitesi ile uyumlanmaya çalışan sevgi, birlik ve ışık realitesidir ve büyümeye devam etmektedir. Titreşimini sevgi, yardım, ışık frekansında tutmakta, ışık ve neşe yayını yapmaya devam etmektedir. Realitemiz birdeki bizim titreşim bütünümüz olarak büyümektedir. Ve evrene yaptığı yayını bilmiyorum ama dünyaya özgür yayın yapmaktadır. Özgür frekans yayınıdır. Realitemiz dengelenmeye devam etmektedir. Birleşik bilinç tarafından yönetilmektedir ve büyütülmektedir. Özgürce büyümektedir. Kanser hücresini iyileştirmektedir. Umarım ki iyi bir hasat bizi bekliyor. Hazır oluyoruz. Ağaçlar ve ormanlar gibi küreyi soluyoruz hep birlikte dönüştürüyor ve küreye sevgi bırakıyoruz. Nefeslerimiz bizimdir.
Love the polarization.....

Panik yapmayın. Sevgiyi göze alın. Sevgi için. Sulanmak ve değişmek. Rüzgara kapılmak ve ondan dönmek, sulara. Nehirlere ve dağlara. Her yeri ve her şeyi dolaşmak ve geri dönmek. Dağlara sulanmak. Rüzgarla sulanmak. Akmak nehirlere. Bize akmak. Kapılmak seline rüzgarın. Bize katmak. İçinden geçilen nehirlere sulanmak. Bak rüzgara. Şarkını söyle. Söyle ona bildiğin bütün sevgi şarkılarını söyle. Sesini sesime kat. Sesimi sesine kat. Sesini bire ve bize kat. Acını acıma kat. Acını bana ver. Acını bize ver. Rüzgara ağla ve bana gönder. Bize gönder. Biz sana sevgiyle dönelim rüzgarda birleşerek. Büyüyelim. Bu sevgi seli. Sevgi rüzgarı. Rüzgar nereden doğarsa doğsun büyürken tüm rüzgarları içine alır. Büyük sevgi rüzgarı. Esiyor.
Do not panic. .............

22.02.2012

12 Mart 2012 Pazartesi

Şimdiden Geçmişe Yapılan Müdahale, Arınma


BU İÇERİK BLOG GİRİŞİNDE BELİRTİLEN TASLAK KARMA DÖNÜŞ YAZIMDIR



Uykudan uyandığında gözlerin kamaşır ve ellerin neşe getirir. Yarına başlarsın artık. Dün bitmiştir. Yol yürünmüştür ve ileridesindir artık. Yol artık geçmişi kapatmıştır. Geçmişin acıları ve birikintileri temizlenmek ister. Bunu gelecekte de yapabilirsin ancak şimdi senindir. Anındır. Şimdide yaşamak geçmişte ya da gelecekte yaşamak değildir, benzerdir ama değildir. Şimdi bütün anlara dağılır. Şimdi geçmişe bak ve acıyı bırak. Şimdi geleceğe bak yollarına sevgi bırak. Zamanı sen kodlarsın. Şimdi tüm anlarıma, gelecek ve geçmiş anlarıma sevgi göndermek ve sevgi kanallamak istiyorum. Yüksek benliğimi ve merkez güneşi, sonsuz kanalımı kullanmak, kanallamak istiyorum. Şimdi gözlerimi bu kanalın ışığıyla yenilemek ve açmak ve parlatmak istiyorum. Şimdi bu kanalımdan gelen ışığı ve bilgiyi deneyimlemek istiyorum. Kanalımız bizimdir. Birbirimize bağlıdır. Bizler büyük bir ağın parçalarıyız ve bütünde büyük resimde biriz. Ve yalnız değiliz. Bir şekilde birbirimize bağlıyız. İncittiğimiz kendimizden başkası değil. Gönderdiklerimiz bize dönüyor. Arınma çalışmalarımız, daha önce biriktirdiklerimiz... Arınmamız sevgimizi parlatır. Kanalımızı parlatır. Kanalımız genişledikçe ve büyüdükçe ışığımız artar. Sanıyorum yüksek benliğimiz ile olan kanalımız ve yüksek seçimlerimizle büyüyor ve kendini temizliyor. Dünya büyük bir top gibi ve her yerinde negatif titreşim yoğunlukları birikimleri ve hastalıklar var. Bizler homojen dağılımla dünyanın her yerindeyiz. Kanalımızdan birbirimize diğerlerine ve dünyaya sevgi ışınlanıyor ki sevgi iyileştirebilsin. Bizleri ve dünyayı... Biz kendimize birbirimize ve diğerlerine yardım ediyoruz. Lambalar ayrı olsada ışık tektir deyimi gibi. Bizler birbirine bağlı ışık kanallarıyız. Karşımıza karanlık çıktığında onu aydınlatana kadar yanıyoruz. Kanallarımızdaki, ağımızdaki karanlığı aydınlatırken bu kanallardan negatif etkiler aldığımızı sanıyoruz belki ama belkide onu aydınlatıyor ve tedavi ediyoruz. Tıpkı bastırılmış duyguları gün yüzüne ve yüzeye çıkarmak gibi. Tıpkı kirlenmiş eski bir evi temizlemek gibi. Eğer bu temizliği yapmak istiyorsak biraz kirlenmeyi yada kirle yüzleşmeyi ve kirle başetmeyi göze almalıyız. Ve o kirleri, kuruntuları, hastalıkları, bastırılmış korkuları bulduğumuzda onlar bize negatif deneyimler gibi yansıyormuş gibi olsada, temizliğe devam edersek, bitirebiliriz. Bir kir ve toz yığınını temizlerken biraz kirlenebilir ve tozlanabilirsiniz, bu size o anda kuruntular, acılar, korkular ve endişeler olarak yansıyabilir bu doğru yeri bulduğunuz anlamına geliyor olabilir bunu düşünün. Dediğimiz tıpkı bir evde biriken ve halı altına süpürülen kirler gibi bedenimizde ve ruhumuzda kirler, tortular ve halı altına süpürülmüş şeyler var. Eğer temizlik yapmak istersek bakıp onları bulmamız yeterli. Bedenimizde ağrılar, ağırlıklar ve baskılar onları takip ederek ve sezgilerimizi dinleyerek onların ne olduğunu ve nerede olduğunu bulabiliriz ve temizleyebiliriz. Tüm geçmiş anlarımızın yüklerini temizleyebiliriz. Ve sanırım kanalımız bunun için sevgi ve şifa yayını yapıyor.

Düşersek kalkabiliriz. Yorulursak dinlenebiliriz. Üzülürsek ağlayabiliriz. Yolun sonunda biz, biz olağız ve birbirimizi bizi bulacağız. Hiç birimiz yalnız değiliz. Hiç birimiz unutulmadık. Her birimizi diğerimiz kadar seviliyoruz. Ve Tanrı ile sonsuz yaratıcı ile yüce evrensel akıl ile adına her ne diyorsanız onun ile olan kanalınız yüksek sevgi kanalınız, yüksek sevgi yayını yapıyor. Ve eğer bu kanalımızı ve birbirimizle olan kanallarımızı tekrar açarsak bunu duyabileceğiz, görebileceğiz ve anlayabileceğiz. Bunu hep birlikte yapmalıyız. O sadece ona tekrar sarılmanızı istiyor. O sadece onun sizi asla unutmadığını, bırakmadığını ve terketmediğini anlayarak tekrar onunla konuşmanızı bekliyor. O size kırgın yada kızgın ve sizi çok seviyor. O sizi sadece seviyor. Siz kendinizi afftettiğinizde o sizi affedecek. Siz kendinize sarıldığınızda o size sarılacak. Sözcükleriniz önemli değil. O unuttuğunuz anneniz ve babanız. O, özbe öz sizin ve siz özbe öz onunsunuz. 


14.02.2012 



Bu yıl ne değişti?
Bu yıl benim değişen.
Eskiden uysal bir kuzuydum,
Sonra bir kaplan oldum ve vahşi bir kurt.
Güvercindim önceden, bir ceylandım
Bugünse bilmiyorum ne olduğumu.