17 Ocak 2015 Cumartesi

bu şaka değilse

ağustostan bu yana (yazılanlar-yayımlananlar)mkayıp ve ben bi şey yapmadım neden?
bloggerla mı ilgili?
genel bi şey mi? neden-niye?

geri gelecek mi?

ilginç bi şekilde 17 ağustos

bilgisayarımı biri mi kurcaladı, ya da ?

129 yorum:

adenizcardak dedi ki...

ben de cepten bakamamıştım dün mü önceki gün mü linklere, bilgisayarıma kavuştum ve açtım bakayım diye, ama o da ne?
yoklar...
neredeler?
bu bir ilüzyon mu?

isiklidusler dedi ki...

yo yo;
silinmiş,
sonuç olarak
burdan silinmiş,oturum açık bırakıyorum

eski bi pc ve donup duruyor;
yanlışlıkla ya da başka bi şey sanarak ya da ne olduğu-olunduğu bile bilinmeyerek ya da kişisel anlamı bilinmeyerek belki bilmiyorum
her neyse uzatmaya gerek yok ve silinmiş işte;

aslında rahatladım ve yine de google taramlarından yayımlı olanların kopyalarını aldım-aradım ve umursamadım aslında
yorumlar duruyo zaten bellekte ama öne mi de yok,
bana bi şey hatırlattı, tüm bunlar
sokrat hiç yazmamıştı
ve yazmak-emek
koşmak ve yürümek gibi; ya da olmal ıbilmiyorum
bi şeye bi anlam yüklemiyorum artık
tam aksine olmuşsa bi anlamı vardır



isiklidusler dedi ki...

kuyruklu yıldızı nerede gördüm ben ve ilgili okuma ve yorum
üzerinden geçtim önemsiz diye bunu düşünüp duruyorum

isiklidusler dedi ki...

bir şarkı sözü mü başka bir okuma mı emin dğilim

isiklidusler dedi ki...

bi kuyruklu yıldızla ilgili bi okuma yaptım
,imgesel ya da benzeri
bi, yorum vardı - zama nyorumu
eski bi kitap ya da şarı sözü her şey olabilir
kuyruklu yıldıza vurgu vardı- kehanet gibi ama böyle değil
işaret desem de doğru olmayacak ama

ve atladım çünkü yeni yok diye ve bu haberi gördüm

http://www.radikal.com.tr/teknoloji/lovejoy_kuyrukluyildizi_11500_yil_sonra_yeniden_dunyaya_geliyor-1269811

kaşifin soyadı ise çok ilginÇ

http://www.radikal.com.tr/teknoloji/lovejoy_kuyrukluyildizi_11500_yil_sonra_yeniden_dunyaya_geliyor-1269811

adenizcardak dedi ki...

Lovejoy evet guzel bir soyisim. Keske benim soyismim olsaydi :)
Cok hossun, bi anlam yuklemiyorum diyorsun ve silindiyse vardir bir anlami diyorsun. Evet belki de dedigin gibi anlam yuklemesekte kendi anlamini barindiriyordur. Olabilir...

isiklidusler dedi ki...

şarlo

adenizcardak dedi ki...

şarlo-hic biriyim-madimorya

adenizcardak dedi ki...

hiç ilgisiz bir yerden karşıma çıktı.
bir anlam yüklesem mi yüklemesem mi bilemedim.

seninle paylaşmak istedim, gerçi sen bunların her kelimesini biliyorsun.

http://books.google.com.tr/books?hl=tr&lr=&id=9_UXBgAAQBAJ&oi=fnd&pg=PT5&dq=cardak+ad&ots=f49re1YqJa&sig=o1lCVxL_MdWWTw0u1mMskJFbyOs&redir_esc=y#v=onepage&q&f=false

isiklidusler dedi ki...

bşluk bile olmadan yok düşünmeyi deneyin
hiç olmayan
ve bi başlangıç
olmayan bi yokluk düşünün evet; yokluk nedir-ki!,
lütfen bi cevaplayın ama geçiştirmeyin ve ertelemeyin
zihninizdek imgeye bakın ya da ne düşünüyordunuz söyleyin
lütfen-rica

http://zihinselsorucevapegzersizleri.blogspot.com.tr/2015/01/bosluk-bile-olmadan-yok.html
lütfen bi bakın

ve belki son mesaj
http://www.felsefe.net/felsefenet-felsefe-kulubu/75739-felsefenet-literaturuyle-insan-nedir-8.html


isiklidusler dedi ki...

maharaj okunmalı
durup düşünülüp yeniden tekrar okumak
gerekiyorsa
ve ille de bi şey okumak iyiyse ve faydalıysa

www.scribd.com/doc/48091269/Ben-O-Yum-Maharaj

isiklidusler dedi ki...

bu insanları küçümsemiyoruz ve hesaptan düşmüyoruz
hesaptan ve emekten düşmüyoruz
ve emeklerini/çablarını onurlandırıyoruz;
anlatamalarına rağmen evrensel içsel kavrayışlar doğurdularını (hissediyoruz) ve hissettiklerini açık zihinlerini iyiniyetlerini ve yüreklerini görüyoruz/seviyoruz
onları hesaptan düşmek değil niyetimiz- kimseyi de öyle

ve kutsal metinsel şeyler
bu şeylerin bi ölçüde ve büyük kısmının büyük ölçülerde
zekatya ilişkin/yapıya ilişkin benzeştirmeler-anlatmalar
içerdiğini
evrensel sembolimaları-mitleri ve anlaltımları görüyoruruz-biliyoruz oldukça
kutsal metinlrdeki ve dinlerdeki
evrensel semboller ve anlatımlar çünkü
ve iyiler bi çoğu zihin iyileştirici
bunları hep söylüyoruz
ve küçümsemiyoruz

ama bilgi yönü ve bilgi kirletmesi ve anlaşılması üzerine ve
sunulma algılanma biçimi üzerine
ve yanılgılı metinler-anlatımlar ve saptrmalar üzerine büyük hatalar gibi şeyler var

isiklidusler dedi ki...

7 gün ve altı günü yoğunluklar/seviyeler ve katmanla olarak yorularım ve sembolizma en basiti örneğin

7 kat gök ya da

varoluş ve yokoluş ve oluş-olmayış-
başlayış başlamama üzerien çok düşündük biz
ve kendimiz biz düşündük
ben en çok

ama bizden ço kdüşünenelre sorun
parmenides'e sorun
oda sorsu nve öğrendin
birileride ona parmendides anlatsın

neden hala kasyopya var ve yok ve neden yok?

isiklidusler dedi ki...

tanrı ruhu suların üzeridne dalgalanıyordu -tevrat-yaradılış

bu cümle bizim için çok önemli mesela
bilinler bilirler
kasyopya okumayanlar bilir
,
bu hem gerçekliğin yapısı hem de fazlası ve fazlası ve varoluşa ilişkin genel bi sembolizma ve iyi anlıyor musunuz?
böyle bi içerikte bulunmasını-olmasını isteyebileceğiniz bi şey
hemen olmasını ve çok olmasını isteyebileceğiniz bi şey
siz yazsanz ve yazdırsanız bile,
hatta küçücük çocuklara bile,

isiklidusler dedi ki...

şöyle diyelim o zaman
tevrat'ı bilmiyorum ama iyi değerlendirilirse kuran değerli sembolizmalarla -sembolizmik yapılarla ve anlatımalrla dolu ve gelişim için ideal
ama kapalı ve karanlık düşünülmmeli
tanrı ve diğer şeyler de;
her şey de öyle
genel olarak isam-tasavvuf ve sufilik anlayışı
sudur ve diğer bileşimlerle iyi okunur ve düşünülürse belirli aşamalar ve basamaklar sunuyor

ama saf düşünmeye-sormaya ve meraka ve felsefeye ve diğerlerine ne oldu
bırakında-bırakalımda bunu/bunları insanlar -ihtiyacı olanlar ve bunları diğerlerini hiç bilmeyenler evlerinne başka kitap olmayanlar ve matbaanın bile olmadığı çağlar okusun
okusun/okusunlar ama bunlara ihtiyacı olanlar

--

ben ne istedim biliyo musun
hawking-hawking önemli değil deyin ona bi mesaj atın,okunacak çok var deyin- öğrenilecek ve araştırılacak
acele etmesin
hemen sonuçlar üretmek için
acele etmesin ve bol bol düşünsün
diğerlerini-herkesi ve felsefeyi okusun
karşı karşı konuşmak isterdim belki bilinmeyen bi zamanda ve yerde

isiklidusler dedi ki...

arşın su üzeri,nde olması rneğin

bunun üzerine yorum yaptık değil mi? ,,8-daha önce yorumlarda/yorumlarımızda
bizi okumuyor musunuz;? aşkolsun,)

gerçekliğin katı olmaması ve bi çok başka şeyde
dalgalı-akışkan-sıvı yapı su
ve saydam değil mi?-şeffaf
eterik varoluşlar ya da bi ço başka şey
başka gerçeklikleri düşünme fikri
ve gerçekliği başka düşünme fikri aşılıyor
eğer derin düşünülürse hayalgücüyle
kelimeye ve ifadeye takılınmazsa üç yaşında çocuklar gibi
katı bi gerçekliği okumayın artık ne olur;
ruha konsantre olun ve bitmeyen varoluşa ve doğmayana ölmeyen-olmayan ve hiç varedilmemiş olana-bitmeze sonmaza

adenizcardak dedi ki...

2-3 gündür şunu düşünüyorum, asıl kutsal din vb değil. meslek ahlakı. sözüm meclisten dışarı, tıp doktorlarını sevmiyorum, aslında mesleğine saygısı olmayan, cahil olanlarını...
çok çektiriyorlar :((
okumak çok güzel, seviyorum, ancak kafamı karıştırsın istemiyorum, saf inanışım olsun, kutsal kitapların dayattığı dinden değil de, ruhuma doğru geleni, ruhuma huzur vereni olsun. din olmak zorunda mı? bir türk bilgesi yeni bir din gelecek diye yazıyordu bloğunda beklemedeyim, son dinin İslam olduğu söylense de... umut fakirin ekmeği imiş :)
şimdi babamla ilgilenmem gerek, bilgisayarıma ne zaman kavuşurum bilmiyorum. verdiğim o link hiç ilgisiz bir yerde karşıma çıktı ve nedense paylaştım seninle, umarım yanlış yapmadım, pot kırmadım.
hawkingle mi konuşmak istiyorsun, boşver sen bana anlat, o herşeyi (!) biliyor, ben bilmiyorum :((

isiklidusler dedi ki...

okumamışsınız bizi ve okumuyorsunuz-
bi bakıyorsunuz sanırım
ya da biz anlatamıyoruz hızla ve delişmen
öyle anlaşılıyor

isiklidusler dedi ki...

peki kafanız karışık sanırım ya da ilgilendiğiniz başka şeyler var;

isiklidusler dedi ki...

yeni bir din!

adenizcardak dedi ki...

nasıl okumuyorum seni/sizi, aşkolsun :(
delişmen yaşlarım/yıllarım geride kaldı, belki de hiç olmadı :(
neyse...
kafam karışık değil. kutsal kitaplar için söyledim, o ifade o nedenle idi. kafamı karıştırmak istemiyorum kutsal kitapların dedikleri ile...
ruhumda hissettiğim bana doğru gelen bir dinim var. ama hangisi diye sorarsan adı yok, kitabı yok :(((
yaşlı bir babam var ve sevgili (!) doktorların yanlış ilaçları, kişisel kaprisleri vb ile mahvettikleri bir yaşlı. çok sevdiğim yegane erkek. her zaman anlayışlı ve mantıklıydı ve bu halleri üzüyor.
yukarıda verdiğim linkleri diyorsan onları okumadım dürüst olmam gerekirse. hemen sana yazmak istedim. ama şimdi evime geldiğime bilgisayarıma kavuştuğuma göre okuyabilirim, uyuyakalmazsam.
yorgunum. almanların çok yorgunlar için bir ifadesi vardır. aynen öyle- ölü gibi yorgun

isiklidusler dedi ki...

kırgınız biraz lütfen üzerinize alınmayın-özgürüz

sizi yormak-üzmek istemem; zor bi an- saat ve eşref saati diyelim belki;

başka şeyler size yansımasın

ve sizinde işleriniz aşkın ve dertleriniz sıkıntılarınzı var gibi görünüyor;

hayır şundan dedim
hawking'e seslenmedim ve hawking önemsiz yazdım

yazdığım şuydu;
kitabın yazarına ulaşın ve bir merhaba deyin
ve belki de şunları ekleyin-ulaşamazsanız da kalpsel çağrışım-içişim
ve bunları bunları düşünüyorsun ama sence fazlası yok mu?
ve daha çok okunacak yok mu?
yürünecek çok yol ve düşünecek yok mu?
ve neden hemen sonuçlara atlıyorsun

bir insana yardım etmektir bu ve çok yardım
düşünmek bile ve bunu düşüncesini yaymak bile
onaylamak ve bi giz görmek subjektif
eğer o insana iyiniyetle gelişmeli ve araştırmaya devam etmelisin-ağdan yararlan içgüdüsü ve düşüncesi tutarsan ne lur? ya da aynası-içdeyimi

bi baktım bende paylşamışsın ve bunu önerdim ve bu görülmedi

tıp doktroları ve tıp hakkındaki yorumlarımı belirtirsem sizi sıkar ve üzer bunu paylaşamam anlayın lütfen mesela
am paylaşmanıza sevindim-
benimle paylaşın ve iç dökün her zaman
ve üzülmeyin-süzülmeyin

pot kırmak yok-hiç bi zaman olması ve olmayacak
ancak yine de bi şeyler var ve hiç yok diyemme;
bazen anlaşılmamaktan kırgınız ama aslında benle ve bzile ilgili bu bu ve gerçekten bizim sorunumuz
sizden öte bu ve sadece size yansımamalı

ama şunu demek istedik; sizden ve senden gerçekten öte;
insanlar bunu arayıp bulup okuyacağı yer de maharaj bulsa okusa ne olurdu?
100 basan çok gereksiz yerine maharaj olmadı fromm ya da bi başkası okunsa
gerçek onur ve değer görmesi gerekenler görse ne güzle olurdu?

yine de sormak isterim özel değilse babanızın durmu nedir ve neyi var diye? yanlış olmazsa

isiklidusler dedi ki...

ben genelde böyle durumlarda ne yazılacağını söyleceğini bilmem

yaşar kemal ismi aklımıza düştü bugünlerde hastanaye düşünce;
yeni neslin ve birilerinin hiç tanımadığı ama benimde tanımadığım ve tanıdığımı sandığım bi adam ve yüz;
hiç yaşar kemal okumadım ben? kendimi dövdüm ve az önce düşündüm-hayatımda bi boşluk-yer açabilirdim yaşar kemala okumaya başka işler yapacağıma/okuyacağıma

ve babamda hiç yaşar kemal oku demedi bana, sahi herhangi birini hiç kimseyi oku demedi

ve doktorluğu bırakan bi doktor tanıyorum ben
adı da ruhselman
karmaşık bi hikaye ama internette bulunabilir
http://www.arad.gen.tr/IlahiNizamVeKainat.aspx
her neyse bu derin hikaye ama
bazen bu hikaye deki gibi
ne yapcağını-yapılacağını ve nasıl yapılacağını bilemez insana ve başka şeyler arar
her şeyi bırakmalı mı?

ya da yaşar kemal gibi yazmalı ve okuyan okusun seni

eğer bizim hekimliğimizden kani değilseniz başka hekimlere gidin mi demeli

ama hekim ne yapacak ruhçuluk mu?
o zaman bizim ruhçuluğumuzdan kani değilseniz olur?
ruhçu ne yapacak,

iyi hekimlik yapan bu insanın; -ruhselman
(o günün şartlarında iyi ve yüksek olsa bile) belki bugünün şartlarında iyi bir ruhçuluk yaptığı-denediği söylenebilir mi?
yine de bir miras bıraktı ve yol açtı ve bi dernek-araştırma vakfı ama bugün onunda o günkü bugünkü tıp-doktorluk sisteminden farkı yok ve kalmadı-
geişmedi-geliştirilmedi-yenilenmedi ve ufuk açılmadı
türkiye de hala gerçek bi ruhsal çalışma yok bu anlamda ve derinde;
trans deneyimler ve sujelerle yapılmış gerçek oturumlar; celseler;
yapılanlar sınırlı ve kara çoğu-kısmı
biz bugün hala gerçek kaynağımızı ve bilgimizi bu yollarla bulduk-edindik öğrendik ise de)(

ama aslına bakarsanız var da; tüm kültür ruhsal ve derin herkes ve her şey;
yaşar kemaller ve hikmetler-nazım'lar ve başkaları
ve önceleri-tüm çağdaşlar; yunus'lar aşıklar-kimler kimler

insanlara ne denmeli biilmiyoruz

ne meslek yapılmalı-nasıl yapılmalı onu da bilmiyoruz

nereye nasıl kaçılmalı

isiklidusler dedi ki...

hekimlik yapsam bana iyi hekim der misiniz?
ya da doktorluk
ya da iyi ruhçu-ruhçuluk yapsam

yani maharaj'ın yazdğı reçeteyi okumak var!

ve bilse ruhselman da
hekimliği bildiği gibi
bilse-anlasa gerçeği ve diğer gerçeği

hüzünlü sözlerim;
size değil sözlerim
size değil sözlerim
(eğer beni tanıyor ve anlıyorsanız bunu anlamalısınız-kendi iç dökümüm)

hekim olamam ben!
usui de olmaz-olamaz!
ve beni/bizi kime emenet ederlerse etsinler-fransız'lara değil!

sahi usui işsiz olsa ve yarın iş görüşmesine gidecek olsa alakasız
yani usui öğrenmese sistemi ve sistemin testlerini geçmese de doktor olamasa tıp okuyamasa matematik felan sistem dizgeleri ile kafasını doldurup şişirmese
blog yazsa usui işsiz

sahi biz hiç sormasak ya da düşünmesek;

umut varmış yaşar kemal de her şeye rağmen bi umut
sahi biz hiç okumadık-öğrenmedik!

--
"İşte böyle kedim" dedi,
"İnsanı insan eden ne kadar içimizdeki sevgiyse de, tanrı bunu böyle söylemişse de ondan daha çoğu acımadır. İnsanı insan yapan da, sevgiyi sevgi yapan da acımadır. Öyle değil mi arkadaş?" diye seslice söylendi.
---

“Umut sözcüğünü ilk kullanan yazarımız” -Bülent Kısa
Marquez, Güney Amerika için nasıl bir anlam taşıyorsa, Yaşar Kemal de bu topraklar için aynı anlama sahip. Onun romanları, benim gibi pek çok kişiye bu toprakların derinliklerindeki acıyı ve umudu anlatarak, çocukluktan yetişkinliğe her daim rehberlik etti. Bu toprakların ruhu, onun eserleriyle gerçek yüzünü gösterdiği içindir ki doğaya ve insana başka bir gözle bakmamız mümkün oldu. Edebiyatımızın hamuru eğer bir kıvama gelmişse, Yaşar Kemal’in sözcükleri ve eserleri sayesindedir. Ben, hasta yatağından kalkıp yazmaya kaldığı yerden devam edeceğini umut ediyorum. “Umut” demişken, bu sözcüğü ilk kullanan yazarımız da Yaşar Kemal’dir ve eserlerinde umut, alttan alta bütün o büyülü sözcüklerin arasından akar durur…
http://egoistokur.com/edebiyatcilar-anlatti-yasar-kemali-nicin-cok-seviyoruz/
---
Gidince diyor Sezar Yaşar Kemal!
gidince
git be Yaşar kemal iyi git emi!
bizleri de götür yanlarında!

isiklidusler dedi ki...


hekimlikle ilgili bildiğim bi hikaye var sadece ve bunu anlatmıştım sanırım
annanem anlatmıştı-ben hatırlamıyorum
karnım ağrıdığında bi bez çaput sarmış ve geçecek demiş ve sarmış geçmiş
ben öyle demişim
şimdi bunu biraz anlıyorum ben!

adenizcardak dedi ki...

hekimlikle ilgili hikayeni ilk kez duyuyorum, anneannen bilge bir kadınmış. çünkü sevgiyle sarmış o bezi ve sana güven vermiş. böylece geçmiş. bunu çocuklarda uygulamak daha kolay biliyor musun? bunu yapıyorum çocuklara, öpünce de geçiyor, anneleri olsam öpünce daha çabuk geçer, bunu bilim (!) insanları kanıtlamış. anne öpücüğü şifaymış. sen hekim olsan kendi çapımda (!) testlerim sonucu güvenirdim sana. tepkim tıp doktoru ünvanı alıp ve hatta uzmanlaştığı halde sadece ilaç adı bilen ve ilaç firmaları tarafından kendilerine dayatılan ilacı her hastaya yazan doktorlara.... haddim değil belki bu tepki, ancak bunların ceremesini hep hastalar ve hasta yakınları çekiyor. sana anlatmamda ne sakınca olsun, sen çok güzel ve iyi niyetli bir cânsın. ancak burası açık olunca pek rahat yazamıyorum. böbrek yetmezliği var diyalize gidiyor haftada 3 gün, evet bu gayet doğal. ülkemizde diyalizle yaşayan yüzbinlerce hasta var. haklısın. buna Alzheimer veya demans (arasındaki farkı yeni yeni çözmeye çalışıyorum) artı Parkinson da eklenince bir garip hasta çıkıyor karşımıza. ölüm korkusu da var sanırım. şimdi diyalizdeki doktoru bunları biliyor, kullandığı ilaçları biliyor ve herhangi basit bir kan analizi yapmadan veriyor ağır doz antibiyotiği. çocuklar ve bu gibi hastalar her ilaca ve ağır dozlara dayanamıyor. bazılarında huy değişimleri oluyor. bunu doktora söylediğinde başka bir ilaç daha ekliyor tedaviye. verdiği ilaç dopamin salgısını baskılıyor, bir diğeri dopamin salgısını artırmaya çalışırken sen baskılamaya çalışıyorsun, bu vb şeyler işte. şikayet etmek istemiyorum. ben üzülmeyeyim-süzülmeyeyim diye kendini kısıtlamanı, baskılamanı istemem. üzülmem gerekiyorsa üzülürüm. öğrenme yolunda her üzüntü bal gelir/gelmeli.
ölümün korkulacak bir durum olmadığını telkin etmek kötü mü sence? ölümden korkanların ölümleri sancılı, ızdıraplı oluyor diye düşünüyorum. aslında sevdiklerim hiç ölmesin istiyorum. ancak doğanın gereği bu ve alıştırmaya çalışıyorum kendimi...
anneme reiki veriyorum ve aldığını hissediyorum, babam öyle değil, almıyor veya ben hissetmiyorum, bilmiyorum...
ruh gibiyim, bir haftadır uykusuzluk...
aslında ruh gibiyim pek de pozitif anlam içermiyor, ama ruh gibi olsak ağırlıklarımız olmaz, hafif oluruz değil mi ve özgür...
seni seviyorum can, iyi ki varsın.

isiklidusler dedi ki...

lütfen tütün alıyorduysa kısıtlamayın
ve destekleyin
geçmiş olsun;
size verebileceğimiz tek tavsiye bu sanırım

adenizcardak dedi ki...

sağol, çok sağol.
35 yıl önce alkolü, 26 yıl önce sigarayı kendi özgür iradesiyle bıraktı. geçen gece eczaneye gittiğimde, nikotin sakızı mı alsam diye düşündüm.
aslında rakı mı içirsem diyorum bazen. geceleri nasıl uyutacağımı bilemiyorum.
anneme kalsa eter koklatmak kesin çözüm :)
ona da hak veriyorum, çok Türk filmi izlemiş gençliğinde...

isiklidusler dedi ki...

yani kendi yakınım olsa tavsiye ederdim-içtence;
ben-de biz de bilemiyoruz ve bilemeyiz tabi ama
kasyopya okumaları üzerien nikotinin belirli faydalarını sorguladık-bi kaç okuma ve araştırma da yaptık;
yazılmış çok şey yok ancak; bu durumlarda iyi bi çözüm ya da yardımcı gibi durduğu görülüyor yine de;
biz kendimiz kullanıyoruz
her ne kadar billim kabul etmese de biz inanıyoruz ve zararını görmediğimize
ama tabi ki kişi nikotinin zararlı olduğuna koşullanmamalı ve bu konudaki önyargısını ve düşüncesini kırmalı-bu çok önemli;
ama tabi ki bu subjektif bi veri ve kişisel bi temenni;

gerçekten kendi yakınım olsa ya da yapmasa ve kullanmasa bile tavsiye sunabilecğim biri olsa ki (yapmışımdır da bunu) sigara ve doğal nikotini tavsiye ederdim;
doğal tütün

isiklidusler dedi ki...

alkol tüketimi ise batı usülü her zaman az ve öz,
hani filmelrde köşelerde durur cam şişelerde ve bi bardağın dibine koyulup sulandırıla sulandırıla
gerginliğe birebir ama az ve çok çok az- zaman zaman

adenizcardak dedi ki...

bana da tavsiye etmiştin tütünü :)
aslında o gün kendime alacaktım nikotin sakızını, sigara içemiyorum :(
beceremiyorum, o kadar yeteneksizim yani ;)
babama ilaç almak için gitmiştim ve eczacı bayanın gecenin o vakti kafamı allak bullak etti... neyse...
iyiki de etmiş.
biraz ruhselmaan okudum, maharaj okuyordum seni düşündüm. sana soracaktım, ama saçma geldi sonra sormak istediğim. ama söyleyeceğim yine de uyumadan. ölürüm falan uykumda söylemeden ölmeyeyim.
sen ruhsal bir rehbersin.
aslında sorum şuydu: ruhsal rehber olmak ister misin? sonra bir an düşündüm sen zaten ruhsal rehbersin.
sen uyumayacaksın biliyorum.
ama bana iyi geceler. hiç uyumayan insanlara nasıl özeniyorum bir bilsen.

isiklidusler dedi ki...

ben bir ruhsal rehberim subjektif
lütfen demeyin bunu herkes rehber ya da değil -ayrılık yok
ama deyin lütfen

eğer bir ruhsal rehber olsanız/olursanız herkes'e kendinin ruhsal rehberi olduğunu söylemelisiniz

isiklidusler dedi ki...

ben az şey biliyorum her zaman

bunu size-sana hep anlatmayı denedim;
o maharaj yardım başlığı vardı bunu açıkladım

bakın;
şöyle
su yerdedir- yerin altındadır
herkes bir kuyu vurabilir ya da benim kuyumdan kullanbilir ama benim kuyumun ölçümü yok-
gazlı mı? guzlu mu? yani su nasıl akıyor? berrak mı?
subjektif-değişken

gerçek bir ruhsal rehberseniz ve olursanız zaten herkes kendi kuyusunu vurmayı öğretmelisiniz-su satmazsınız ki!



isiklidusler dedi ki...

bakın bu terminoljiyi hep
tek tek anlattım ve bizim ki daha çok-az çok (kişisel ve kendi olsa da -bulunsa da) kasyopya temelli ve yoğun;

yani kişiye kasyopya okumayı önce ve sonra önce farketmez belki maharaj okumayı önermek

maharaj trans-süptil düzenli bi anlatımdır ve bi varoluş kaynağıdır

isiklidusler dedi ki...

maharaj'ı ne kadar anlatsak azdır

ve biz de yararlanıyoruz ve öğreniyoruz;

yardım başlığında ne dedik; ruhsal rehberle ilgili
ya da diğer anlatımlarımızda
ruhsal rehber yoktur
eğer gerçek bi rehberlik ve yardım/cevap doğmuşsa ve bu subjektviteyi aşmışsa o ben değildir
öz varlıktır
seni ve benim özvarlığımdır
ben ve sen olmayan
ama aynı zamanda sen ve ben ikisi de olan -benden öte

bu durumda ben özvarlıkım diyemem-özvarlık özvarlıktır

(Maharaj şöyle der; ama benim ve senin özvarlığın yoktur-özvarlık vardır ve rehberlik ondan gelir)

ama benim diğer denemelerim subjektif
bunu hep söylüyorum-söylüyoruz
ve ben'i kişiyi aşamaz-bilgilendirmez-oyalar,

ve kişi ruhsal olmalı değil
ille de öğrenmeli yapmalı bilmeli değil
ruhsal -tırnak içidne rehber bile olsanız- hep öğrenirsiniz
özgürlük
ve bu kelime keşfedildiğinde her şey durur/değişir;
bazen ruhsal rehberin ya da rushallığın önemi kalmaz
özgür bi devinim/deneyim herşeyin ama herşeyin üstündedir

isiklidusler dedi ki...

bi yaşam bakışım-fikirlerim-düşüncelerim var;
o halde yararlarnın-eleştirin -değiştirin-yorumlayın ve değiştirin
okuma ve değerlendirmelerim yorumlarım/yorumlamlarım var;
gerçeklik yorumlamlarım
ama sıkıcı değil mi?
neden olmasın; ben sıkılmadım mı kendimden ve sıkılmıyorum mu sanıyorsunuz?

isiklidusler dedi ki...

kaldırmışım; yeniden yayımladım

http://isiklidusler.blogspot.com.tr/2014/08/yardm.html

isiklidusler dedi ki...

bugün yazmadınız çok sıkıldım küstünüz mü bize;
iyi demi-her şey yolunda; aman iyi olsun canım
(kendi kendime işte)-(bazen yaprız bunu)

bazen yazınca/yazmayınca küsüp terketti mi ya da kzıdırdık mı diye düşünüyoruz
başak yerlerde de bi forumda bile
bilmiyoruz herkesin ne -bin sıkıntısı
oysa biz kendimizde bazen bu internet mereti canımı sıktı kafa dinledireyim-üç gün olmadı beş gün onbeş gün bi girmemeyim biraz takıntım/kuruntum ve bağımlılığım/alışkanlığım ve tutukluğum azalsın dendiği de/istendiği de olur; olmalı
ama

şu tekerlemeyi yazdık

bir rehber bre rehber
öyle değil
bir rehber bir rehbere rehberim olur musun demiş
,ya da bir rehber bir rehbere bre rehber gel beraber bir rehberlik kurumu/kuramı kuralım/açalım demiş mi ki?,,

aslında bu fikri size de açtık dostça,
kasyopya ne der biliyor musunuz? ve belki de maharaj'ında sorunudur bu!
bi ruhsal rehberin hazin sonuna ilişkin;
bi ruhsal rehber bırakmalıdır geri;
öğretisini ve fikirlerini tam ve geliştirilmiş-geliştirilecek hatta
kasyopya şunu der; yukarıdakine yakın "" içine alalım
tam nasıl yazılır adı bilmiyorum ama
gurdjeeff diye bi adam var (kurt şef deriz biz ona) ve dördüncü yol öğretisi hiç duydunuz mu?
hemen bi link bakalım;
her neyse kasyopya der ki "gurdjeeff kimseye aktaramadı gerçekten öğertmedi öğretisini ve bilgisini" ve öğretemeden öldü gitti-göçtü
bu nedenle sıkıntılı oralarda gittiği yerlerde
-en büyük sorundur bu!
maharaj da bi grurudan-aydın bi gurudan almıştı bilgesineibilgisini;uyanışını ve izini
onun gurus-gurusunun gurusu da aydındır

ama maharaj'ın ardında bi guru ve aydın-aydınlanmış görmüyoruz ve varsa da bilmiyoruz
bi eser var ama yazıl ıeser- en büyüğü
ama hiç konuşması ya da susması sokrates ama yazılı eser yok
ve yıllarca bin yıllarca hatta eflatun ve aristo okudu düşündü insanlık oysa
diğerlerinin isminde ve şahsında-aktarımında ve öğretisinde

maharaj'da
bi okul ve ekol öğreti kurdu ve öğretti anlattı kitlelere ancak ne oldu bilmiyoruz
belki de o kendini guru olarak görmedi-göremedi ve konumlamadı
bu da onun doğası ve o
herkesi kendi gurusu ve kendinin gurusu
kendi içine gurusu gördü

yani ben kim ruhsal rehberlik kim de diyebilirim ben aslında ki bunları uzun uzadıya anlattım diğer açık ve kaldırılmış-silinmiş başlıklarda
ama bunun bi anlamı vardır
ben kendi yorumumu sunarı myien de;
hayat bakışı bizim burda olsa bizi katlayacaka-tümleyecek onlarca insanı bilirim;
geçkin olan-geçecek olan ya da
hayat ödevi bu

ama bi yandan da olabilir de/sınırlı (bu ruhsal rehberlik)
ama ben ben olursam mı?

isiklidusler dedi ki...

bizim kendimize ruhsal rehber dememiz büyüklere ustalara haksızlık olur;
bu toprağın büyüklerine;
yunuslar/aşıklar-dergahlar/ozanlar-deliler ve diğerleri
başta nazım'lar-neşet'ler hatta ve kır ozan-lar ve hatta ali cengiz ve diğerleri ve aklıma gelen gelmeyen ama hep beni ilhamlayan iki isim vardı aklımda,
bir nazım-diğeri de aziz nesin
hiç ruhsallığı yoktur bu adamların dersiniz;
ama bize sorasanız bi onların ve aslında diğerlerininde /saymadıklarımızında neresindeyiz,

ama yine de kafası karışan-pisişik metapsişik şeylerle
bize bi danışmalı
iyi olur, yerindedir
bizimki sınırlı bilgi/ilgi dağarcığı ve yorumlama düşünme çıktısı-girdisi daha çok

isiklidusler dedi ki...

bu arada; gurdjieff

http://www.dorduncuyol.org/ogretmenler/gurdjieff/sozler/calisma-evi-yazilari.html

adenizcardak dedi ki...

hayır sana küsmedim, bunu düşünme lütfen.
senden sıkılmak mı? bunu da çıkar kafandan. yazsa da okusam dediğim çok zamanlar oldu önceki haftalarda.
senden çok şey öğreniyorum ve buna karşılık ben ne öğretebiliyorum sana? koca bir hiç, bilmiyorum ki ne öğreteyim. okuyorum yazdıklarını, uzun uzun yazıyorsun, bense iki üç kelime veya cümle, onlar da boş şeyler veya düşündüğümde kişisel sıkıntılarım. bunu istemeden yapıyorum ve sonra bakıyorum yani farkediyorum ki bu karşımdakine kendi yükümü vermek ve bu hiç hoş değil.
kurt şef linkine baktım, duvarlardaki yazıları okudum. bazıları bana kendi içerisinde çelişkili geldi. ancak şunu okuduğuma sevindim, annemi ve babamı sevdiğim için iyi insanmışım :)
hafif bir insan olmadan kimseyle dostluk kurmamaya karar vermiştim yıllar önce. unutmuşum. neyse...
biraz kelimelerle oynadım sabahtan. özgürlük benim için nedense serbestlik demek. ser=baş best= en iyi, en hoş, en uygun anlamları var. bir de sözlüğe bakayım dedim best= hakkından gelmek, alt etmek, baskın çıkmak anlamları varmış. şöyle düşündüm sonra serbest ve sarhoş nasıl da yakın birbirine. ve yine dedim ki kendi kendime başını yani aklını alt ettiğinde yüreğin aklına üstün geldiğinde özgür olabiliyorsun. kısaca saçmaladım.
kelimeler ve oynamalar...
senin tekerleme hoş olmuş ama rehberim ben sana mürşidim diyeyim o zaman. ama Maharaj aklıma soktu o soruyu: ruhsal rehber olmak ister misin?
ben de sana sormak istedim ve bana öğrettiklerini düşününce sana ruhsal rehber dedim işte :)
ve son olarak yerli çizgi kahraman Pepee'den bir şarkı:

https://www.youtube.com/watch?v=F6vF9Js_jAM

isiklidusler dedi ki...

peppe batırdı biliyor musun?

neden hala soruyorum,
pırasa propagandası kadar et progadanası yapılmaz
meyve sağlıklıdır meyve sağlıklıdır

bugün belgesel izledim;
birinde çöl fareleri yavrularına avlanamyı öğretiyorlar; örneğin bi akrebin öldürülmesi ay da kuyruk kısmının ve zehirli bölümünün koparılması
önce- küçük yavrulara- kuyruğu koparıp canlı veriyor ve onunla oynatıyor,

bir diğerinde de bilmem nerde bi maymun türü birbirini koruyor ve sürüler halinde yaşıyor-sınırlı biz bilinci;
sürü için ölümüne savaşan-kavga eden hayvanlar var
ve aslıdna kendileriyle kendi türleriyle kavga ediyor bu hayvanlar ilginç


oyun oynayarak öğreniyolarmış hayvanlar bi de;

isiklidusler dedi ki...

karşı vermek;
ban değil ya da bize değil de kendinize inanırsanız bi gün
karşı verirsiniz
örneğin hiperkineti; bu çok önemli aklınıızın bi kenarına yazın lütfen
silinen linkler bunun içindi,-bi içdöküş

insanlara vermek armağan etmek istediğim bi şey varsa tabi ki aşkın varoluş bilinci oldukları ve hür-özgür-coşkun devinim/varoluş/(un kendisi) oldukları idi

ama ve ancak şu dönemeçte bu çok önemli;
birlikten gelen yayılım-(ya da tırnak içidne dalga)
ve yüksek hisler-duyuşlar ve açıklık, lütfen hissedin deneyin;
ne kaybedersiniz;
kendinizi açın ve korkmayın
bir günü bin yıl yaşayın bazen aşkın varoluş kavrayışı ile ve yaşam gibi yaşayın

-
soru?
bir yolu yok mu?
yolu kendini açmak
ben varoluşum-varoluşun kendisiyim/bilinciyim/özbilinci demek bi an ve görmek -hissetmek gibi bi şey ve ,,,bunun gibi
ya da bu fikre az çok-sınırlı sınırsız açılmak
varoluşun bir kurucusu yok
varoluşun bir denetçişi yok
varoluşun bir sorumlusu ve sorumlu olunanı-oan karşı sorumluluk duyulanı yok lütfen hissedin; özgürlük bu demek

sorumluluk duyulan tek şey ve amaç özgür devinim ve amaç
hissetmek bin olur-onu binle çarpın


isiklidusler dedi ki...


rehberlik her şey birlik ve aslıdna her şey ve tüm varolan ya da olmayan ve yokolan hatta olduklarınızdır

birlik demek yukarda bi birlik var demek/yalın
birlik demek sen herşeysin -ayn ıanda ve tüm zamanlarda
ben dünayları nayratıcısıyı mdeyin; rehberli kbundan ibarettir
ve sen dünyaların yaratıcısısın ;ikrar budur
ve sen birliksin-benim ile bir olan
beni mkadar ben ola nsensin
ve en az benim kadar ben olan; benim üzerimde benim kadar hakka ve mülkiyete sahip olan sensin
ve aynı zamnda ben olan ve o olan ve diğeri ve her bir diğeri ve her şey olanda sensin-benim ve her şey;
her şey içiçe
bu
tüm herşey isen yarattın demektir
görmezden gelme demektir
acıma demektir

dünyaları ve bu dünyayıda ve tüm içindekileri ve tüm sorunları sen yarattın
ben yarattı mve bunu böyle-sine deneylemek için; nasıl iyi olmuş mu?
bir yerden bakıldığıdna çok güzel ve güzel ötesi
bunu bulacaksınız!
ve rehberlik budur
her zaman budur ve bundan öteye gimez-gidemez;
bunun kavrayışı ve görüşü inanışı diğer herşeyi ve tüm felsefeyi ve kavramayı düşünmeyi beraberidne getirir
ve bir rehberlik-başka bir rehberlik ve kelime aratmaz ki!
her bir rehberli kdüşürür buun üstüen
ve her bir rehberlik sınırlar
ben de ben aratır ve sende sen

bi rehberlik yok ve olamaz
bu sunulmuşsa reherliği kim ne yapacak-yapsın

bi rehberlik varsa geleceğiniz ve vicdan sesiniz
ve sizin öz sesiniz;
ölmeyen ve ölmeyecek olan geleceğiniz sizinle konuşuyor ve konulaşak
ta ki kendi içinizden ki her zaman konuştu-siz bunu biliyorsunuz
içinizden
o başkası değil!
hiç başkası değil!
eğer bir ses ararsanz başkasını bulursunuz-düşüncenin doğalında ve kendiliğinde konuşur tabi

hiç yargılamayan ve hiç bi şeyi yargılamayan bu yargsız-denetsiz matematik gibi olmuş akan gelecek noktası sizin içinizde ve kendi öz-geleceğiniz

onunla konuşun beni boşverin
neden?
inanmayalım buna

isiklidusler dedi ki...


bakın ben kasyopya okuyorum-okudum;
beni sarsan bi kaç rehberlik kalıbı sunuyorum; birebir aktarımlar-ordan-alıntı

"ben bir olanım. dünyaların yaratıcısı-şimdi durup bunun üzerine biraz düşünmenizi tavsiye ediyoruz;"

"aklınız varolan her şeyi temsil ediyor" - "aklın sınırı nerde sence"- ,,,?

"her bir ruhun gücü sonsuz"

"eğer nasılını bilirse her bir ruh yoktan var ve vardan yok edebilir-" -(gibi benzer ifade) (tam bu değil tabi ben coverladım bunu)

"kişi kendi başına evrenler yaratıp- bunu yine kendisi deneyimleyebilir"

" "siz ve biz" hepimiz herşeye ortak sahip oluşumuzla birbirimize bağlıyız"

"her bir ruhlu birey- bir gelecek (yüksek) benliğinin ve varoluşunun parçaları/azaları ve ya da üyeleridir"

"biz biriz" ya da "biz gelecekteki siziz"

yorum;
biriz demek ayrıyız demek değildir
biriz demek aynı değiliz demek değildir
biriz demek bizden ayrı onlar var demek değildir

biz birleşeceğiz demek bile değildir;
ayrılıklar hayal üründür" -sanılsamadır (maharaj) demektir

her şey olduğu gibi ve oalcağı gibi olur; oldu oalcak
kim suçlu-kim hakl ıve günahlı; yok öyle damacana
kimse haklı haksız ya da suçlu suçsuz değildir
kimse yok ki kimse olsun;
kimse kim ve ne?
tek ir gözlemci ya da objektif gözlemci
subjektlere bölünmüş ve subject ben ölrür- ölümlede ölür kalımalda ölür
gerçeği çarpıtmayın artık yeter
(size değil sözlerim ve böyle yazdığı miçin özgürüm!
üzgünüm kayması-değişkeni)
1
haklı haksız ve karma aramayı bırakın
karma öğrenmedir ve bütünün öğrenmesi içinde bi isimelndirme sadece;
kimler yoksa kimin karması? kim kim?
kim kimler?
kendiniz bölüp durmayın-yeter!
vardır tabi karmada ama aşın/geçsin;geçer

maharaj okuyun
allah aşkına maharaj okuyun ve allah aşkıan maharaj okuyun-sevin bi de öyle okuyun
(size deği sözlerim-üçüncü ltanıklar birliği için)

adenizcardak dedi ki...

ama sinirli şarlo,
kasyopya mı okuyacağım maharaj mı? sırası şöyle mi doğru anladıysam önce maharaj sonra kasyopya.
bu arada içimde bir ses yok iki ses var :( sohbet ediyorlar ikisi.
bugün semt pazarında genç bir kadının muhtemelen eşi olan adama bağırarak sarfettiği sözleri içimdeki seslerden biri diğerine söylüyor sürekli "anlamadan yaşadın, bu yaşına kadar anlamadan yaşadın"
perşembe tahlil için kan vermiştim, hemşire elimin üzerinden almıştı kanımı, şimdi elime ilişti gözüm, renk cümbüşü :))
peppee yi izlemiyorum 2-3 yıldır. yeğenim büyüdü :)
yazını okurken barış mançonun bir şarkısı çınladı kulağımda, neden bilmiyorum.

isiklidusler dedi ki...

bence sizin için maharaj ama bana ne ama şu da var;
bana ne derken size kalmış- size saygıdan
ama ruhsal karmaşalar ve tanım karmaşaları varsa ve bu alan özel ilgi alanı ise gerekli

kasyopya ise damağımızda kursağımızda kalıyor
çünkü okuyan herşey iki şeye takılıyor biri "kertişler"-biri "kh"
bunları bırakıp okuyun baştan söyleyeyim

kasyopya yı daha çok ruhsal gerçek kalıpları için tavsiye ediyoruz; o bölümleri ve belirli yerleri

hani hakan günday'ın bi söyleşisi vardır
bie cümle için 300 sayfayı yazarım ya da okurum;
onu çarpan cümleler varmış ve değermiş bu okumaya 300 boş-hülasa sayfayı genelde;
kasyoypa bu tarz benim bildiğim;

soru?
peki eğer kasyopya sizin gelceğinizse
bizim gerçek geleceğimizse- ortak -sizinde mam sizinde ve seninde
ve dünysdan bir tablayla bizimle konuşmuşlarsa
ve bi gü ngelip geçmişseniz bu dünaydan
ve gelecekte bu aydınlanırsa ne hissedersiniz?

bu dünayda geleceğinizle yapılmış bi röportajı okumadan incelemeden gitmek istemez misiniz?

kim neye inanıyorsa istediğine inansın
-bi çeşit bıktık-sıkıldık-artık kusurumuza bakmayın

bi tahta yazdırıyor ya; amerikayı arayın-grubu görün-iletişiemn geçin-Laura ile-deneyin ve sıanyın-emin olun-bakın-aldanmayın
yolunuz düşüersede ziyaret edin emi!

Laura bir dünya insanı ve gelecek onunla bi tablayla konuştuğunu söylüyor ve bu ilgisizlik ve başka yazmak istemediğim şeyler
bi kendini yerine koy-bi an; lütfen

ama yine kasyoypa der ki Laura'ya
bizim vereceğimiz hernangi yanıtta herhangi bir psişiğin ya da yaşlı psişiğinkinden daha doğru değildir ve olamaz

bu yaşlı psişik ya da psişikler
annaniz babanız-nazım-atabek ya da hatta maharaj bile olabilir
kimbilir onları?
yaş ölçümü mü var? ya da ruhsal


isiklidusler dedi ki...

bi geleceğinizle röportaj yapın bakalım neler oluyor ve neler soruyorsunuz? siz? örneğin,
ya da bir bilici buldunuz bir tablayla-ruhsal rehber ya da gelecek rehberi ve varlık/varlıklar her neyse;
bir ruhsalsınız ve bu alanda adandınız çalışmalar yaptınız düşünün bir neler sorarsınız;
isterseniz buraya sıralayın lütfen bin sayfa merak ediyorum; ama kızıyorumda tabi-ondan yazdım;

hayatınızda bu sorulara (içerğin ve içerikleri ncevağladığı-genel) yer yoksa önemli/gerkli değil!
ve bilmeli değilsiniz- öğrenmeli değilsiniz; herşeyi bilmeli ve öğrenmeli yani;
özle ilgi-bilgi alanı ve merak çekilim üzeirne biz bunları öneriyoruz
müzikçiye nedne resim kitabı önerelim
ama yanlış kalıplarımız var;
ve biz iletişim kuramıyoruz- sadece bu alanlarda sınırlı
bunları tamamlamak
bizler iletişim kuramıyoruz bazen

ben anlamadım insanları ve ne deneceğini bilmiyorum

örneğin erdal atabek paylaştım
asla paylaşmam
yani asla erdal atabekle bilgi diye - al oku öğren diye fırsatım bile olsa belki bu içerikleri paylaşmam

belki sizinle de paylaşmam belki yanlıştır

neden çünkü erdal atabeğ'i bozar
ters
bütün düşünce yapısına ters gelir
belki değildir ama öyle-si kader;
oradan bakmalı belki-görmeli
tüm bunları açıklayamıyorum ama bi tür herkesin okuması gerekenler değil bunlar

yani-bilmek-merak ve hayat yönü ve istemek-gerçekten istemek üzerine okunmalı

isiklidusler dedi ki...

ha ha hatırladım-bana ruhsal rehber dediğiniz için yazdım; yazmalıydım onları
tam bir artık rehber bırakmaz ya da rehbere ihtiyaç kalmaz metni-maharaj1
kasyopya bi açıklanamaz-herkes kadar tanımı ve tanımsızlığı ve çok şeyi var

adenizcardak dedi ki...

özür dilerim usta...
iletişim kuramadığım için çok çok özür dilerim.
dört saatlik bir apartman toplantısı, insanlar bahçesi çok eğlenceli oluyor, egolar konuşuyor eğlenirim diyerek gittim, başım kazan... ancak ruhumun yaşını tespitinde faydalı oluyor bu ziyaretler.

isiklidusler dedi ki...

ilginç ; aklıma şu geldi;
bear grylls serilerinden birinde görmüştüm;

zor bi arazi günde 1 km felan yol alınabiliyor
deniz kenarında denizin içinde örgülü bi çalılık ve çok zor-
(amerikan soldier'ı bile kurtarmışlar -çıkamamışlar burdan-gidememişler ileri)
ve bataklıkta tabi-timsahlarda belki cabası
buraya bi gün bi uçak düşmüş-pliot çıkmış gitmiş yardım getireceğim diye;
sonra çamura saplanmış
feryat figan -bi kaç gün yolcular bu adamın(pliton) çığlıklarını ve yakarışlarını dinlemişler
ve hiç biri gidememiş tabi yanlarına-gitmemişler

bazen çamura saplanmışsak
(her neyse bu arada en iyi hareket tarzı ayağı burkmak-kıvırmak ve çevirmekmiş işte)
(yukarı çekmek değil ama neyse konumuz bu değil-di)

çamura saplanmışsam /bazen saplanmışsak
her neyse buraya bi kaç özdeyiş sıkıştırmıştık ama gerek yok
kahramanlığa ve kahramanlıklara da gerek yok
bakmadan-bilmeden atlamaya ve ileri gitmeye de gerek yok
birini önden göndermeye de gerek yok-ama bu iyi olabilir bazen-(eğer gönüllü ise)
ama peşinden gitmeye de gerek yok
ve ona acımaya ağlayıp sızlanmasına-(kendi seçtiği için) dövünmeye gerek yok
neyse işte bunun gibi şeyler/ uzar gider bu !

adenizcardak dedi ki...

insanat bahçesi...
demek ki çamura düşsem kıvıramayacağım için gömülüp gideceğim.
hayatta da böyle değil mi? kıvıranlar tepelere, kıvıramayanlar dibe. genelleme yaptım, ama yaptım vazgeçmiyorum, iptallemiyorum.
dimdik olmalı, elif gibi...
Erdal Atabek'in bakış açısı güzel, buraya bir yazısını ekleyecektim de yeri değil. sen zaten okumuşsundur.
iyi geceler, iyi ömürler, iyilikler olsun hep

adenizcardak dedi ki...

kurbağa gözlerime ışık oldu bu video

https://www.youtube.com/watch?v=B8WHKRzkCOY

isiklidusler dedi ki...

belki okumamışımdır ekleyin lütfen
ben bi insana saygı ve anma-anılma üzerine ekledim
ve hızlıca taradım lütfen

isiklidusler dedi ki...

kuyruklu yıldızı nerede görmüştüm ben
felsefe net'e gelmeye ne dersin-iz?

adenizcardak dedi ki...

Bilgisayari acinca gonderecegim. Onun yazilari zaten guzel dilerim bulurum sozunu ettigimi. Kuyruklu yildiz mi? Lovejoy olan mi hangisi anlamadim. Bahane gibi olacak belki ama babam hic uyutmadi cok yorgunum.

adenizcardak dedi ki...

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/124647/Bu_Turkiye_Sizin_Seciminizdir_...html

isiklidusler dedi ki...

iyi dinlenmeler ve keyifli

adenizcardak dedi ki...

ben ve dinlenmek, gülümsedim sağol.
Einstein demiş ya "insanlar ağzından çıkan cümlelerin, beyninden çıkan düşüncelerin, bütün evreni dolaşıp tekrar onlara geri döndüğünü bilse, eminim çok daha dikkatli olurdu"
dikkatsiz anlarımda dediklerimin ceremesi belki de... ancak yine de şükürler olsun.

isiklidusler dedi ki...

'din'lenmek

adenizcardak dedi ki...

yo(ğu)ruluyorum...

isiklidusler dedi ki...

şu bedenden çıkınca-dağılınca ya da dağılmayınca bilmiyorum ne olmak- olmak!

adenizcardak dedi ki...

cevapsız soru var mıdır?
her sorunun bir cevabı var mıdır?

isiklidusler dedi ki...

bu soru soruldu ya da hayatta karşılaştım bu soruyla bi kaç kez daha
ve farklı yorumlar sundum-sunduk ve sunanları-sunabilenleri izledik

şöyle bakalım
her cevabın bir sorusu vardır ve olmalı
soru ve cevap birbirine bağlı ve ilişkili

soru ve cevabı tanımlayın- neden ve nasıl?

isiklidusler dedi ki...

soru ve cevap üzerine düşünelim; ve çeşitlemeler
cevap mı sorudan ya da soru mu cevaptan çıkar ve türer
bi soruya binlerce cevap ve farklı cevap verilebilir ancak bir cevaba binlerce soru da verilebilir mi?

bir dalganın başlaması bitmesi gibi mi ve aynı yerde mi buluşur

bizim düşünme mantığımızda şu var; düşünme bir soru oluşturur
zihin yüzeyinde ya da içinde dalgalanım-dalgalanma ve yayım-yayılma-sıçrama ve atmalar yapar

soru reflekstir-soru düşünmenin doğal refleksidir-içeriğidir-devinimidir ve hareket şeklidir
soru dalgalanır ve yayılır-evrene toplanır ve iletir-iletilir ya da saçılır-toplanır
ve soru dalgası dağılır ya da geri döner (dağınık sory ya da benzeri cevapsızdır- odaklanamaz ve odaklamaz)

bakış ve nereye bakıldığı önemlidir; nasıl bakıldığı ve ne görüldüğü görüleceği,
yani kişi karşı dağa bakıp tepenin-ufkun görülmediğini söyleyebilir ve söyleyemez-ufuk uzak görülecektir ve seçilecektir

bunun gibi çeşitlenebilir

gerçek soru gerçel merakla ve doğmayla ilişkilidir
kendi doğurmalıdır-doğal doğum zorla değil
merak tetiklenebilir ancak
burada dediğimiz bilmek için sormak ve sormak için sormak
yani bakıp ağaçların yaşını merak edebilirsiniz ama bu size ne sağlayacak ve bunu neden sordunuz değil mi?

isiklidusler dedi ki...

ve tabi ki cevapsız soru olmaz ve her sorunun bir yada birden çok ve sonsuz cevabı ya da yine bir cevabı (belki de en az) vardır ve olmalı

adenizcardak dedi ki...

sana teşekkür borcum var.
sonsuz kez teşekkür ederim bunca konuşma sırasında bir kez bile olsa küfürlü konuşmadığın için.

isiklidusler dedi ki...

ne demek ama ne demek ki bu! şimdi!

ben ço kaz yaparım bunu-günlük yaşamda da
dedem ve annanem ama dedem yapardı bunu çünkü onun köyünde normaldi-herkes yapardı sokakta ve evde
ben ilk kez orda görüp şaşırıp izlemiştim sanırım ama emin değilim bu yüzden pek alışkanlığım yok-dilime uymazda pek
çünkü kendi çevremde pek yoktu ve orda (dedemin köyünde-anneden) ağza alınan bazı sözleri bile ilk kez duymuştum-ilginç bir dünyada olmak hissi olmalı bu!

ama tabi sonralardan her genç erkek gibi dilime dolanmıştır az çok ama keyif-sohbet/bunalma öylesine ve neşe için -(çocukları bile güldürür biraz bunaldığınız ve hayıflandığınızı anlarlar hay içine edeyim derseniz ki bizim babadan kalma/geçme tek küfrümüzdür-baba mirası)

yani ingilizlerizlerin oh şiti gibi durumlalda hayret küfrü ve bunalma artık

)ve hakaret için çok az ve belki de hiç kullanırım
biri benim yaşam alanıma ve çemberime girerse ve hiç bir biçimde anlamazsa ve bundan kırılıp incinip beni incittiğini anlaması belki beni incitmesi üzerine kontrolü nyittiğ ive herşeyin mübah olduğu bi an gelir yaparım-nadir (öfkemi geri yansıtmak -anlatmak için doğurduğu öfkeyi ve tepkiyi artık-) ve tabi ki onunla yakın olmalı

ama ben düşündümde hakaret amacıyla yapmam bunu-bi amaca ve eyleme yönelir
böyle bi kültürüm yok benim ama ""bizler bu toplumda şiddet ve istismarla içiçe büyüdük herkes gibi bunu gözardı edemeyiz""
bu son tırnağı özellikle belirttim her kime ise o sitem günlük hayatta ben bile düşebilirim buna bazen yani; nadir ama çok nadir
özünde iyi olmak ve kendini bilmekte yetmiyor bizler hayvan doğalıyız
hereksi bi öfkelendirme ve çileden çıkarma kılavuzu vardır
yeterince öfkelendirilirse ve kontrol çizgieri aşılırsa-kimse kusursuz değildir;
tabi ki bende
her insandan bir cani-kötü yaratma rehberi vardır
insanların narin çizgileri alanları ve sınırları ve özgürlükleri oluyor ve bazen incinmeye karşı incitme; tepki
şiddeti öğrenmiş biri bazen ne kadar iyi kalpli olsa da şiddet doğurur;
aşağılanmış biri aşağılar istismar eidlen biri istismar eder-bunu öğrenir

bir kurdu kurtarıyorlar bugün düzcede bunu izledim
bi balık havuzuna düşmüş ve o kurt her an ısırabilir-doğası gereği

isiklidusler dedi ki...

kar yağıyor heey; nasıl bir dünya isterdiniz?
ki? isterdik ki? bize bunları sunmamış mı? öğretmemiş mi? olmalk!olmalı?!?
bizbiriz-kalpten

adenizcardak dedi ki...

adil bir dünya isterdim öncelikle...
bizbiriz-kalpten evet, orada bir can yansa canım yanıyor :(
kar yağmasını istemiyorum, soğukta evi yiyeceği olmayanlar olması içimi parçalıyor :(((
seninle çok sohbet ettik ve bir an bile olsa kötü kelime kullanmadın bu geldi aklıma ve teşekkür etmek istedim sadece. içine edeyim çok çok masum ve küfür değil, bunaldığımız durumda... içinden çıkamadığım bir iş durum olursa ben de kendime ne halt edeceğim şimdi diye sorarım. veya çok sevdiğim bir can başına bir iş açtı diyelim ona iyi halt ettin derim. benim küfür ile kastettiğim kadın ve erkeğin cinsiyet organlarının karıştırıldığı küfürler. neyse... herkesin bir tarzı var demek ki, ama ben bu küfürleri duyunca midem bulanıyor kötü oluyorum :(

isiklidusler dedi ki...

adillik partisini kurun/kuralım o zaman;
ismi de ilginç oldu;
birileri bunu yanlış okuyabilir ve hem bi "l" eksilir ve düşer-küserse ne olur? ya da "l" ters yola saparsa ve kandırırlarsa onu;
daha da ilginç olabilir değil mi?

aslında aklıma bu nerden nereye geldi,
geçmişte bi dönem kayatuzu kullandım ben; her neyse bulamadım yada sonra uğraşırım deyip erteledim, dün markette tesadüfen deniz tuzu gördüm aldım-onu araştırdım rafine mi diye; buharlaştırma diye belirtmesine rağmen- bu konu açık değil her neyse uzatmayalım, bi an bunu düşünürken ve yazarken isminde adalet olan partinin "kayatuzu ya da doğaltuz" kullandırmayı özendirmesi gündeme getirmesi ve araştırma yapması-yasalaştırma yönünde-vardı o geldi;
her neyse belki de sağlık masrafları-belki uyum yasaları yani genç ölümelr ve refah ayşı gibi avrupai işler, belki de iyiniyetli ve halk sağlığı ve belki de bireysel ilgi ve girişim ve sonuçta bi sğlıkçaı tarafından verilen önerge ve değerlendirme-
konu bu değildi işte

her neyse iki adalet yani adalet ve adillik çağrışım kurdu ve bende o düzenlemeyi ve tekerlemeyi yaptım
ama bu aklıma şunu getirdi -harfler eksildiğinde-değiştiğinde anlamlar değişiyor ve bunun gibi şeyler; burdan kendiem düşünmaler değerlendirmeler yaptım,
iç parça bozulukları-anlam bozukluklarıve bütün parçaların birbirine uyumluluğuyla ilgili
-genel olarak hayat'la ilgili,
hayat ve bi şeyler ve diğer şeyler her şey parçaların bi yerlere gelmesi-yerlerine oturması-birleşmesi ve birlikte çalışması ile iligili her şey ve hayat bütün -bunun gibi işte;
neyse önemsiz, önemsiz yazdı mve ben yazdım - öylesine laf olsun işte;

her neryse işte ası lsonuçsa şu; parçalar ya da bazı parçalar işlevlerini yapmıyor ya da yerine getirmiyorlar -görevlerini dediğimizde onalr mı bozu kve onlarda mı sorun;
kimse işlevini yapmayan bi "l" görmez
her neyse buna bi kılıf ve sonuç lafi bilgelik/çıkarımsama uydurmaycağım daha
amam duramasım ço kyazarı mve sonsuz yazarım ama, bi tane bi iki belki

anlam birlikte bozulur
(ve anlamı l bozmaz yada l mi bozar sorusu da ayrca)
"l" kötü değildir tek başına
ve asla kalp ve karaciğer birlikte hastalanmaz tek başına

insanlar ki-bende anlamıyorum bunları- bunları anlamalı!

ve "l" yi iyileştirelim biz ve "l" yi iyileştirirsek anlam çalışır-düzelir
yani "l" yi asarsak "l" ölür ve geriye anlam kalır-

aslıdna buraya/buralara girmeyecektim ben nerden nereye geldik-iççağrışım;devinim

isiklidusler dedi ki...


kasyopyanın beni ne kadar değiştirdiğini anladım yine?
siz öyle deyince-aç insanlarla ilgili ya da üşüyen
bazen ben kasyopyayım diyorum inan mıyorsun?uz? ama yorumlarım kasyopya işte-olucak;
ya da içimde kasyopya öğretiyor bana-bi kaç sözle işte

aslında hiç bi şey değil ya da hiç bi şey de değişmedi
ve ben de değişmedim
evet ama farklı bi düşünce yumağı gelip düşünceme konuyor (kasyopyadan) ve beni farklı düşünmeye zorluyor

-
örnek vereceğim,
aynı şeyi bende düşünsem sizin gibi örnein,
içimden bi ses/düşünme hemen imdada koşuyor,
benim için bile- ben kendim için düşünem ve üzülsem hayıflansam bile o ses

kasyopyanın;
-kader ve ders anlayışı var ve her şey olması gerktiği oluyor-olacak-olmalı düşüncesi
bu daha çok şunu anlatıyor
biz bundan ders alıyoruz-
bu şey bize öğretiyor ve bunu biz (öğrenmek-deneyimelmek) yaptık-kurduk-tasarladık gibi düşünceler
kendin ve bireyler için (bireysel) üzülme/endişe etme düşüncesi yani acıma-acımak iyi değil düşüncesi
ve tüm bunlar ve sorunlar bi anda yerini buluyor gibi
evet tam olmuyor ve tam bulmuyor ama biraz aydınlanıyor gibi oluyor

ve bi de kasyopyanın "ilgili olanların acı çekmesi deneyimi" var
bu şöyle
bi toplumsal olay olduğunda, onunla ilgili olanlar acı çekiyor/duyuyor -sanırım eşit;
bu benim toplumsal vicdanımı genişletti ve ufkumu açtı; yani düşünce yapımı oldukça değiştirdi ve tek başına bu ifade-değerlendirme bile

bunun gibi-tam böyle etkileniyoruz kasyopyadan ve öğreniyoruz;

aralardan çekip buluyoruz bu lafları/sözleri ve onlar bize öğretiyor öğretti neyin -aslında- ne olduğunu-olacağını

bi de kasyoyanın "artık başkaları-diğerleri için bi şey yapma zamanı" düşüncesi var ama ço çok bu farklı yorumalanabilir ve bi çok şekilde açıklanabilir

yani ayrık-parça görmemek bile bi şey,
bi şeylerin farkına varmak bile diğerleri için etkili olmalı-nasılsa

yine bi kasyopya özdeyişi
yani hayatı kımıldatmak için boşluk açmak
düşünceleri kımıldatmak içinde;
bi şeylerin yerini değiştirmek için-değişim için; kımıldama
her şey aynı olursa /salt anayışlar- değişemez ve kımıldayamaz
bu kasyopyalıları değişi
yani onların değişiyle hayatta boşluk açmak yer açmak
düşüncede boşluk açmak yer açmak
(enerjinin rahatça devinebilmesi ve akabilmesi için
ki belki zamanın akışı ve genişlemesi ve artması da olabilir sonuç)

bi şeylerin yerinden oynaması için bi şeylerin yerinden oynaması gerekiyor
ve bi şeylerin yerinde oynaması için ve boşlukta gerekiyor
ve akması içinde
--
her neyse sadede gelelim, aslında bende sizin gibi çok düşünür üzülür-acırdım insanlar için
ki hala da öyle aslında bi nebze ama biraz değişti gibi bu iş- ya da bakış açısı

"hiç acı çekmemiş-hiç aç kalmamış-hiç üzülmemiş ve hiç üşümemiş olsanız -belki- siz de bilmeyecektiniz-"

bırakalım öğrensinler mi diyeceğiz o zaman onlar bunları öğrensin-deneyimlesin;
ama biz bi toplumuz-mesele de burdaya işte;
topluma yıkın sorumluluğu belki de eşit pay alın ama bu değil-
birbirimizin sorunlarını çözmediğimiz ve bi arada yaşamayanlar -ben yaşayanlar -ben toplumu olduğumuzu görürüz ki aslında bu bizi toplum yapmaz bi arada yaşanan ya da yaşanmaya zorlanan bi kalabalık gibi yapar
ama bireysel endişelenmek sorunu çözmeyecek yine de toplum vicdanına yıkılmalı atılmalı top ve oradan bakılmalı

adenizcardak dedi ki...

çokça yazdım ama internet hatası :(
sana inanıyorum kasyopyaya da...
sanırım anneannem de kasyopyaydı. derdi ki acıma acınacak hale gelirsin. ama bir arpa boyu yol katedememişim demek ki :(((
l önemli evet. kalp bir anda kap oluverir l küserse.
adalet boş bir kavram artık biliyorum ama yine de umut bağlamışım işte :(
diğer yazdıklarımı yazıp da gönderemediklerimi kendime gelince yazayım. yazarken ağlamıştım dinlenmem gerek :(

isiklidusler dedi ki...

acıma üzerine söylev biaz daha farklı ve derin
bu daha çok "acıma bir umursama ve umursanma biçimi değildir" gibi
bi bakılmalı ona ve derince de düşünülmeli gibi
ana manço demiş ya da gökler ağlıyor dostlar ben ağlamışım çok mu?
yani isa-sezar acımış dostlar ben acımışım çok mu? ki bir yorumda dünya dan geçmiş en etkili insanlardan biri

adenizcardak dedi ki...

isa gelse sarılsam ona sıkı sıkı, yunusum gelse gözyaşlarımı silse, rumim gelse çok yorgunsun gel şöyle dizime yat dese, muhammed mustafa gelse saçlarımı okşasa ve üzülme bana da iftira attılar dese, maharaj gelse ben o'yum dese ve beni de yanında götürse gitsem kaybolsam ve hiç gelmesem bir daha, ruhuma tecavüz edenleri görmesem duymasam...

isiklidusler dedi ki...

ruha tecavüz edecek bi ikinci yok ve hiç olmadı
herkesin ruhu vardır ya da her şeyin ruhu
yaşamın özü yada ruhu
o halde kendinizden başkası değilsiniz o
insan kötülüğe muhtaç ve ihtiyaç çekim duyacak bi gün güçlüce ve sıkıca; cezalanmak ve bağışlamak için
insanın şefkat diye aradığı şey kötülükten başkası değil
birilerini ona kötü davranmasından ve ne yapılacağını söylemesinden

isiklidusler dedi ki...

tüm bunların bir oyun ve gerçekten bir oyun olduğunun farkına varırsanız birilerinin size gerçekten kötü davrnamasına ve hissettirmesine ihttiyaç duyarsınız
bi şeylerin yolunda gittiğini-varolduğunuzu-ve hatta gerçeklğin gerçek olduğunu bile hissedeilmek için bazen
herşey yolunda ve akışkandır-alışkanlıklar ve bi şey gelir ve alt üst eder;
bazen alt üst edilmelidir
incitilmek bazen hissetmektir ve hissetmeyi gerektirir-doğurur ve incinmeyen (gerçek) artık asla hissetmeyenlerimiz var- olmadı mı?
eğer incinerekte hissetmiyorsak ve incinmiyorsak ve incinmeyi bile hissetmiyorsak -hissetmez hala geirsek- ne olur ki?
ne oluruz ve kim ki?
her neyse korkum yok alışkanlıklaran ve -sözde- tacizlerden ve tecavüzlerden;
ben sanık yada tanık hepsine tanığım/gönllüyüm ve açığım; bana isteyen isteğini yapsın-yaptırsın
bin kere öldürsün beni öldüren ve bin kere de yeniden doğursun-diriltisin caydırsın
bin kere öldürsün beni öldüren-bir kere değil;

isiklidusler dedi ki...

silmek isterdim yada istedim bi an
ama geride bi boşluk bırakıyor
kafam karışık kusura bakmayın
otomata bağlanmış yazımlar ;bizde bizden hiç kalmadı

adenizcardak dedi ki...

silme lütfen yani iyi ki silmedin, silmemişsin.
kusura bakmadım bakmam da, o kadar sohbetin hatrı var sonuçta.
illa istediklerimizi duyacak değiliz ki, bazı şeylerin farkına varmak için duymamız gerekenleri duymalıyız, okumalıyız.
insan bedeni sadece kabirde çürür sanırdım, değilmiş :(

isiklidusler dedi ki...

behçetle mi ilgili bu son dediğiniz
uzun süredir girmedim
ben ne deneceğini bilmiyorum
yada insanlarla nasıl iletişim kurulacağını -ne zaman
bi şeyler demek içimden geçmiyor
anlamıyorum;
başkalarının acılarını paylaşmıyoruz-bu hayat böyle

hayır; behçet le ilgili ise bir duyarlılık sunmak istedim ama yapamadım-beceremedim

adenizcardak dedi ki...

Behcet degil; bana degil. Cok sevdigim biri onun aci cekmesi yuregimi dagliyor. Ona olmasin bana olsun diyorum. Neyse... Sagol varim <3

isiklidusler dedi ki...

turn the page; yine düştük yollara
ben nedense böyle çeviriyorum
https://www.youtube.com/watch?v=vmmEH8lrkxw
5+1

isiklidusler dedi ki...


bu adamlar
bu müzik dağıtım-internet indirme işleri ilk çıktığında müzik dağıtan bi siteye ve özgür dağıtıma savaş açtılar
ve mp3 tü dosyalar-sıkıştırılmış ve bozulmuş digi sesler
bunu herkes yaptı
oysa sokakta çalanlar var ve albüm basmayanlar
bense bugün orjinal sıkıştırma- yüksek -kayıpsız seslerini SD-DVD ve albümlerini internette beş dakika da buluyorum
kulaklarım çınlıyor ve ev-alt katlar

konser bileti satamıyor musun - özgür dağıt!
dolmuyor mu konserlerin
mekan tutsan gelenin yok mu?
nereye dikeceksin parayı-daha fazla parayı;

çalmadım-aldım

ve yeniden -turn the page;
ses test için -hep- bunu kullanırım; "Turn The Page" pc geri döndü
aylarca bi laptopla çalıştım

ciğerlerimi söküyorum çamlardan
isyan dikiyorum gökyüzüne

adenizcardak dedi ki...

turn the page...
yine düştük yollara...
yollar düştüğümüz yollar bizi nereye götürüyor? istediğimiz yere mi? yoksa yol nereye gidiyorsa biz oraya mı gidiyoruz?
gittiğimiz yer ayrıldığımız yerden iyi mi?
yolda olmak yolda kalmak...
saçmaladım, saçmalıyorum biri bana dur desin...

isiklidusler dedi ki...

bakalım-bekleyip görürüz; yol nereye biz oraya

adenizcardak dedi ki...

:)

isiklidusler dedi ki...

karmaşık bir yaşam bu!

adenizcardak dedi ki...

Hem de nasil :-(
Ama olsun sen varsin ya ...

isiklidusler dedi ki...

kalbimde bi ağrı olsa;
tutsam ben onu
saçsam ben onu
açsam benu
tutsamda baksam -iyi etsem ben onu

gönlümde bi ağrı olsa.da sarsam ben onu

adenizcardak dedi ki...

çare olmak/olabilmek...

isiklidusler dedi ki...

iki haftadır pazar-ları ciddi bi trafik arama artışı var; çok ciddi

adenizcardak dedi ki...

İzmirde bir trafik polisi varmis Deli Önder gecen bir yazi okumustum bulup gonderirim istersen. Belki de sen zaten taniyorsun kendisini.

isiklidusler dedi ki...

bi gün herkes 15 dakkalığına ünlü olucak
demiş şair
ilgi çekmek için yapıyor ya da çocukça bi şımarıklık olmalı bu

adenizcardak dedi ki...

deniz: ünlü olmak ister misin?
İşiklidüşler: zaten ünlüyüm

isiklidusler dedi ki...

istemem istemem
asla

adenizcardak dedi ki...

ben de istemem. Ancak dusundum de Einstein da unlu :)
cok komik oldu noktasiz olunca. Einstein unlu mamulleri ;) emekli olunca acacagim pastanenin adini bulmus oldum :)
Sagol

isiklidusler dedi ki...

ünlü olmak derken hiç bi şey olmak istemezdim
başkası olmak
önemsiz-değersiz-sıradan; bu
vali olmak-kaymakam olmak-kamu otoritesi olmak-polis asker olmak; o-bu-şu olmak
paralı olmak zengin olmak-malı mülkü olmak hiç bi şey
beni başka yapan sıradan olmayan her şey
her şey özgürlük kıstlaması ve tüm bunlar

adenizcardak dedi ki...

cocukken kardesimle sevdigimiz biri bize geldiginde gitmesin diye ayakkabilarini saklardik.
Babamin ayakkabilarini saklasam gitmesini engelleyebilir miyim? bazi yerlere giderken ayakkabi gerekmiyor :(
o yukarida saydiklarin da zaten bir hic. kimse farkinda degil hicoldugunun. bu nedenle popolari bir koltuk gorunce kendilerini onemli saniyorlar :(
o koltuga kimin poposu degse o muteber oluyor :(
bir vali koltuguna bir esegi, ayiyi otursan ona itibar edecek niceleri var bu ulkede :(

isiklidusler dedi ki...

iyiyim bu akşam çok çok iyi ama bozulmasın keşke
bozulur elbet her şey bozuluyor dönüyor-döngüleniyor bu hayatta; ben alıştım
yani galiba; yani gibi

ben birilerini yermedim -her neyse; o yerilen ben olmak istemezdim
işte bak istemezmişim
bundan değil benimkkisi oysa; tanınmak beladır-kısıtlar sadece kısıtlar
zaman kaybı israf-hayat israfı işte-


her neyse ben babası dönmeyen çocuğu ekledim mi?
bi uzakdoğu filmi repliği-replikleri
hemen başa

adenizcardak dedi ki...

hep iyi ol, her gun her gece ve cok cok iyi ol. hic bozulmsin varim. iyi ve mutlu oldukca insanlar ben de mutluyum.
unlu olmak benim de isteyebilecegim bir durum degil.
evet daha once de okumustum burada. cocuklar cocuk yuregi cok hassas. ne yapmali nasil davranmali, caresiz kaliyor insan. hele ben yaslarda aklin basinda mantigin kabullenirken cocuk yuregin kabullenmiyorsa babanin gidisini zor...

isiklidusler dedi ki...

baba yarıtanrı bir baba;
bir uzakdoğu filmi
dövüş filmi diye izlenir oysa (kendi içinde kapalı olsa da) iyi kurulmuş imgeler var;
hayattan kaçmış ya da başka bi hayata kaçmış yarı ünlü ama saklanmış bi adam var
her neyse babası ve geçmişinden kurtulamaz-yüzleşir

çok ilginç insanlar uzakdoğulular yani filmlerde öyle
acayip bi tuhaflık ve kendi içinde saflık- bunu doğal buluyoruz

adenizcardak dedi ki...

her insanin babasi özeldir ama babamin benim icin ne kadarözel ve önemli oldugunu fark ediyorum her gecen gun...
şımarıklık olarak görme lütfen

isiklidusler dedi ki...

Uzun zaman önce
Getirilmişim bu hayata
Küçük bir kuzu, küçük bir kuzu
Cesur, tökezleyen
Korkusuz, benim göbek adımdı
Ama orada bir yerlerde
yolumu kaybettim ben
--

Uzun zaman önce bu hayata küçük bir kuzu olarak geldim
Küçük bir kuzu
Cesur, tökezleyen
Korkusuz benim göbek adımdı
Ama orda bir yerde ben
Yolumu kaybettim

R.E.M -Walk unfraid- Wild OST

adenizcardak dedi ki...

Zuzu zuzu diyen bir cocuk vardi reklamlarin birinde...
Cesur, korkusuz ve tokezleyen bir kuzucuk...

adenizcardak dedi ki...

Yasadigim bu sehire ilk geldigimde sehrin yerlilerinin kullandigi bir kelime cok dikkatimi cekmisti. Tutunmak yerine yapismak kelimesini kullaniyorlar. Minibuste ornegin anne cocuguna tutun demiyor yapis diyor. Su isin ucundan tut derler bizde. Onlar isin ucuna yapis diyorlar. Yapis yapisburalar. Oguz Atay burali olsaysi tutunamayanlar yapisamiyanlar olurdu belki...
Engeller...
Ne icin ve kimin umrunda..n

isiklidusler dedi ki...

aklıma kırgızca izlediğim bi mağara belgeseli gibi bi şey geldi;
onlarda böyle düşündürüyor;

adenizcardak dedi ki...

haklisin...

isiklidusler dedi ki...

haksız da haklı
hak olmadan ne haklı ne de haksiz olunabiliyor
kökü 'hak' lı

adenizcardak dedi ki...

Hak'ki hakkeden haklidir, hakketmeyen haksiz. Hak'lisin.
Bugun cim biciliyordu. Cok severim o kokuyu. Babam gibi koktugunu farkettim.

isiklidusler dedi ki...

bilmem

adenizcardak dedi ki...

Var'ım işte benim minik kahramanım <3
sonuna kadar izleyebilirsen verdiği mesajla yüreğimin orta yerine taht kurdu bu küçük keltoş :) iyi ki bunlardan var ve dilerim yaşam onu değiştirmez...
ve iyi ki sen de Var'sın <3

https://www.youtube.com/watch?v=Y82unQGbOVI

isiklidusler dedi ki...

mailime düşmüyor yorumlar ve ben yorum yok sanıyorum bu yüzden bazen

izliyorum şimd ineymiş o

adenizcardak dedi ki...

Başkalarina hizmet <3

isiklidusler dedi ki...

Başkalarina hizmet
önyargı parçalamak; atomu parçalamaktan zor bu iş

adenizcardak dedi ki...

Zor?
Bunu sen mi söylüyorsun :(((

isiklidusler dedi ki...

ben mi söylüyorum derken hiç denediniz mi bunu?

adenizcardak dedi ki...

Zoru seven biri olarak çok denedim ve sonra dedim ki kendime haddini bil ve boşa uğraşma Einstein'dan fazla bilecek değilsin ya ;) adam atomu parçalamış ve bu sözü etmişse zoru severim diyerek kahramanlık etmenin alemi yok. Sen kolayı seç ve canlı cansız ne varsa sev dedim kendime, öyle yüzüme dümdük ;)
<3 <3 <3

isiklidusler dedi ki...

önyargı bulunmalı ve

önyargı nedir?
ama arabesk gibi bu tutam-parça pink floydun dediği şeysi

isiklidusler dedi ki...

örneğin evren nasıl varoldu da varoldu ve varoluş bi önermedir ve bu önerme bi gizli başlama içerir
ve evrenin başlaması ve başlatılması kabul edildiğinde bu bir önyargı
yokluk bir önyargı-hiçlik ve hiçolma

adenizcardak dedi ki...

ne güzel yazmıştım safiyane...
gitmedi ve şimdi aynı saflıkta yazamam ki :(

isiklidusler dedi ki...

olsun ben okudum
okumasım ama okudum yazdım
ama aynısı bana oluyor
anlıyorum sizi-seni;
şimdi bu anlama daha iyi anlaşma

ön yargı bi şeyin önündedir demişim ben takılmayın
önünde gider görülmez
gizli yargıdır
anlamazsanız sorun

ya da kovalanır
yada arkadan bakılır-peşinde koşulurda kendi değil gerisi(arkası-kıçı) görünür bu yargının

nerer gelir neler gider
mayıs haziran temmuz ağustos

adenizcardak dedi ki...

Ön yargı...
Önden geri ger geri giderse, gerisini değil yüzünü görürsün...
Yüzünden ne gördük ki, gerisini isteyelim...
Kısa bir diyalog baştan kaybettiren.
+ neden hep can diyorsun alevi misin?
- değilim keşke olsaydım
+ ben aleviyim
- ne güzel :-)

Mayıs haziran temmuz ağustos... Sene-i devriye mi? Oktaycim (Sinanoğlu) affola <3

isiklidusler dedi ki...

önyargıyı anladınız mı? nben bunu önemsiyorum çünkü
ortaya konulan yargının köküne ilişkin
ben anlaşılamaz bir bilinemzden ve zihinsel bir setten sözetmiyorum çok açık bu

sinanaoğlu ben o adamı sevemedim-neden sevemedim?

bakın küstahlığıma ve ukalalığma verin ama yeri değil

varoldu; (geçmiş zaman-dili geçmiş zaman)
evren varoluyor ve varolmaya devam ediyor (geniş zaman)
ya da şimdi ki zaman
eğer bu sorgu geçmişte aranırsa geçmişte yanıt vermez çünkü şimdidedir-aynı zamanda

bunu sizlere anlatmanın bir yolunu bulacağım


adenizcardak dedi ki...

Sinanoğlu evet sevmek zorunda değilsin ki...
benim sevgim zeki insanlara olan sevgi yoksa rahmetliyi samimi bulmadığım yönleriyle de anıyorum mesela :(( ne haddimeyse yargılamak...
ön yargıyı önemsiyorum seni de önemsiyorum. anlamayı tüm yüreğimle istiyorum ve bir yandan da şunu düşünüyorum sen benimle ilgili ön yargılarını parçalayabildin mi? merak işte...

isiklidusler dedi ki...

seninle ilgili önyargı; bi şekil sembol gibi şeyler belirdi zihnimde;
bunu bi karikatür olarak düşün;
bi baloncukta
!?:/ vs. belirmiş

isiklidusler dedi ki...

bir yargı söyleyin bana/bize hadi

ben hayatı seviyorum

seven kim?
ben
neyi?
hayatı?
hayat ne?
akış

sevilen akış =

sevmek ne?
nasıl tanımlanır tanımlayın-sevmek haline ve buradaki önyargıları bulalım örneğin

sevmek onun içinde mutlu hissetmek mi? keyifli hissetmek mi?
yine de varolmak ve varolmaktan memnun mutlu olmak mı?

adenizcardak dedi ki...

baloncuk evet büyüyen ve uçmak isteyen bir baloncuk :)
hayat içerisinde varolmayı da yok olmayı da barındırır. hayatı seven bunları da sever/sevmeli değil mi?
hayat bana güzellikler sunarsa onu severim sunmazsa sevmem. bu da ne demek?
hayatı seviyorsan her şeyi ile seveceksin.

isiklidusler dedi ki...

körgün tıpkı kırgın gibi

benim adım;
körelgin
körelmişim ben bu hayata çok takılma

isiklidusler dedi ki...

yok mu çokluklarda?

ne arıyorsunuz siz bu uzayda? sizde olmayan
her şey sizde var; var sizde var

gerçeğe çıkıyorum

Yorum Gönder