28 Haziran 2013 Cuma

Büyümeden büyüyenlere

Hiç çocukken büyük aklım olsa,
Çocuk kalmiş olsamda aklım (öğrenmişliğim-bilmişliğim) birden büyüse
Ne olurdu diye hiç sordun mu?
Dünyaya hala böyle bakıyor olurdun?
Hala inançla ve umutla,
Hiç kaygı yokmuş,
Her şey yeniden yapılabilir ve düzeltilebilirmiş gibi
Her şeyin basit ve kolay bi çözümü varmış gibi

--

Büyümeden büyüyenlere

Hayalleri inançları umutları genç ve dinç olanlara (Güven)

Eskimeyelere ve yaşlanmayanlara
Hayalleri inançları umutları genç ve dinç olanlara

27 Haziran 2013 Perşembe

Bedenim değil ruhum gaz bombalanıyor;

Ya bedene değil ruha atılan gaz bombaları, (salgısal, kimyasal, hormonal duygu manipülasyonları)
Ya bedeni etkileyen değil ruhu etkileyen ses bombaları (ses manipülasyonu)
Ya ruhumuza sıkılan tazyikli sular;

(Duman altında stabil olunmaması normaldir, Normale dönemeyi, dinmesini beklemek gerekir)

(ruh için, ruh uyumlu gaz maskesi aranıyor)

Kelimelerin dili olsa da anlatsam

Kelimelerin dili olsa da anlatsam (duyduğumu,)
Gülmeye ihtiyaç duymayan bi neşe sevgi ( özü gülmeden gülen, özü gülümseme olan)
(Gülümsemesiz gülümseme)
Sözcükler aşınmış kayalar gibi aşınsa kum taneleri gibi olsa, (ki içinde çiçek büyüyebilse, anlam ona sığabilse, anlam (iletkenlik) onda yeşerebilse - doğabilse
(iletkenliği artmak isteyen anlatımlar)

Sevgi yağmur olsa sel olurdu, O halde bulutta olurdu,
(sel olan bulut, sele dönüşmüş bulut)


yıkmak ve yıkılma eğlencelidir;

yıkılmak ille de bi şeyin zorlanması hasar görmesi değildir,
yıkılmak ille de olumsuz değildir,
bazen yapar ve yıkarsın, işte budur yıkmak ve yıkılmak,
yıkılan bazen dağılır bazende kırılır evet bu olasıdır
ama kırgınlığa dağılganlığa ve dargınlığa gerek yok ki bunu bilirsen
dizdiğinde bir kuleyi, sıkıldığında yıkarsın onu ve yıkmak zevklidir de burada
bazen de yerine daha iyisini yapmak için yıkarsın ya
bazen artık sıkılırsın oynamaktan daha iyi bi şey yapmak istersin
bazen başka şeyler başkaları yıkar
rüzgar yıkar, zaman yıkar, aşk yıkar
her şey yıkılır
yıkmak ve yıkılma eğlencelidir;

26 Haziran 2013 Çarşamba

insan nedir şimdi bildim


insan insan derler idi
insan nedir şimdi bildim
can can deyü söylerlerdi
ben can nedir şimdi bildim






Yıldız Işığı (Gece)

                          
 (Daha öncede kullandığımız bu blogda ve başka ortamlarda, yıldız ışığı benzetmesi üzerine duvar yazısı denemeleri)

(açılım ve genişletmeler)

(genişletme için, düşünüş öneri ve tavsiyelerini bekliyoruz)

(Bu metin genişleyen zamanda genişletilecek,(yeniden düzenlenerek anlamı zenginleştirilecek)

(Belki zamanın genişlemesi de böyledir yeniden düzenlenerek anlamı açılımlanıyordur ve açıklanıyordur (düzenleniyordur) ve biz zamanın şimdi olması ve genişlemesini böyle düşünmediğimiz için tırnak içinde doğrusal düşündüğümüz için, anlamıyoruzdur, Belki de zamanı bir olgu, soyut bi kavram vb. gibide düşünmeyi denemeliyiz,)



Sevdiğim benzetmelerden biri şu;

Şehir ışıkları altında yıldızlar görülmüyor ama yıldızlar orada,

Ama yüksek ve ışıksız, ışık kirliliği olmayan bir yere örneğin bi yaylaya çıkarsanız gökyüzü yıldız yüklü, yıldız dolu, hava tertemiz ve her şey parlak ve berrak ve açık;

İşte bunun gibi hayat; Bazen karmaşanın ve kargaşanın içinden açık ve seçik olan (arkadaki) gerçekleri göremiyoruz; Tüm bu karmaşa zihnimizi/ruhumuzu kirleten gerçeği gizleyen ışıklar gibi, Hayat gerçekleri parlak ışıkların arkasına saklamış, O ışıklar bize gerçeği aydınlatanlar olarak sunulmuş, Gerçeği gösterdiğini sanan o ışıklar aslında arkalarındaki koskocaman gerçekleri, evreni, evrensel olanı saklıyorlar sanki, Bu yüzden gerçekleri görmek istiyorsanız, öncelikle, parlak, büyük, değerli görünenlere, hayatınızı aydınlattıklarını düşündüklerinize yönelmeli ve bakmalısınız ve berrak ve açık olanı görmek için bu sözde ışıkların (daha) sönük olduğu uzak düşüncelerde aranmalısınız, Böyllelikle diğer güneşleri ve dünyalarıda (olduğunu bilecek kadar) görebilirsiniz, (düşüncenin gecesi)

Ve hayatta yön sahibi olmak için illede bi şeylerin tarafı, savunucusu, tutucusu olmak zorunda değiliz, Tüm bu şeyler içinde bile biz sadece gökyüzüne bakan ve gören gibi gözlemci ya da görmese bile orada olduğunu biliyor olan bi bilen gibi  olsak ne güzel olur değil mi? Gece, onlarca-binlerce güneştir ve her biri diğerini gizlemeden görünür olur gece de, bilen farkında olan zihinde böyledir ve bir güneş yoktur onun için, Hiç biri birini/diğerini karartmadan, örtmeden görülebilen sonsuz güneş vardır,  Düşüncede işte böyledir, sabit değişmeyen tek odak ve inançtan arındığında, geceyi tattığında aydınlanabilir ve görebilir dünya dışında olanı; Güneş sana yakın olandır ama tüm yıldızları gizler, işte bunun gibi hayat; ruhlarımız henüz (sözde ışıklar olmayan) gerçek geceyi tatmamış, (öğrenmek anlamında;)

Gündüz sadece dünya ve onu aydınlatan bir ışık(güneş) görünür, Tüm gerçekliğiniz dünyadır, (Gece) Güneş çekildiğinde arkasında koca bir evren ve uzak başka güneşler ve dünyalar belirir, (dünya sizin karanlık ve içinde olduğunuz (aslında tümün dışında kaldığınız) küçük bi yer olur)

(İşte bunun gibi sabit düşünce, inanç gündüz(güneş) gibidir, O zihninizi aydınlatır evet ama gerçekliğiniz dünyadan ibaret olur, (bütün içinde yalıtılmış küçü kgerçeklik) Düşünceninde, ruhunda geceleri olmalıdır)

Ve gündüzde yıldızlar oradadır ve ışıkları gelir ve erişir, sadece orada olduklarını çıplak gözle göremeyiz, ama biliriz ki oradadırlar,

Genişletme önerileri
kutuplarda altı ay gündüzdür
havanın sürekli sisli, puslu, yağmurlu olduğu yerde gökyüzü görünmez

Çok aylılık, örneğin hiç batmayan üç ya da daha fazla parlak ay,
Birden çok yakın ve parlak güneşlik, takımyıldızlık çekim sistemi dışı ama gece etkisi yüksek yakın güneşler

24 Haziran 2013 Pazartesi

duygu bulantıları

Yediğinde vücudunun istemediği bi şeyi kusmak, kusmak istemek gibi duygu bulantıları

Dağılın Lan!


Dağılın lan, dağılın lan, dağılın!
Dağılın lan, dağılın lan, dağılın!
Dağılın lan, dağılın lan, dağılın!


22 Haziran 2013 Cumartesi

Seslerden yapma sesler

Seslerden yapma seslerim var

Ses toplarım sesten

,Dalga dalga sesler;

(Dalga dalga ses geri bükülmüş)
(Dalga dalga bilgi, kulakları sağır eden)

ses yağmuru, ses akını, ses seli

Ses akıntısı, çağlayan ses
(akıntıya saygı ile;)

Yıkım yıkım yıkılsın yalan,

Yıkım yıkım yıkılsın yalan,
yıkım yıkım gerçeksizlik

21 Haziran 2013 Cuma

Umut düşüncenin paraşütüdür

Benzerlerini anlatmayı denemiştik ama yeniden deneyelim,

Hayatı duygu deneyimsel bi veritabanı olarak düşünelim,
Başka bir katmanda düşünce deneyimsel bi veri tabanı olarak düşüenlim,
Başka bi katmanda fiziksel, (dokunmatik) deneyimsel bi veri tabanı olarka düşünelim,

Bu katmalar artırılabilir belki ama bu noktada özellikle duygularla ve sonra belki düşüncelerle ilgileniyoruz,

tıpkı bi yazılımın yaptığı gibi, örneğin photshop katmanları ve farklı ve yeni şeyler üretmeler var, örn excelde sheetler sayfalar var katmanlar gibi

Duygusal veri tabanınızı çağrışımlarla tarayarak oradaki veriyi yüzeye çıkararak onla yeni işlemler, birbiryle birleştiemeler, karıştırmalar, çoğaltmalar ve yükseltmeler yapabiliriz,

Düşünsel veri tabanınızda böyle, her düşünce her kavram derinliğine incelenebilecek aynı zamanda diğerleri ile karmalanarak tıpkı cümleler ve şiirler gibi farklı bütünlükler ve değerler oluşturabilecek verilerle dolu,

Bu örneği ve imgeyi genişletmek için örneğin ses yedi nota tıpkı yedi renk gibi ama bununla sonsuz çeşitlilik ve tat üretebiliyor, Doğaya bakınca yedi renk görmüyoruz sonsuz bi çeşitlilik görüyoruz, neyse konumuz bu değildi, aşağıdaki yazıya devam olarak gibi yazıyorduk ve duygusal katmanlardı ,

İşte duygularlada böyle sonsuz çeşitlikli güzelikler besteler bütünlükler  yaratılabilir ve her biri ayrı bir tat ve coşkunluktur;

bunu yapmanın yolu, kendinizi incelemek, içinize dönmek ve safça bakmak, kendinizle içten ve doğal iletişim kurmak, duygularınız orada katman katman yığılmışlar, onları gözden geçirip yeniden düzenleyebilirsiniz, onlardan yeni çıktılar elede edebilirsiniz, ruhu araştırmak terimimiz var, (ruh sözcüğünü sevmiyoruz bize olumsuz çağrışımlar yapıyor ve yerine öz gibi bener ifadeleri kulanıyoruz örneğin böyle inceliklerimiz var, düşünüyoruz; ruh sözcüğünü bizde uyandırdığı çağrışımı derince tarıyoruz ve düşünüyoruz ki bu sonucu elde ediyoruz,)

Yine mutluluk imgesi onu yakalayamıyorsam mutlu ve keyifli olduğum bi anda onu sürdürmek ve yükseltmek için delice şarkılar söyleyip, başka şeyler yapıp belki daha sonra o anı hatırlayıp mutlu olmak ama yine (örneğin duygusal mutluluk, kimyasal duygusal mutluluk ve zihinsel-düşünsel mutluluk gibi yeni tanımlarımız var) ve burada; zihinsel mutluluk duyguya bile ihtiyaç duymayan sarsılmaz bi düşünce hali, bu bilmekten gelir;

Bilmek en büyük mutluluktur;

Gözden geçirerek veritabanınızdan negatifleri silebilirsiniz, Evet bu büyük bi veri tabanı ve yıllarınızı alabilir, ama bi başlarsanız keyiflidir, duyarlılık, hayata bu ve benzer açılardan bakış ve eğlence bulma gibi, benzer şeyler ya da tüm bunları kolaylaştıracaktır; Alışkanlıklar ve yaşama tutunma biçimleri, yaşamı algılama biçimleri her şey değişebilir, siz değişebilrisiniz, halden hale gezebilirsiniz;

Deneyiminizdeki negatif olaylara ve durumlara kapılmayın, Bakın ve onu işleyebileceğiniz değerli bir veri tabanı olarak görün;
şimdi hayat bitti, işte geçmişle yüzleşin, neden orada kayıp ve yapmamışlık arıyorsunuz, hayır,  orası dopdolu ve içinden istediğinizi seçebilirsiniz, Ve oradaki her şey ama her şey gerçekten değerlidir;

(Örneğin bir birim yeterlidir ve bir şeyin elimizde bilgisi varsa o şey fizikel olarak var edilmemiş ve yok isede yapılabilir ve yaratılabilir olduğu için aslında vardır düşünüşümüz var,) Bir birim, bir örnek, o prototiptir ve çoğaltılabilir gibi, Elinizde bir birim mutluluk varsa, yani mutluluk imgesi varsa o canlıdır ve istediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz; Tüm bunları keşfedebilirsiniz; Tabi ki yamaçlar, uçurumlar ve zorluklarda var ama, Bi uçuruma paraşütle giderseniz heyecandır, coşkudur ama arkanız dönük oraya ilerlerseniz tehlikedir, bunun için bakıp görmeli, incelemeli ve eğlenmelisiniz, zihninizi açmalısınız; Cass'ın dediği gibi tehlike coşkuya dönüşebilir, Koruma budur yanınızda her zaman her  zaman bi paraşüt bulundurun ve düştüğünü hissederseniz onu açın ve keyfini çıkarın, Umut düşüncenin paraşütüdür örneğin, ve düşünmek gerçekten eğlencelidir, Yine örneğin pozitif zihinsel tutum kalkanınız kaskınızdır; Hayata böyle bakın, Neden olumsuzluklar arıyorsunuz,

Korunmak istiyorsanız, yanınızda her zaman umut ve olumlu düşünce olmalı; Gerçek korunma budur,

Ama bilgi korur çünkü bilgi size onu yanınızdan ayırmamanız gerektiğini, onu nasıl yanınızda koruyacağınız ve saklayacağınızı öğretmiştir, bilgi budur;

Mutuluk sizin için öğrenilmişse artık tanımlanmıştır ve sonsuzdur, o bitmez, çünkü bu bilgidir;

(Örnek istenirse, benim bu süreçlerde kullandığım en keskin ve güçlü imge bi düşünce ya da ses dalgası gibi çevermdeki tüm boşlukta düşündüğüm ve imgelediğim görselliği var ve yok gibi bi şeyler, Bazen renkli tonlu bazen sadece şekilsiz imgeler ama, belki de yanlış anlatıyorum ve tüm bunlar bu bakış açısından düşünüldüğünde kendiliğinden oluyor ve bi şey yapılmalı değil)


(bugünleri, ifaşalar, gökten arabalar arayarak bekleyerek saçmasapan şeyler okuyarak mı geçiriyoruz,)

Daha duygusal ,agosal, enerjisel karışka, düzensiz alanları parantezlemeyi denedim, umut olsun;

--

Kendinize dönün ve kendiniz olun,
Geliyoruz;
Her yerdeyiz,
Sizinleyiz,
Biz siziz,

Uçmuştan keyfili olsun bu gece hadi,

(Cümle alem uykusunda yatarken, tekrarlamalı müzik (tek cümle coverlı), kesilme, ki ben söylüyorum)

Okuduğum en güzel şiirlerin esinleri benimle dansedin, birlikte, onlar güzel şekiller gibi ya da anltamadığım bunun gibi, dalgalar gibi, sıra sıra dağlar gibi

Hayatımın en coşkun anları, bi görüntüler bütünü, slayt gösterisi gibi, zihinsel boşluğuma  (sizden veriler süzmek istiyorum gibi, sizinle olmak istiyorum gibi, hissetmek istiyorum, anlatmak istiyorum gibi)

Okuduğumda en öğrendiklerim, zihnimde en şimşeklerin çaktığı anlar, birleşin, şimşekler büyüklüğü aklıma büyük şimşek olun

Dinlediğim en güzel müzikler, dinlediğimde (yüksekçe) mutluluk-coşkunluk gibi pozitif duyular duyduklarım, zihinme sıralansın bi dalgalar gibi, bi orman gibi, onlardan (his)  karmalar, birleştirmeler büyütmeler yapalım gibi, deneyelim gibi,

Hepsi bu gece kafamda, çevremde dans etsin, an coşkunlansın,
 coşkunlandıkça coşkunlanın,

anlatamadıklarım bu gece hislerim söz olsun en berrak söz olsun dökülsün çıksın,
yanlış anlattıklarım bana esin olsun ki düzeltebileyim

Yaşarken, deneyimlerken, önemli, değerli, sürsün, bitmesin olarak işartelediği anlar, yaşayın benimle, yeniden

(His dışı açıklama, hayatta yaşanmış anları internet database i gibi düşünürsek şu anda kendimle google gibi yukarıda yaptıklarım, onları çağırıyorum, kendi deneyimimde kendi dalgamda, database'imde, arama ve sörf yapıyorum gibi,, tamam bu olmadı ama yakın gibi, peki tekrar deneyeceğim, şöyle süzülen bi kuş gibi sallanarak şarkımı tekrarlayıp bi yandan yazıyorum ve, içimden en yüksek his ifade etmek gibi özlem çektim istek duydum gibi, yazılmış hiç bi şeye benzemesin, anlatılmışlar gibi olamsın, değişik bi tadı olsun, yapılmış hiç bi şeye benzemesin, o gerçekten güzel olsun ama geçekten içtende olsun ve ama şu oluyor, mantıklı zihnim hislerimi boğuyor ve açıklama çabası ile o araya girip bi şeyler yazıyor ya da yazıklarımı bozuyor gibi, tamam sadece müzik)

Uçmuştan keyfili olsun bu gece hadi,

(His dışı açıklama, hayatta yaşanmış anlar internet database i gibi düşünürsek şu anda kendimle google gibi yukarıda yaptıklarım, onları çağırıyorum, tamam buradan devam edelim, sanki onları açığa çıkarıp, boşluğa hisler dalgalar gibi dizeceğim ve hepsini birbirine karıştıracağım ya da zihnimde oynayacağım onlarla, bunu yapmayacaksam bile bunun gibi bi şey, bu da değilse mış gibi yapcağım ama yakın buna ve bunlara,)


Oyunlar gibi,

Tamam şunuda düşünmüştük, bi duygu sanallaştırma makinası ve ona tanımlayarak kendine duygu yükleyebiliyorsun gibi bi şey yazmıştık daha önce, şimdi makine yok, düşünerek yapıyoruz gibi,  şimdi duygularımı değiştirebiliyorum ve kontrol edip yükseltebiliyorum gibi, mış gibi,

tamam bi de, arı vızıltısından, çocuk nenesi ve kahkahasından, atın şaha kalkmasına kadar farklı ve yükseltilmiş tonlarda değişik oranlarda karma duygulu yeni gelecek beden imgesi yazmıştık bunuda bu düşe ekleyelim

Bide bu aralar kuş gibi uçuyormuş, salınıyormuş, çırpınıyormuşluk, dalgalanıyormuşluk, dalgalanarak, (tıpkı bi örneğin katlanmış ya da toplanmış bi kumaşın açılıp salınması gibi) kendimizi açıyormuşluk hissimiz var ondanda bolca,

(Başlıyorum bi enerji ile o büyü bozuluyor sanki neden, çok mu ego, kendimi dinlemiyor muyum yine?
Balık avlamaya gidip meyve toplamak)

Peki buradan geçmişi bi kenara bırakıp yeniden deneyeceğim ama, gerçeken bu arada bi kuşun bi ilk uçma öğrenirken ilk kanat çırpışlarında ne hissettiğini merak ettim;
senin gibi olmasın?


Peki içimdeki içimde olmayan ses, rehberliğim ya da ben kendim cevaplıyorsam açık dürüst kendim, karşımda bi ayna ya da eş kopya ben yüzleşelim, içimdeki yansı sana diyorum, neyi yanlış yapıyorum, evet farkındayım, seni dinlemeyi bırakıp eski kalıplarla güzel bi şey oluşturmayı deniyorum ve doğaçlamayı bırakıyorum , ama ben ,,,, özür dilerim, anladım ilham var ve beste gelecek gibi ama bwn güvenmiyoru mdinlemşiyorum ve olmaycak gibi ezberden çalmayı deniyorum ya da sıradan notalarla mantıklı zihinle bi şeyler üreterek kulakla dinleyerek onları bi şeye benzetmeyi deniyorum  ısrarla gibi,

off bu gece darmadağın oldum, olmadı yaa gibi hissettiğim,

günlük yazarken kimsenin okumayacağını bilirsin ve herhangi birinin onu okuyacağı kaygısı taşımadan yazarsın değil mi?
Ama roman yazarkende sen kurgularsın ve herkes okur,
içten olmak;
yağmur ve sele ne oldu, o benmiydim? ben yine tadını kaçırdım değil mi? bu bozmak ya da saptırılmak gibi mi?
tekrar denemek dileğiyle;

20 Haziran 2013 Perşembe

Çocuklar gibi;

 
Oynamak İstiyorum Ben Aşık, Çocuklar Gibi

Hiç yorulmamamışım gibi,
Öğrendiğimi unutmayayım evet, (o aklımda, içimde benimle olsun)
Yorgunluğun ne demek olduğunuda bileyim, ama bilmemeyeyim gibi olsun,
Yorgunluk kavramım olsun ama bi daha hiç yorulmayacağımı bileyim gibi,
Yorulmak istemeden yorulmayayım, ya da yorgunluk benim için daha tatlı bi basamak gibi olsun gibi,

Bütün bunlar bilinç içinde bir oyun diyor ya Maharaj,
Şekspir sahnemizde oyuncularız diyor ya,
çok mu ciddiye aldık be aşık,
Ben yoruldum ciddiyetten,
ciddi olsun ama bi çocuğun ,uyum, denge ve güven içinde oynaması tadında tehlikesizce ve güven dolu olsun,
Oynamak gibi öğrenmek olsun,
Kar topu oynamak gibi beklenmiş olsun ama hep sürsün be aşık
taki ben sıkıldım dersem diyecek olsam bunu bile dedirtmesin bana
ben sıkılmadan o daha eğlenceli oluversin birden ben bile anlamayayım ve şaşırayım,
Şaşirmak gibi sevinçli ve eğlenceli olsun
ama bu şaşırabileceğinin ve sevinebileceğinin en yükseğinde olsun
ve bu yükseklik ve hep yüksekçe arttıkça artıyorda olsun
ve denge içinde tüm bunlar deneyimlenebiliyor olsun,

Öğrenmekten sıkılmam ben aşık
ama ben öyle gördüm ve öğrendim ki ben böyle öğrenmek istemiyorum,
Ben kendimden öğrendimse kendim öğretsin bana nedeni?
İşte yaz gelmeli yeni bir mevsim olmalı,
Tüm bu günler benim ilk mevsimim ve ilk çocukluğum gibi değişmeli birden aşık,
Ben şaşırmalıyım aşık,
Savaşmaktan yoruldum ve sıkıldım,
Tadı damağımda kalmasın hiç bi şeyin evet ama
bu macera sürprizlerle sürsün
ve bu sürprizler, pozitif sürprizler olmanın yanında getirecekleri ile karşıladığımızda da pozitif tanımlayabileceğimiz sürprizler olsun,

Doğmak gibi doğmak olsun,
Her gün yeni bir gün doğsun ya bunun gibi,
Her an yeni ve yüksek bir umut doğsun,
Her doğan bir öncekinden kat be kat yüksek olsun,
(Umut) Çiçek gibi açsın içimde ve bahar gibi karşılansın,
Neşe neşe tomurcuk açsın ruhum ve kalbim,
Tüm bu olanın bitenin içinde olamalıysa sakinlikte dinginlikte ve dengede kalınabilir olsun,
Gökyüzüne çıkıp atlamak gibi olsun,
Düşmek hiç bitmeyecek gibi olsun
düşmek bile uçmak tadında zamansızca sürsün gibi olsun,
En heyecanlı ve adrenalinli anım ve anlarım tadında yükselen dalgalarla ilerlesin ve açsın hayat;
Umut gibi umut olsun,
umut tadında olsun an,
Neşe gibi neşe olsun,
Neşe tadıda olsun umutta,
Sevgi sen nereye saklandın çık artık sobe olsun?
Bulamadıysak artık bi şeyler olsun kazan çömelek felan patlasın,

Yeryüzünde deneyimlenmiş en neşeli en umutlu en değerli ve yazamadığım yüksek niyetlerce seçimlenmiş en öğretici bilge sevgi dolu en yüksek anlar rehberim olsum,

Işıkları yolum önünde yol olsun,
Amaçları amaçlarım önünde amaç olsun,
Benimle beraber yürüsünler, dost olalım, birlikte yapalım,
Elele gibi ve sevgi dolu olsun,
Umut bahar çiçeği açsın,
Neşe ona kelebekler gibi konsun,
İçim onlardan arılar gibi bal yapsın saklansın,
tadım kaçtıkça o bal öğünüm aşım ışığım rehberim olsun,

Her anıma taze ve yeni açan bilmediğim çiçekler gibi açsın umut,
Tüm yağmurlar ve rüzgarlar bilmediğim ülkelerden umut getirsinler bana,
İçimde büyüdükçe büyüsün çocuk neşesi,
Tanımlayamadığım binbir neşe, kanat taksın
umutlarım ve düşlerim uçsunlar tüm ülkelere düşlerimin tozlarını serpiştirsinler,
Düş tozu arayan imgeleyen tüm zihinlere ulaşsın düşlerim
onlarla birlikte yeni çiçekler olsun
ve açsın büyüdükçe büyüsün ve değerlendikçe değerlensin,

Aşk gibi aşk olsun,
Gece gibi gece olsun,
Yazdığımda duyduğum umut, neşe güven ve sıcaklık gerçekliğim olsun ve bitmesin,
Bitmeyecek kadar birikmiş olsun,
Birikmemişse bitemeyecek ve yetecek kadar her an üretilebiliyor ve tazelenebiliyor olsun,

Düşlerim gecenin kanatlarıyla uçsun gitsin ve tüm düşlerin kapılarını çalsın,
Kim o diyene düşçüyüm düş paylaşmak istiyorum desin,
Kapısını açana davet edene kendini anlatsın ve ulaşsın birlikte düşlemek herkesle birlikte yeni güzel düşler kursun;
Şimdi bu gerçek olsun;
Aşk uyansın düşünden,

Uyan ey aşk,
Sen mi beni gördün ben mi seni düşte,
Sen bana ben sana uyan üzre uyan ol ey aşk,
Seninle oynamak istiyorum,
Çok kanatlı çocuklar gibi
Yol yap aşktan bana düşüm,
Aşka çıksın yollarım,
O aşk ki aşkınlandıkça aşkınlansın,
Anlamak ve bilmek doygunluğunda olsun,
Yaşanabilir deneyimlenebilir ve tadılabilir olsun,
Zihnim bilmek içinde çocuk zihni gibi hür ve endişesiz olsun dert ve tasadan dünyada olup bitenden,
Dersse oyun gibi ders olsun, eğlenceli olsun,

---


http://isiklidusler.blogspot.com/2013/01/oynamak-istiyorum-ben-ask-cocuklar-gibi.html
adresinde yayımlanmışsada kaldırıp başa taşımayı düşündümsede yeniden, tekrar;

(Dua, Niyet, İstek, Çekim, Seçim, İç Döküş, Açıklık,Dürüstlük, Kendini İfade Etmeyi Denemek)

Hepinize; mutlu mutluluklarla mutluluklanan mutlu mutluluklar dilerim;

larlalayan larlalarla;

18 Haziran 2013 Salı

Düşünen bi düş yaptı tüm bunları,

İçime kuş kondu,
Yağmur açtı bahar
Düş kelebek, uç

Yağmur yağsın düşe,
Aşk buluttan
                          
İçim açsın çiçek gibi,

çiçek gibi yağmur
Aşk kelebeği
Bulut gibi rüzgar

Ruhlan aşk;
Düşlen ruh;

Aşk akışı/aşk düşü,
düşüngen düş,

Düşünen bi düş yaptı tüm bunları,

17 Haziran 2013 Pazartesi

Öğrenme sonsuz bi yolculuktur ve hep çocuksun;

Büyüme emi!

---

Büyüme = öğrenme ile gelişim,

Büyümez, hep çocuk kalırsan yaşlannmazsın; güzel değil mi?

evet büyümelisinde ama, Yaşlanarak büyüme de, öğrenerek geliş, Hep sorup düşünmezmiydin? Ömür yüzlerce sene olsa çocukluk içinde ne kadar olacak, o da uzayacak mı? Ve hatta düşünmez miydin, bi kaç yıl bebeklik ömür bi kaç katı olsa bi kaç artacak mı? ya da bu çekilmez demez miydin? İnsanoğlu neden at gibi ayaklarının üzerinde durarak doğmuyor da gibi? ya da bi hayvan yavrusu kısa ya da uzun yaşayan çocukluğu ne kadar, şimdi bu düşüncelerde rehberlik var mı? yok mu? Tüm hayatında, tüm sorgulamlarında rehberliliğinin izleri var? Bilgi ve veri girişi her yerde! her düşüncende, tıpkı fiziksel olan gibi düşüncenlede öğreniyorsun, Onları yorumlayarak ya da gözlemleyerek,

Fiziksel dünyada yapabildiklerini düşüncendende de yapabileceğini görerek öğreniyorsun,
Örnek, esnetme, örneğin dünyada fiziksel alanda esnetme kavramını öğrendik, ağaç farkl ıesner-katı ya da plastik hepsini görselleyebilir zihninde canlandırabilir ve ölçebilirsin, bunlar gibi duygu ve düşüncelerininde esnerliğini ölçebilme yeteneği kazandın belki, düşüncende esnetilebilen bi yapı biçim ya da bi enerji-kavram ne olursa var gib idüşün, yada bu örneği genişletirsek katıysa ısıtarak onu esnetebilirsin ya da biçimlendirebilirsin, Kırılgan olursa başka bi şey ile karıştırırsın örneğin hayata biraz neşe biraz umut ama bazen birazda düşünebilmek için üzüntü katamak gibi, Düşünce fiziksel dünyada öğrendiği her şey i kendi içinde kendi matematiğinde uygulama ve deneme ve böylelikle kendini geliştirme potansiyeli kazanır ve öğrenir; düşüncendeki süreçle ve enerjilerle işte böyle farklı şekillerde çalışabilme becerisi öğrendin; Fiziksellik buna yaradı, sana bunu öğretti; Sonsuz olan bilinçtir ve düüncedir; Bilincin ve ruhun kendisi özgün düşüncedir aslında;

16 Haziran 2013 Pazar

Şimdi bi şey yazsam yaşamak yazardım;



14 Haziran 2013 Cuma

Yağmur yağsın zihnime,

 (Hissedilenler, ama sözcükler anlatmaz ki, sözcükler duyumsatmaz ki, Her özgür kendinde kendisi duyar)

Yağmur yağsın zihnime,
Düş umutlansın;

-

Yağmurda her şey olsun
Düş umuttan, coşkun umut duygudan sıvılaşmış yoğuşmuş bi buluttan
Umut yağmuru

-

Zihnimde duygulanımlar kopsun,
duygulanımlar coşkun fırtına olsun

-

Duygular renk renk, biçim biçim, ton ton
duygulanım bulutları şiiri

11 Haziran 2013 Salı

sobbe!



Polis sobe!
Hükümet sobe!
Medya sobe!

Hepiniz ebe ,,,  (arkanızdaki daha çok ebe)
Şimdi ben saklanıyorum, beni bulun
Hepinizi gördük ve sobelendiniz
Eee hadi saklanın sıra sizde 


gerçeklik manipülasyonu ve asimetrik savaş,

Ey medya objektiflik objektifin olsun

Bitmemeiş yazılmaya devam eden taslak

Uygulama gibi bi şeyler; (canlandırma, imajinasyon, büyülenme)
(kişisel imgesel not, tekrar ve tekrar ve tekrar düzenlenecek, )

(Böyle bir üslupla yazıldığı için özür dilerim yani telkin gibi bi topluluğa hitap eder gibi bazen belki bi şeyler anlatır gibi ama esin  imge böyle düşüyor gibi, kendimce böyle yazdım, kendimle böyle konuştum, yani kendi içimde böyle imajine ettiğimde daha yüksek canlanıyor yani anlatı gibi, yoksa olulşturamıyorum ve yaratamıyorum gibi de; siz isterseniz bu biçimi değiştirip bunu işlevsel bi düzyazıya dönüştürebilirsiniz ya da ben kiplerini biz olark yada farklı bi şekilde düzenleyebilirsiniz, genişletebilirsiniz; Biz şunu öneriyoruz, Ana fikri sevsdiyseniz, biz coşkun duygularla hızlıca yazıyoruz ve kendiniz için kendiniz düzelttiğiniz ve genişletip biçimlediğiniz yeni bir kopya yapmanızı;)

-------


şimdi mülkiyet duygusunu düşünmenizi ve hissetmenizi istiyorum, (kısa bi ara, üzerine düşünmek)

Özel ve özerk mülkiyet, size aitlik, sizin tarafınızdan kuşatılmışlık, sizin tarafınızdan kapsanmışlık içinde size tahsis edilmişlik, size özellik, --> sizin onu biçimlendirebilmeniz özgürlüğü (kocaman ve büyük-büyüsünde büyüsün)

Mülkiyetinizde olan bi şey, bi şeyler
Bu çok sevdiğiniz bi obje, oynadığınız ve oyalandığınız bi şey belki, ama sizin (hissedin)
belki yatağınız, belki odanız, varsa eviniz vb. ama sizin )hiss
Lütfen orayı istediğiniz gibi biçimlendirme özgürlüğünüz olduğunu hatırlayın ve sınırlamaları unutarak bu duygu duyumsamasını hissedin,

Şimdi var ya da yok mülkiyeti kendinize ait bi toprak parçası orada istediğinizi yapabilirsiniz
Lütfen varsa orayı düşleyin, ailenizinse size ait gibi düşleyebilirsiniz,
Yoksa lütfen satın aldığınız güzel bi yeri düşleyin; almış gibi, (mış gibi yaparak, doğal hayallenme, yaşanmışlık tadında duygusal doyum yaratma, duygularla oynama)
bunu beğenmediyseniz, dağ, yayla, plaj deniz hava vb gibi ortak ve özgür alanda kendinize yer ayırdığınız özgürce ya da herhangi bir yeri satın aldığınız ve artık sizin olduğunu; vb. düşleyebilirsiniz;

Ben ama şurada kalmanızı istiyorum, edinmişlik, artık sizin olmuşluk,

Şimdi her neyse, neresiyse orada özgürsünüz, orayı özgürce biçimlendirebilirsiniz, orada ne ve neler yaptığınız yapabileceğiniz düşünebilirsiniz, ama benim önerim, orası size ait ve sizin bunu derince sıkıca hissedin ve sarılın buna; İsterseniz ögürce paylaşın sonrasında, açın, dağıtın ne isterseniz yapın ama çevrelenmiş ve bölünmüş, size ait özgürlük bölgesi hissini lütfen hissedin; O duyguyu arındırıp yada benim anlatamadığım başka örneklerle bulup hissedin; (Kısa bi ara, tüm bunlar üzerine düşünmek)

İlerleyiş;
Bu dünya da her şeyi yapmak mümkün gibi yani maddi kısıtlamanız yok ve orayı istediğiniz gibi biçimlendiriyorsunuz, orası size ait, sadece bu özgürlüğü duyumsanızı ve hissetmenizi istiyorum; isterseniz yeniden biçimleyin; (Kısa bi ara, tüm bunlar üzerine düşünmek)

Genişleyiş ve yükseliş;
Şimdi gerçeklik genişledi ve bizim gerçekliğimizde mümkün olmayan bi takım şeyleride yapabiloyorsunuz, düşler bile bi ölçüde gerçek gibi, belki orada yeni bi şeyler yaratmayı ve deneyimlemeyi oynamayı deniyorsunuz, ama orası sizin için, orada güvende hissediyorsunuz, Kendinizi oraya ait ve orayı kendinize ait hissediyorsunuz, bi özgür bölge olarka ve başkasına karışmaz, başkasına da zara vermez olarak hissediyorsunuz;


Dünyayı bi ortak mülkiyet olarak görüyor ve başkalarının hakkına saygı nedeniyle bu düşü biçimleyemiyorsanız ve düşünüzü sınırlıyorsanız; sadece size ait ( düşünüz gibi, sizin düşünüzü- düşüncenizi  yalnızca siz yönetirsiniz) gerçeklikle ve diğerleri ile bağıntısı kesilmiş bi düş kopya, eş kopya gibi ya da boş hiç yaratılmamış bi dünya ama belkide bilinmeyen bi evren, gibi bi şeyler belki size kalmış;
Sadece sizin düşünüzde ve sadece size ait,
Nasıl biçimlelemeliyim ne koyardım
Orayı biçimlendirmeye başlayın, isterseniz materyaller, olaylar, kişiler, ağaçlar, oyun parkları ve başka şeyler, isterseniz sadece deneyimlemek istediğiniz duygularınızı, ulaşmak istediğiniz hedefleri biçimsizce aşılayın onlar biçim alsın biçim düşünmeyin ama şunu düşünmenizi istiyorum,
Sınırsız yaratabilme özgürlüğünde ne yaratır ve ne deneyimlerdiniz,
bunu uzunca ve genişçe düşünmenizi istiyorum ve hatta bu yazının devamını okumadan;
burada biraz kalmanızı ve vakit geçirmenizi öneriyorum,


Düşü canlandırmak için benzerlerini daha öncede yazdığımız örnekler;
Belki sadece duygular ve duygularla biçim olmadanda düşlenebilir ama
Örneğin daha önce benzer örneklerde bi düş oyun parkı anlatmıştık, Orada beş dakikada üçyüzyıl deneyimlenebiliyordu, Lunapark benzeri içinden akılan koridorlarda giderken şeffaf bu koridorun yüzeyinde tüm tarih izlenbiliyordu mesela, bunun gibi şeylerde olabilir ama bu eğlenmek için, Yani öncelik öğrenmek olup iki kendin arasında ilişki biçimleyebilirsin, Kendin olduğunu unutmuş ve kendinden bölünmüş iki kişinin nasıl iletişim kurmasını isterdin, kendine nasıl dokunmak isterdin, kendinle özgürce her şeyi yapabilirsin, bunlarda olabilir, Ya d aüzernde zıplanabilen bi yeryüzü yaralanma olmadan üzerinden akılabilen her renk dev yapraklar, yüzen şeffaf baloncuklar, akışkan olarak havaya akabilme, Ya da birebir bugünkü ya da bugünküne yakın bi dünyada belki yalnız belki sevdiklerinle biraz değişiklik yaparka olmak, Örneğin yaralanma ve kırılganlığı atmak ve azaltmak, hastalanmayı çıkarmak daha dayanıklı bi akciğer eklemek ya da solumaya gerek duymazlık düşlemek, zıplayabilirlik ya da uçabilirlik eklemek, burada ndenize girip yarım saat sonra Amerikadan çıkmak, dağların üzerinden atlamak ne olursa; Bu ve buna benzer şeyler özgürlük duyumsamasını yükseltecektir, Ama yazımın asıl amacı da bu değildi galiba ama olsun,

Şimdi ise başka bir perspektif; Ters açıdan bakmak

Öncelikle her ne yaratırsanız yaratın siz deneyimleyeceksiniz, Kendiniz kopyalayarak, bölerek ya da bilincinizi bağışlayarak oraya bağlayarak ve paylaşımlaştırarak, bi oyuna bağlanır gibi ya da ona kendinizden bilinç bağlar gibi, içine girer gib inasıl düşlerseniz, tek deneyimleyici siz olarak deneyimleyeceksiniz ve bu deneyim içinde isterseniz bunu farkında olmayacaksınız ve herkes başkalar ve diğerler olabilecek, özgür akan çağlayan, yüksekten uçan su olabileceksiniz, Dağılan rüzgar olabileceksiniz, aykırı bulut olabileceksiniz ama düşün barındırdığı her şey az bilinçli çok bilinçli canlı ya da cansız hepsi ve her biri siz olacaksınız, Hepsine istediğiniz kadar bilinçlilik ve doğallık akıtabileceksiniz, Nasıl oalcak demeyin canlandırarak ve simule ederek deneyerek olabilirliğini gerçeklemeden az çok ve yaklaşık oalrak ölçebiliyorsunuz gibi, Ölçemiyorsanız bile bi ölçüde hissedebiliyorsunuz, Ve eğer biraz sürpriz istiyorsanız tüm detayları biçimlemezsiniz ve akış için kendiliiğindenliğe de biraz izin verebilirsiniz; Ya da maç olark adeneyimlemek istediğiniz sonucu ve duyguyu öngörüp, rastgelelik ve değişkenlike bırakabilir yani düşünüze özgür irade verebilirsiniz,

Önce bi düş ve biçim olacak; siz ona bilinç akıttığınızda o gerçek olacak 


(ama belkide bilinmeyen bi evren,
Sadece sizin düşünüzde ve sadece size ait,
Nasıl biçimlelemeliyim ne koyardım)



Bi tasarımcı, yine biz olan bi tasarımcı, yani aslında kendimiz, kendimizin geleceği ya da bi başka yansısı gibi bi şey dünyayı bu şekilde tasarladı belki;

--

Biçimsiz imgeyle ve aslında duygu ile düşlemek; Duygu gerçek özüt servet gibi bi şey; tüm formlardan beşbin,,,
Burada önemli olan şu, duygu, ne duymak istiyorum, beşbin çoşkunluk, bugüne kadar hissettiğim en coşkun anın beşbin katı coşkunluk deneyimlenebilir ve hissedilebilir olarak

---

Şimdi üç dilek hakkınızı kullanabilirsiniz,
Ya da üç dileğiniz olsayı derince düşünebilirsiniz,
Ya da bir dileğe sığar mı tüm diğer her şey,
Ya da ıssız bir ada üç şey seçin;
ya da üç bilmem ne
Ya gerçek olsaydı, gerçekten;
Ve buna/bunlara benzer bi senaryo yazmayı ya da bi kurgu düş hayal etmeyi ve oraya gerçekdışı geleride eklemey idenerseniz ne güzel olur değil mi?
En son en zaman gerçekten gerçek olacakmış gibi derin düşündünüz;
Geçirştirmeden aman be canım gerçek olursa yaparım demeden dünyada anlatılan tüm bu şeyin, bugünlerin ve gerçek olabileceğine karar vererek ne zaman eyleme geçtiniz içtenlikle,
Başka olurdu dünya ve ben bile anlatamazdım,
Önemsemek


(İyi oyunlar, iyi eğlenceler,,,)

Devinen Çoşkun Enerjiler,

Devinen coşkun duygular,
Devinen Çoşkun Enerjiler,

(Anlatmayı deneyişler)

Bir müzik klibi gibi, imge ve ses klibi, düşün klibi,
Müziğin coşkun duygularla dansında,
büyük büyüklüklerde oluyor her şey,

Dünyayı bozup yeniden yapan bir çocuk,
çamuru bozup yapar gibi
bi oyuncağı tasarlar yapar gibi
dünyadaki büyük olan her şey küçük (onun zihninde ve imgesinde)
(her şeyle oynanabilir)

düşünerek yap-bozduğun bi oyuncak

sulara çarpan büyük bir kaya gibi bi düşünce dalgası, atmosfer dışına kadar savrulan sular,
parçalanan toprak, ağır çekim - eter(görüm)çekim izleyişler
savrulan ses ve enerji
birbirine çarpan her şey (müzik ama ille de müzik, belki klasik belki bi başka coşkun ezgi ve tını,tınılar bütünü)
Gözlemlenebilen ve birbirine çarpan her şey, (uyum ve denge arayan)
dağlara çarpan dağlar,
düşüncenle fırlattığın bi ağaç,
yerinden söküp evinin karşısına koyduğun bi ada,
Ya da daha önce olmayan bi ada (düşünden)
Yer işgel ettiyse boşlukta kimseyi rahatsız etmeyen yeni bi şeyler,
sevmediysen çoklu paralel üst üste bindirilmiş sonsuz dünya ve deneyim ve çaprazgan geçişler, yüzüşler

ya da dünya ile bi gemi seyahat evrende,
dünya bi gezgin
başka yıldızların yörüngelerinde deneyişler
sevişler sevmeyişler, yeni arayışlar
tüm evrende evren ötesinde seyahat
büyütüşler, küçültüşler, değiştirişler

düşünerek yap-bozduğun bi oyuncak (her şey)

birbirine sarılan sesler,
sarılıp kenetlenen, bölünemeyen sesler
çarpışlar, çarpışlar, çarpışlar
vuruşlar ve çarpışlardan çıkan yağmalanan enerji,
dağılan her şey, kaynaşan kum olan her şey
Büyük odaklayacılarla odaklanan ışık gibi, büyük düönüştürücülerle dönüştürülen sonsuz enerji
Havayı sıkıştıran ses ve düşünce dalgaları
zihnin almayacağı kadar büyük sesler
Yüzüyor, sesler yüzüyor,
coşkun bir müzik istiyorum

bir davul gibi titreşen düya, tel gerilip titreştirierek gibi titreşip ezgileyen dünya
dalga dalga kabaran toprak
dalga dalga coşkuyan yüzen enerji
sıvılaşan dalgalaşan toprak
sallanan her yer
titreyen her şey
tını tını tonu tonu müzik ve sesle

kımıldamaya çalışan kapı
ses çıkarmayı deneyen agaç
zıplamaya çalışan taş
görmek isteyiş yaşayan kaya
ağlayan her şey
çağlayan her şey
sel gibi yağmur
akar gibi her şey
birbirine karışmış-karılıyor-karışıyor gibi her şey,
akıyor yoğruluyor gibi her şey

(müzik en çokta müzik)

9 Haziran 2013 Pazar

Kaypak kaypak yürüyor penguenler, uçmayı unutmuşlar,

Penguen belgeseli yayınlayanlara;
Bu ülkenin ne büyük mizah dergilerinden birinin adı penguendir

Hala evrende tesadüfe tesadüf denilmez diyen büyük dostları anlamıyoruz;
Penguenler siyah beyazdır biliriz,Ve biz penguenleri çok ama çok seviyoruz

(şimdi eşzamanlılıkve Jung)

--------

Mor blog, 31,12,2012 tarihli yazımdan,

Kaypak kaypak yürüyor penguenler, uçmayı unutmuşlar,
Kanatları erimiş küçülmüş,
Gövdeleri büyümüş yağlanmış,
Siyah ve beyazlar

Hem siyah hem beyaz bu penguenler;
Bi gün buzlar erise;
İçlerimizdeki buzları kırabilsek eritebilsek,
Su olacak tüm soğuk;
Kara ( toprak ) çıkacak altından,
Penguenler hızlanacak,
Hızlandıkça hızlancak,
Karada (toprakta) toprakla bir olunca
Sudan (buz, soğuk) yapma yaşamları bitecek,
Eriyecek yağları,
Uzayacak kanatları
Ve uçacaklar

-----

8 Haziran 2013 Cumartesi

Yeniden, ve yeniden içim çocuk açıyor;

Makinen değilim ki ben senin

Diretme, olmaz bu elbise bana
Makinen değilim ki ben senin
İmajın değilim ki ben senin
Soytarın değilim ki ben senin

Diretme, olmaz bu elbise bana
Gazeten değilim ki ben senin
Kanalın değilim ki ben senin
Yalakan değilim ki ben senin

Daha sıcak daha dumanlı, Sıra Bizde

Ne kadar çıkar sesin bak bas bas bas bağırarak
Yakında kopacak çok derinden
Sen de söyle istersen, sana da yer var burda gel gel gel

Sıra kimde

Bari sen de söyle ya sen de
Daha sıcak daha sıcak daha dumanlı

Çırpınır durur akar bu yaşlar bak bak bak gözlerinden
Dönmeyiz sözünden yürür izinden
Sen ne buldun ölümde daha çok yol var önünde gel gel gel

Sıra kimde

Bari sen de vurma sen de

Savaş biter sen iste yeter yaz yaz yaz yaz yaz duvara
Ordular kızacak darbe olacak
Katıl sen de istersen barışa yer var burada gel, gel gel gel
Sıra bizde

Durma sen de söyle sen de

Keyif ve neşem bu kadar olsun her zaman, umutla;;;
(Yırtasım var hafız dünyayı ortadan ikiye,
Ne İskenderin denizleri,
Ne Nuhun gemisi kalacak geriye)

Umut olsun

İçimden geçip yazmadıklarım,
ki daha içime bile erişmeyen büyük berrak umutlarım,
Sözcüklerime akmayan duygu sellerim,
Aksın,
Çağlasın, çağnasın, büyüsün
Bulut, yağmur, akış olsun
Hepimize yağsın,
Umut olsun;
Neşe;

3 Haziran 2013 Pazartesi

Sevgi, gözyaşları ve büyük saygıyla,

“Türkiye’deki tüm dostlarıma… Yanınızdayım! Yanınızdayız!
Otokrasi ve baskı güçlerine direnmekte çok haklısınız. Kim oldukları önemli değil.  Eğer ben interneti doğru okuyorsam, sizin durumunuzda otokratik, dindar yobazlara karşı savaşıyorsunuz. Türkiye sizin ülkeniz ve biz sizi destekliyor ve özgürlüğünüzü arzuluyoruz ancak aynı zamanda siz ve mücadeleniz dünyanın geri kalanı için çok önemli. Ne zaman bir erkek, bir kadın ya da çocuk sokaklara çıksa ve insan hakları için, kendi kaderini tayin etmek için, demokrasi için ayaklansa dünyanın geri kalanı onlara borçlanır. Panzerden fışkıran suyun karşısında, göz yaşartıcı gaz bulutlarının içinde fiziksel olarak sizinle değiliz ama ruhen sizinleyiz. Duruşunuzu alkışlıyoruz çünkü kolay olmadığını biliyoruz. Büyük ülkeniz doğu ile batı arasındaki eşikte duruyor. İstanbul medeniyet tarihinde bir efsane. Bugünkü direnişiniz hepimiz ile karanlık çağlara geri dönüş arasında bir dönüm noktası olabilir. BUGÜN YAPTIĞINIZ ŞEYDEN DAHA ÖNEMLİ HİÇBİR ŞEY YOK:

Sevgi, gözyaşları ve büyük saygıyla, Roger Waters”

2 Haziran 2013 Pazar

Kim bir milyon ister?

Bu sorunun cevabı tabi ki ben galiba değil mi?

Dün akşam ki Türk televizyon tarihinde ilk kez bu yarışmada bir milyonluk soru açıldı, Söylenebilecek bi çok şey var ama ben daha çok yarışmacının duygu durumu ve zihinsel durumuyla ilgilendim ve gözlemledim ve de duygulandım da açıkçası, Yine bu konu hakkında da söylenebilecek çok şey ama ekran karşısında herkesin gözü önünde kendini ifşa (açık) etmiş, açıkça duygularını ve kendini ifade etmiş olmak sanırım bize buradan birileri üzerine söz söyleme ve yorum yapma hakkı da vermeyecektir ama nasıl takıntılanıyoruz, nerede kısa devre yapıyoruz, ben buradan uyarlayarak kendime de paylar çıkardım galiba, Ve bi çok şey düşündüm hatta, Biri de kendi içinde mantıklı ve tutarlı bir zihinsel tutum ve bi soru cevap modellemesi ile o sürecin aşılabileceği (yani duygu durum stabil değilken bile zihinsel tutumla kendini kontrol benzeri), Kendine yöneltebilecek bi kaç açık ve içten soru ile bu karmaşa aşılabilir miydi? Ki belki yine de ben az çok hissedebildiğimi düşünüyorum ama bilmiyoruz (kişinin) içinde kopan fırtınaları;

Son Günlerde Artan Radar Cezaları Üzerine

Biz ifadeleri yaklaşık oalrak genel toplumsal zihni ifade etmektedir)
Biz toplum olarak bunu bir ceza, bir borç bir hatanın bedeli olarak görmüyoruz galiba, Çünkü ortada yapılmış bir hata görmüyoruz, Bi avcı var ve bizden çarpmak için bizi avlıyor hatat çalıyor bizden gibi, bizim gözümüzde böyle radar cezaları, Çünkü kendi kendini bilen hangi nerde hangi hızda gideceğini bilmez mi gibi fikrimiz, Bizi çocuk ya da aptal yerine mi alıyorlar kendi güvenliğimizi kendimiz hesaplayamıyor muyuz? Bizim zihnimizde, bizim anlayışımızda bu bir haraç gibi ve toplumsal yönetsel/polissel vb. karşıtlığı da körüklüyor, bunu açıkça hissedebiliyorum,
Bilmiyorum her yerde böylemi ama buralarda ve çevre illerde bu böyle, artan radar cezaları yağmur gibi ve devlet salma arayışına çıkmış gibi görünüyor ve yorumlanıyor,
Bundan öte nere şehir içi nere mücavir alan nerede yerleşim var tüm bunlar belli değil, ayrılmış yollar şehir içi ve mücavir alan vs. güncellenmeyen hız sınırları ve bölgesel hız tanımları yok ve karayolları ve ilçe bağlantı yolları her yer şehir içi ve diğer sorunlar bu açıkça bir salma gibi;

Salma nedir?
Köy gelirlerinin, köyün zorunlu işlerini ve köydeki aylıklı görevlilerin aylıklarını karşılamaya yetmediği durumlarda, her aileden alınan bir tür yerel vergi.