22 Temmuz 2014 Salı

devim-devinim,hareket, Uçan Ok

Zeno, devinen ya da devinmeyen nesneler konusunda sıkıştırılınca; “Evet, havada uçmakta olan ok devinimsizdir”diye yanıtlamış. - Franz Kafka;

Devim Uslamlaması. Eğer birşey deviniyorsa ya olduğu yerde ya da olmadığı yerde olmalıdır. Eğer birincisi ise gerçekte dinginliktedir. Eğer ikincisi ise açkıça olanaksızdır.

Uçan Ok. Uçuyor görünen bir ok gerçekte durgundur çünkü kendine eşit bir yer kaplayan herşey uzayda dinginlikte olmalıdır ve bu bir ok için de böyledir. Bu uslamlama Burası gibi Şimdinin de değişmez olduğunu varsayar. Burası Orası değildir ve Şimdi Sonra değildir.

Çokluk; birlerin bir çokluğu olması gereken çokluk

Çokluk Üzerine Uslamlamalar. Parmenides'in Birin varlığını savunusunu Zenon Çokluğun yokluğunu tanıtlayarak güçlendirmeye çabaladı. Gerçek varlık hem bir hem de bölünemezdir. Birlik ve Bölünemezlik birlikte olmalıdırlar. Çokluk ve Bölünebilirlik ise olmamalıdırlar, ve olmamalarını düşünce tanıtlamalıdır çünkü düşünülmek ve varolmak bir ve aynıdır. Başka bir deyişle, gerçekliği ancak düşünce saptayabilir ve düşüncenin düşünebildiği ya da ussal olan vardır, düşünemediği ise usdışıdır ve yoktur. Düşünce çelişkili olanı düşünemez. Bu Eleatik uslamlamanın düğüm noktasıdır.

Çokluk çelişkili bir kavramdır, ve Zenon tam olarak bu çelişkiyi göstermek ister. Evren çokluk ise bir birimler çokluğudur ve öyleyse bölünebilirdir. Ama bölünebilirse bu işlemin sonsuza dek sürmesi gerekir çünkü bir büyüklüktür. Ama her büyüklük kendileri büyüklükler olan ve böylece bölünebilir olan parçalara bölünebilirdir. Ama o zaman birim denilecek birşey olanaksızdır çünkü herşey bölünebilirdir ve böylece bir değildir. Öyleyse birlerin bir çokluğu olması gereken çokluk olanaksızdır.

http://www.ideayayinevi.com/felsefe_tarihi/zenon/zenon.htm

Parmenides; Varlık varlık ile birliğe akar

Her şeyi öğrenmelisin, hem inandırıcı gerçekliğin yalpalamayan yüreğini,
Hem de ölümlülerin hiçbir güven içermeyen sanılarını.’’
Parmenides;
--

"hiçbir Varlık yoktur ki onda Varlıktan yoksun olsun. 
Tüm olan eksiksiz olduğu için, tüm yerlerde belirlenimlerinde kendisi gibidir." 

ve burada daha çok, orada daha az olmak üzere, 
Onun aynıya ulaşmasını engelleyecek bir yokluk yoktur; 

Varlığın en son sınırı eksiksiz olduğuna göre, özekten tüm yönlerde eşik olarak genişleyen ve her yanında yusyuvarlak bir küreye benzer, çünkü şu ya da bu parçasında daha büyük ya da daha küçük olamaz.
Simplikios (Arist. Fizik üzerine)
 --

"Düşünülen ve kendisi nedeniyle düşünülen aynıdırlar. Çünkü Düşünceyi kendini onda anlattığı varlığın dışında bulamayacaksın, çünkü var olanın dışında hiçbirşey yoktur ve olmayacaktır."

 Parmenides 
--

Çünkü olmayanı anlayamazsın (çünkü yapılmayacaktır)
Ne de sözünü edebilirsin. (Proklus, Timaeus Üzerine Yorum,) 
Çünkü aynı şeyler düşünülebilir ve olabilir. (Plotinus, Enneadlar,)

--


Gel şimdi, düşünülebilecek biricik araştırma yollarını söyleyeceğim (ve sen sözümü işittiğinde onu saklayacaksın).
Biri, "Vardır ve olmaması olamaz,"
Bu İnanç yoludur (çünkü ona Gerçeklik eşlik eder);
İkincisi, "Yoktur, ve zorunlu olarak olmamalıdır,"
Bu, dinle beni, tüm Gerçeklikten yoksun bir yoldur, çünkü olmayanı bilemezsin — bu olanaksızdır —, ne de bildirebilirsin, (Fr. 3) çünkü düşünülebilen ve olabilen aynı şeydir.
 

Proklus,  Simplikios, Fiz.
--


"Ama gerçeklik yalnızca 'olan'dır. 
Bu ne başka birşeyden doğar, ne de geçicidir; bütündür, kendi sınıfında tek, devimsiz ve sonsuzdur. 
Ne vardı, ne de olacaktır, ama aynı zamanda herşeydir. Çünkü onun için nasıl bir doğuş arayacaksın? Nasıl ve nereden artacaktır? 

Olmayandan olacağını ne söylemene ne de düşünmene izin vereceğim, çünkü 'olan'ın olmadığı ne söylenebilir ne de düşünülebilir. 
Hangi zorunluk onu daha sonra ya da daha önce yokluktan başlatmış olabilir? Öyleyse baştan sona ya olmalı ya da olmamalıdır. Ne de herhangi bir kanı gücü başka birşeyin olmayandan doğmasını sağlayacaktır. Böylece doğuş yitmiştir, ve yitiş inanılamazdır. 

Varlık ayırılabilir değildir, çünkü bütünüyle kendisi gibidir. Hiçbir yerde daha çok değildir, çünkü yoksa bir arada durmayacaktır, ne de daha azdır, çünkü herşey Varlık doludur. Herşey (Evren) tek bir birleşik bütündür, çünkü Varlık Varlık ile birliğe akar. Değişmezdir ve güvenle kendi içinde dingindir. Zorunluğun gücü onu sınırın bağları içersinde tutar. Bu yüzden eksik olduğu söylenemez, çünkü eksiksizdir, oysa yokluk herşeyden yoksundur."

alıntılar, http://www.ideayayinevi.com/felsefe_tarihi/parmenides/parmenides.htm

başlamama


“Yalnız bir yolun anlatılışı kalıyor , varlık doğmamış olduğundan yok-olmazdır da, Yapısı  bütündür, sarsılmaz  ve  hedefsizdir.  Ne bir  kere  var idi  ne de olacaktır,  şimdi  bir  bütün  var  çünkü.”

“Nasıl bir doğuş bulacaksın ona?
Nasıl, nereden yetişmiştir? 
Bırakmayacağım  var-olmayandan  söz  etmeğe  ne  de düşünmeğe  seni;  söylenemez  düşünülemez  çünkü  var-olmadığı. 
Nasıl yok olabilir var-olan öyleyse?
Nasıl doğabilir?
Doğduysa var değildir, ilerde  doğacaksa  da  öyle. 
Böylece  doğuş  sönmüştür  ve  ölüm  yok olmuştur.”

Parmenides

“Kımıldamadığı,  başlamadığı,  doğmadığı  ve göçmediği için aynı şey olarak, aynı şey içinde kalarak, kendi kendine yatar.”

Var olanın dışında başka olmayacaktır


16 Temmuz 2014 Çarşamba

boşluk

şeyler neden devinir?
düşünün;

neyi sormalıyız?
enerji mi?başlangıç mı?
ilk mi?
ilk var mı?
son var mı?
enerji ne?
bilgi ne?
nasıl öğrenilir bunlar?
nasıl keşfedilir?
düşünerek yapılır mı?
dünya üzerinde kalan üç insan beş insan biz olsak ne yapardık?
bunları öğrenir miydik?
öğrenebilir miydik?
nasıl?
gözlem mi?

şeyler nasıl ortaya çıktı?
orta var mı?
orta neresi, bi boşluk mu? boşluğu yapan ne? boşluk kendinden mi vardı? boşluk boş olarak

14 Temmuz 2014 Pazartesi

Bu imiş dünyanın tadı

Güzelliğin on par'etmez ; Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman ; Gönlümdeki köşk olmasa

Aşık Veysel

7 Temmuz 2014 Pazartesi

Işıklı Düşlerim

Neden ışıklı düşler?
Bilmiyorum, Belki karanlık düşlerim ve ışıklı-aydınlık olmasını isterdim;
Düş üretmeyi istedim ve hayal üretmeyi, Öylece herşeyi bırakıp -kendimi güvende hissetsem bu dünyada- öylece düş tasarlayıcısı olabilirdim;
Ama düşlemeyi ve hayal kurmayı seviyorum, Bazı şeyleri (hayalcikten) gerçek yapmayı;
Böyle içsel oyunlar oynayarak geçti hayatım; Düşünerek içsel yaşanmış bi hayat ve daha az sosyal ilişki ve iletişim; Kendime oynadım yani, Yalnızdım, Bilmiyorum belki de biraz belki de çok narsisttim; Henüz emin değilim bundan;

Işıklı düşler aslında genel olarak düşlemek ve hayal etmek üzerine ;
Sınırsızca-sorunsuzca-kaygısızca düşünmek; gerçeklikteki şeyler önemli değil;
Bi düşünme penceresi açıp başlamak, Tıpkı bi boş kağıt gibi;
Renkler-sesler-ışık-müzik-düşler her şey; Ama başka olmalı, Düşünülmeyen olmalı ve bu dünyanın/gerçekliğin kurallarına bağlı ve bağımlı olmamalı, Öyle olmasa da olur ama nasıl isterseniz, Bu düşünce özgünlük yenlik ve çağrışım fikrini vurguluyor sadece; İstediğiniz dünyayı kurabilirsiniz siz, düşünüzde, nasıl isterseniz; Belki de en temel ilke bu; Örneğin renkler dans edebilmeli, ses yüzebilmeli; Boşluk konuşabilmeli-ne olursa öyle işte; Bunlar olmasa da olur ama; Oyun oynar çocuklar

özgünlük yortusu;
özgünlük bi yortu ve kişi bi düşü ürettiğinde ona bakıp hey bunu ben ürettim ne güzel oldu, hiç düşünülmeyen bi fikri işledim ben ve oldukça da özgün diyebilmeli belki, Hayalgücü bulutunun ne kadar uçabileceğini görmeli ya da başka şeyler bunun gibi, Bi kaydı olmalı onun sonsuzlukta ve sevilmeli, Kişiye bi dinginlik-vermeli-sunmalı; Hey işte bu benim eserim-görüyor musunuz?
düşteyken düşte olmak olmalı; düş bi şey olmalı; o düş olmalı

Burada zoraki bi çabadan ve zorlamadan sözetmiyoruz;
Zihninizi bi sallayın şöyle-titreştirin, dağılsın, bıraksın-aksın; Uçuşan şeyleri izleyin, Küçük mırıltılar ya da kalp grafisi izler gibi zihinden yayılan o salınımlar onları takip edin, Bırakın dans etsinler, Özgün ve özgür bi yer ve alan; Bi dünyadan kaçış alanı/ekranı; ben bu dünyada değildim düşlerken kadar, Gittim-geldim kadar; Bi düşeuçtum onunla canlandım gibi; Ama dünyadan gidip-gelmiş gibi kadar; canlı bir düş;

bırakın çaba gerçek bi uykuya ya da dinlenmeye yatsa; Dünyada olup biten şeyler, Zihinde dönen saçmalıklar, Hepsi saçmalık bulutu gibi; Bi an bu dünyada olmasanız ya da bu dünya olmasa; Zihindeki o karmaşa bulutu sussa; Ya da durdursanız onu ya da bi klasörü olsa onunda atsanız içine; (Düşünüp durmasanız kaybolmayacak hiç bi şey ya da unutulmayacak;) Ya da açılıp kapanan bi sesi olsa onun; Şimdi sus karmaşa sesi-dünya sesi-zihin sesi, Bi bilgisayar ekranının masaüstü gibi zihniniz ve siz yönetiyorsunuz; Bi şeyi düşünmeye tıklamışsınız ve onu susturuyorsunuz, kapatıyorsunuz, Yeniden tıklayabilirsiniz ona isterseniz sonra; Bi düş çizim balonu-bulutu var orda, İşte tam ona tıklıyorsunuz, Boşluklar boşluğu;

Bilip de söylemeyen diller utansın

Kimileri hep suçluyor
Kimileri sorguluyor
Yaralı yüreğime kara çalıyor

İhanet zincirini tutan utansın
Dönüp arkasına bakan utansın
Dost diye bağrıma bastığım insanlar
Arkamı dönünce vuran utansın

Durmadan hep soruyorlar
Aç bırakıp gülüyorlar
Emekleyen yüreğime usta diyorlar

Usta değil acemi bir işçiyim ben
Onurlu bir kavganın neferiyim ben
Dostun dostu, düşmanımın eceliyim ben
Bilip de söylemeyen diller utansın