7 Temmuz 2014 Pazartesi

Işıklı Düşlerim

Neden ışıklı düşler?
Bilmiyorum, Belki karanlık düşlerim ve ışıklı-aydınlık olmasını isterdim;
Düş üretmeyi istedim ve hayal üretmeyi, Öylece herşeyi bırakıp -kendimi güvende hissetsem bu dünyada- öylece düş tasarlayıcısı olabilirdim;
Ama düşlemeyi ve hayal kurmayı seviyorum, Bazı şeyleri (hayalcikten) gerçek yapmayı;
Böyle içsel oyunlar oynayarak geçti hayatım; Düşünerek içsel yaşanmış bi hayat ve daha az sosyal ilişki ve iletişim; Kendime oynadım yani, Yalnızdım, Bilmiyorum belki de biraz belki de çok narsisttim; Henüz emin değilim bundan;

Işıklı düşler aslında genel olarak düşlemek ve hayal etmek üzerine ;
Sınırsızca-sorunsuzca-kaygısızca düşünmek; gerçeklikteki şeyler önemli değil;
Bi düşünme penceresi açıp başlamak, Tıpkı bi boş kağıt gibi;
Renkler-sesler-ışık-müzik-düşler her şey; Ama başka olmalı, Düşünülmeyen olmalı ve bu dünyanın/gerçekliğin kurallarına bağlı ve bağımlı olmamalı, Öyle olmasa da olur ama nasıl isterseniz, Bu düşünce özgünlük yenlik ve çağrışım fikrini vurguluyor sadece; İstediğiniz dünyayı kurabilirsiniz siz, düşünüzde, nasıl isterseniz; Belki de en temel ilke bu; Örneğin renkler dans edebilmeli, ses yüzebilmeli; Boşluk konuşabilmeli-ne olursa öyle işte; Bunlar olmasa da olur ama; Oyun oynar çocuklar

özgünlük yortusu;
özgünlük bi yortu ve kişi bi düşü ürettiğinde ona bakıp hey bunu ben ürettim ne güzel oldu, hiç düşünülmeyen bi fikri işledim ben ve oldukça da özgün diyebilmeli belki, Hayalgücü bulutunun ne kadar uçabileceğini görmeli ya da başka şeyler bunun gibi, Bi kaydı olmalı onun sonsuzlukta ve sevilmeli, Kişiye bi dinginlik-vermeli-sunmalı; Hey işte bu benim eserim-görüyor musunuz?
düşteyken düşte olmak olmalı; düş bi şey olmalı; o düş olmalı

Burada zoraki bi çabadan ve zorlamadan sözetmiyoruz;
Zihninizi bi sallayın şöyle-titreştirin, dağılsın, bıraksın-aksın; Uçuşan şeyleri izleyin, Küçük mırıltılar ya da kalp grafisi izler gibi zihinden yayılan o salınımlar onları takip edin, Bırakın dans etsinler, Özgün ve özgür bi yer ve alan; Bi dünyadan kaçış alanı/ekranı; ben bu dünyada değildim düşlerken kadar, Gittim-geldim kadar; Bi düşeuçtum onunla canlandım gibi; Ama dünyadan gidip-gelmiş gibi kadar; canlı bir düş;

bırakın çaba gerçek bi uykuya ya da dinlenmeye yatsa; Dünyada olup biten şeyler, Zihinde dönen saçmalıklar, Hepsi saçmalık bulutu gibi; Bi an bu dünyada olmasanız ya da bu dünya olmasa; Zihindeki o karmaşa bulutu sussa; Ya da durdursanız onu ya da bi klasörü olsa onunda atsanız içine; (Düşünüp durmasanız kaybolmayacak hiç bi şey ya da unutulmayacak;) Ya da açılıp kapanan bi sesi olsa onun; Şimdi sus karmaşa sesi-dünya sesi-zihin sesi, Bi bilgisayar ekranının masaüstü gibi zihniniz ve siz yönetiyorsunuz; Bi şeyi düşünmeye tıklamışsınız ve onu susturuyorsunuz, kapatıyorsunuz, Yeniden tıklayabilirsiniz ona isterseniz sonra; Bi düş çizim balonu-bulutu var orda, İşte tam ona tıklıyorsunuz, Boşluklar boşluğu;

0 yorum:

Yorum Gönder