29 Ağustos 2012 Çarşamba

Maharaj - Ben O yum


İnternet Üzerinden Kitabı Okumak İçin Tıklayınız

Gerçek olan içinde "gerçek olan nedir" sorusu ortaya çıkmaz

Gerçeği ise bilmek değil, olmak zorundasınız.

Ben mutlak'ta bulunuyorum.

Mutlaklar tartışılmak yerine yaşanmalıdırlar.

Ebedi varlığı idrak etmek, ebedi varlık olmak demektir

Kaynağı bilmek, kaynak olmak demektir.

Sizi hiçbirşey özgür kılamaz, çünkü siz zaten özgürsünüz.

Bu dünyayı siz yaptınız ve onu değiştirebilirsiniz.

Asla kaybetmemiş olduğunuzu bulun, sizden alınamaz olanı bulun.

(Yapabileceğiniz birşey yok mu?)
Yapıyorum: Sizin rüya haliniz içine girdim, size şunu söylemek için: "Kendinizi ve birbirinizi incitmeyi kesin, acı çekmeyi bırakın, uyanın."

(Öyleyse neden uyanmıyoruz?)
Uyanacaksınız. Bana direnilmeyecek. Biraz zaman alabilir. Rüyanızı sorgulamaya başladığınız zaman, uyanışınız uzak olmayacak

Var olan her şey ben'im ve var olan her şey benim'dir. Tüm başlangıçlardan öncesi ve tüm bitişlerden sonrası Ben-im. Herşeyin varlığı benim içimdedir, "Ben-im"dedir ve o her varlığın içinde parlayandır. Yokluk (varolmama) dahi bensiz düşünülemez (olanaksızdır). Her ne vaki olursa mutlaka ben ona tanık olarak oradayım.

Aklınızı kullanın. Hatırlayın. Gözlemleyin. Başkalarından farklı değilsiniz. Onların deneyimlerinin çoğu sizin için degeçerlidir. Berrak ve derin bir biçimde düşünün, arzularınızın tüm yapısal niteliğini ve dallanıp budaklanışlarını derinlemesine inceleyin. Onlar sizin zihinsel ve duygusal yapınızın en önemli parçalarıdır ve sizin eylemlerinizi kuvvetle etkilerler.

Unutmayın, bilincine varmadığınız bir şeyi terk edemezsiniz.Kendinizi aşmak için kendinizi bilmek zorundasınız.

Ne iseniz zaten osunuz. Ne olmadığınızı bilmekle siz olmadıklarınızdan kurtulur, kendi doğal halinizde kalırsınız.

Bu tamamen kendiliğinden ve çaba harcamaksızın gerçekleşir.

Bağımlılıklar, tutkular zihindedirler ve siz zihninizi içiyle dışıyla bilmedikçe, bağımlılıklar sizi terk etmeyeceklerdir. Önde gelmesi gereken öne alınmalıdır - kendinizi bilin, diğer herşey onunla birlikte gelir.

Evren nasıl zihnin bedeni ise, bilinç de En Yüce'nin bedenidir. O bilinç değildir ama bilince varlık veren O'dur.

Herşey kendiliğinden vaki olur. Siz bir soru soruyorsunuz ve yanıtını kendiniz sağlıyorsunuz. Siz soruyusorarken yanıtınıda biliyorsunuz. Hepsi bilinç içindeki bir oyun. Bütün bölünme ve ayrılıklar hayal ürünüdür. Siz ancak sahte(asılsız) olanı bilebilirsiniz. Gerçeği ise bilmek değil, olmak zorundasınız.

Ayna güneşi çekmek için hiçbirşey yapamaz. O sadece parlaklığını koruyabilir. Zihin de hazır olur olmaz güneş onun içinde parlar.

Ebedi varlığı idrak etmek, ebedi varlık olmak demektir; bütün olmak, tüm içeriği ile evren olmak, her olay bütünün eseri, etkisi ve anlatımıdır ve o bütün ile temelde uyum içindedir.

Bilincin kaynağı bilinç içindeki bir nesne olamaz. Kaynağı bilmek, kaynak olmak demektir.

Zorluk fiziksel, zihinsel ya da duygusal olabilir; fakat o her zaman bireyseldir. Büyük çaptaki felaketler sayısız bireysel kaderlerin toplamıdır ve düzeltilmeleri zaman alır.

Gerçek kanıtlanamaz da çürütülemez de. Zihin yoluyla kanıtlayamazsınız, zihnin ötesinde ise kanıtlama ihtiyacı duymazsınız. Gerçek olan içinde "gerçek olan nedir" sorusu ortaya çıkmaz. Tezahür etmiş (saguna) ve tezahür etmemiş (nirguna)farklı değildir.

Haz ve acı birbirinin yerini alır. Mutluluk ise sarsılmaz. Arayıp bulabildiğiniz şey gerçek olan değildir.
Asla kaybetmemiş olduğunuzu bulun, sizden alınamaz olanı bulun.


Sizi hiçbirşey özgür kılamaz, çünkü siz zaten özgürsünüz. Kendinizi arzudan arınmış bir berraklıkla görün, bu kadar.

Zihin düzeyinde ancak negatif terimler içinde tarif edilebileceğinizi ne kadarberrak bir biçimde anlarsanız, arayışınızın sonuna o kadar çabuk ulaşacak ve sınırsız varlığınızı idrak edeceksiniz.

Herşeyin onun için de meydana geldiği bilinç vardır. Bu apaçık gerçek, herkesin deneyim alanı içindedir. Ne var ki siz yeterince dikkatle bakmıyorsunuz. İyi bakın ve benim gördüğümü görün.

Doğmuş olan ölmek zorundadır. Ancak doğmamış olan ölüm süzdür. Asla uyumayan ve uyanmayanı ve sizdeki "Ben"duygusunun neyin solgun bir yansıması olduğunu bulun.

Berrak bir zihin ve temiz bir kalp için çaba gösterin. Bütün ihtiyacınız sakin bir uyanıklığı koruyarak kendi gerçek doğanızı araştırmaktır.

Aklınızı kullanın. Hatırlayın. Gözlemleyin. Başkalarından farklı değilsiniz. Onların deneyimlerinin çoğu sizin için degeçerlidir. Berrak ve derin bir biçimde düşünün, arzularınızın tüm yapısal niteliğini ve dallanıp budaklanışlarını derinlemesineinceleyin. Onlar sizin zihinsel ve duygusal yapınızın en önemli parçalarıdır ve sizin eylemlerinizi kuvvetle etkilerler.

Eğer bana güveniniz varsa, sizin, bilinci ve onun sonsuz içeriğini aydınlatan farkındalık olduğunuzu söylediğim zamanbana inanın. Bunu idrak edin ve buna uygun yaşayın. Eğer bana inanmazsanız, o zaman "Ben neyim?" diye sorarak içinizeyönelin, ya da zihninizi saf ve sade varlık olan "Ben-im" üzerinde odaklayın.

İyi düzenlenmiş, yararlı bir hayat sürerek kendinizi arındırın. Düşüncelerinizi, duygularınızı, sözlerinizi ve eylemlerinizigözleyin. Bu sizin görüşünüzü berraklaştıracaktır.

Kendinizi -özellikle zihninizi- an be an ve hiçbirşeyi gözden kaçırmaksızın sürekli gözlemlemelisiniz. Bu tanıklık, kendiniz olanın kendiniz olmayandan ayrılmasıiçin esastır.

Farkındalık mutlaktır, bilinç ise görelidir, içeriğine göredir; bilinç her zaman birşeyle ilgili, birşeye aittir. Bilinç kısmî ve değişkendir,Farkındalık ise bütün, değişmez, sakin ve sessizdir. Ve o bütün deneyimlerin ortak matrisi (ana kalıbı) dir.

İkisi vardır -kişi ve tanık, gözlemci.İkisini bir (gibi) gör düğünüz ve ötesine geçtiğiniz zaman siz En Yüce haldesiniz. O idrakolunamaz çünkü idraki mümkün kılan O'dur. O olmanın da olmamanın da ötesindedir. O ne aynadır ne de aynadaki görüntüdür. One ise o'dur - o ebedi gerçektir.

Göreli bakışın size ne yararıvar? Siz mutlak bakış noktasından bakabilme yeteneğindesiniz -neden göreliye geridönüyorsunuz? Mutlak'tan korkuyor musunuz?

İnsan kendini bilmek için karşıtıyla yüz yüze gelmelidir kendisi olmayanla. Arzu deneyime götürür. Deneyim de ayırt etmeye,bağımlılıklardan kopuşa, kendini-biliş'e götürür - yani kurtuluşa. Ve kurtuluşnedir zaten? O doğumun ve ölümün öte sindeolduğunuzu bilmektir. Kim olduğunuzu unutmakla ve kendinizi ölümlü bir yaratık olarak düşünmekle o kadar çok dert yarattınız ki, uyanmanız gerek; kötü bir rüyadan uyanırcasına uyanmalısınız. Sorgulama da sizi uyandırır. Istırap ve dert içinde olmanız gerekmez; mutluluğu araştırıp sorgulamak daha iyidir, çünkü ozamanda zihin uyum ve huzur içindedir.

Çaba gerektiğinde, çaba ortaya çıkacaktır. Çabasızlık esas (gerekli) olduğunda ise o kendini öne sürer. Siz hayatıoraya burayaitekleyerek yönetmeye kalkmayın. Sadece onunla birlikte akın ve kendinizi,şimdi'nin ölerekşimdi'ye doğması demek olan bu anın görevlerine tamamen verin. Çünkü yaşamak ölmek demektir. Ölümsüz hayat olamaz.Şu esasa sıkısarılın: Öz Varlık vedünya birdir ve mükemmeldir. Yalnızca sizin tutumunuz kusurludur ve yeniden düzenlenmeye ihtiyacı vardır. Bu sürece sadhanadenir. Siz uyuşukluğa son vererek, berraklık ve iyilik için yolu temizlemek amacıyla tüm enerjinizi kullanarak bu noktayageldiniz. Fakat gerçekte tüm bunlar kaçınılmaz büyümenin işaretleridir. Korkmayın, direnmeyin, ertelemeyin. Neyseniz o olun(kendiniz olun). Korkulacak hiçbirşey yok. Güvenin ve deneyin. Dürüstçe deney yapın. Hayatınızı şekillendirmesi için ger çekvarlığınıza bir şans verin. Pişman olmayacaksınız/

24 Ağustos 2012 Cuma

Ekin Çemberlerini, Sembollerle sunulan Gizli Dersi Okumayı Denemek



BU İÇERİK BLOG GİRİŞİNDE BELİRTİLEN TASLAK KARMA DÖNÜŞ YAZIMDIR
Lütfen metni aşağıdaki açıklamaları okuduktan sonra inceleyiniz..
Ve ayrıca blog geçmişindeki bu yazımların bir kısmı blog başına gönderiliyor, biz taslağa çekerken aradaki yerlerinden tekrar bloga gireceğini düşünmüştük ve tüm içerik bu şekilde yönlenirse tekrar taslak alabiliriz çünkü genel tema içerisinde bu metinler için giriş uygun olmayacaktır, üzgünüz,,,

Açıklamalar için tıklayınız;



Ekin Çemberlerini, Sembollerle Sunulan Gizli Dersi Okumayı Denemek, Kavramaktan Ziyade Bireysel Olarak Deşifre Etmeyi Denemek

Sembollerle sunulan gizli dersi okuyun. Anlamlar atakılıp kalmayın. Bireysel olarak kavramaktan ziyade deşifre edin, inceleyin, araştırın, düşünün diyor Kasyopya Transkriptlerinde. Ne anlatıyoru bir seviyede anlıyor olmalıyız. 

Aşağıda serbest çağrışımla bende uyandırdığı düşünceleri belirttim, bunu denedim.  Yaptığım yorumlamak değildir ve belirttiğim anlamlara geldiği iddiasında da değilim. Kendimce deniyorum. Bir anlam çıkarmaya çabalamıyorum sadece kendimce yapıyorum.

Yedinin Dönüşü,





7 ve 1 , 1 den yediye - yediden bire. 6 ve 7 nin birleşmesi, Yedi ile mutlak bütünlük. 
Büyük döngünün kapanışı, yoğunluklar ve gerçeklikler birleşmesi,  

Bütünleşme. Tutarlılık. Denge.
3. seviye değişimler beklemek. Değişimleri incelemek. Artan çoğul etkiler ve olaylar


 Matris Determinant,


Doğrusallık, Lineerlik İlüzyonu
 
Yön arayışı,
Doğrusal ilerleyiş, döngüyü ve daireyi görememe, perdeleme ve ızgara, geri dönüş, yenilik ve değişim arayışı, aynı yönde ve gerçeklikte ilerleyiş,  takıntılanma, Işığı - düşünceyi doğrusallığa hapsetme,

Gerçekliklerin kesişmesi, Tümevarım, uyumluluk, benzeşme, 
Bakış açınızı değiştirmek için bütüne ve daireye bakmak. Daireyi görmek için doğruları, ikiliği- dualiteyi kaldırmak

http://www.cropcircleconnector.com/2012/august2012.html

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Düşünmek



BU İÇERİK BLOG GİRİŞİNDE BELİRTİLEN TASLAK KARMA DÖNÜŞ YAZIMDIR
Lütfen metni aşağıdaki açıklamaları okuduktan sonra inceleyiniz..
Ve ayrıca blog geçmişindeki bu yazımların bir kısmı blog başına gönderiliyor, biz taslağa çekerken aradaki yerlerinden tekrar bloga gireceğini düşünmüştük ve tüm içerik bu şekilde yönlenirse tekrar taslak alabiliriz çünkü genel tema içerisinde bu metinler için giriş uygun olmayacaktır, üzgünüz,,,

Açıklamalar için tıklayınız;

http://isiklidusler.blogspot.com/2012/11/acklk-ve-durustluk-seyir-defteri.html



Öklid geometriyi düşünüyordu
Pisagor sayıları düşünüyordu
Sokrates iyiyi bilgiyi ahlakı düşünüyordu
Epikür Descartes ve bütün filozoflar düşünürler düşünüyordu
Harezmi ve İbn i Sina ve Farabi düşünüyordu
İsa sevgiyi ve kardeşliği düşünüyordu
Kolomb denizlerin ardında bilinmeyen bir ülke olduğunu düşünüyordu
Galileo gök cisimlerini düşünüyordu
Newton çekimi düşünüyordu
Huygens ışığı ve optiği düşünüyordu
Kepler, Kopernik düşünüyordu
Tesla enerjiyi ve manyetizmayı düşünüyordu
Einstein evreni, uzayı zamanı düşünüyordu
Beethoven müziği düşünüyordu
Freud insan psikolojisini düşünüyordu
Maharaj ben aslında ben değilsem kimim i düşünüyordu

Belki de bütün tutukuları düşünmekti ve hiç bir beklenti, çıkar ve kazanç sağlamayı düşünmüyorlardı. Onlar inandılar ve belki de dünyayı değiştirdiler. Belki de bütün uyanık zamanlarını düşünerek geçiriyorlardı. Bir çoğu kendilerinden önce bulunan bir bilgi yığınını kullanmadılar ya da ilgilendikleri konuların eğitimini bile almadılar. Düşündüler, gözlemlediler, denediler, keşfettiler ve öğrendiler. Ve doğrulanmamış fikerilerine, sezgilerine güvenerek onları paylaştılar. Belki de evrensel kanunlara ve evrensel bilgi sistemine eriştiler...


Onlarla aynı dünyadaydık. Aynı dünyada mıydık? Aynı mekandaydık. Aynı zamanda mıydık? Aynı bilinçte miyiz? Onlar hangi zamandaydı? Hangi bilinteydi? Nasıl yaptılar? Nasıl düşünüyorlardı?

Ben onlara mı yoğunlaştım. Düşüncem onlarda mı yoğunlaştı?

2 Ağustos 2012 Perşembe

Mutlak ben siz mi?


BU İÇERİK BLOG GİRİŞİNDE BELİRTİLEN TASLAK KARMA DÖNÜŞ YAZIMDIR


Ağrılardan uçtum ben, sanrılardan kaçtım ben. Yakladım yakalandımsa kendimi kendime dönüştürdüm ben. Geçmiş zamanı gelecek zaman olarak kullandım ve yaşadım ben. Açtım kollarımı kendime, sarılacak bir kendim bulamadığımda kendime sarılacak kendim oldum ben. Olduğumu, olduğumda anlamadım; anladığımda şaşırdım, ama anladığımı hala olmadım ben. Kendimi sahiplenmeden sahiplendim ben. Kendimi olmadan oldum ben. Bene ben koydum, ben ne eksildim ne çoğaldım. bunu gördüm yazdım ama okudum anlamadım. Kendimden başka olamayınca kendimden diğer oldum ben. Diğer olduklarım kendilerini başka sandığında, bende sandığımda, onlarla birlikteydim ama yalnızdım. Olduğum ve olmaya çalıştığımda kimsesizdi. Kendime kimse olamadım ben. Kim-sem var mı kendimimken kendimden başka, kendimden diğer. Seslendim ben. Onlar ses verdi, düşün verdi bilinçte karşılık verdi sandım ama sanı yaşanıl gerçekte resim olmadı. Resim olmayınca buna inandım kabulünde bulundum ama kabulün inancı ne kadardı ölçsem değer vermez çünkü değeri değerleyen ne. Ne olmaya karar versem benim neyim kendi kimini değerler mi? Ne kimden başka, kim kimden diğer mi? Bütünlük içinde kendinde diğer olmak ve mutlak bütünlükte, ki öncesiz ve sonrasızken ama sonsuzken ve genişlerken, mutlaklık verecek mi? Mutlaklığım genişlerken o nasıl olurda mutlaklık olur. Tüm bunları sordum ben. Benden başkasına sorsam başkası yok. Aynısına sorsam o ben. Kendime sorsam anlatıcı ben ama diğer zamanda diğer ben ama o ben. bensiz olur mu? bensiz olur mu? ben siz olur mu? Mutlak ben siz mi?