15 Kasım 2013 Cuma

Kendi duymak istediğiniz gibi yazmaya ne dersiniz?

Kendi duymak istediğiniz gibi yazmaya ne dersiniz?

Kendi duymak istediğiniz gibi düşünmeye ne dersiniz, hemen bugün bi başkasının ya da gerçekliğin ya da haberlerin size ne söylemesini isterdiniz? Ne olmasını isterdiniz? Yazmaya düşünmeye ne dersiniz?

Örneğin ben, bi örnek;

- Dünya bitmiş abi!
- Nası yani,
- bitmiş işte abi, bi oyunmuş bitmiş, Biradan çıkacakmışız?

( Bi parka gitmiş gibi dünyaya gitmiş/gelmiş hissetmek; )

- Nası abi oyunmuş, olur mu öyle şey ya,
- Nereye çıkacamışız, kim yazmış, kim oynuyomuş, kim demiş, ne olmuş;
- Ne farkeder işte abi ya oyunmuymuş neymiş, kablosuz uzak bağlatı gibi miymiş neymiş bitmiş, parkı boşaltıyormuşuz;
(Ee daha oynasaydık, oynamaya devam etseydik, her şey farklı olabilirdi;)

Tüm dünyanın böyle kalakaldığı bi an;

Aslında bu yazımı bundan yazmadım, Başkasına kendine davranılmasını istediğin gibi davran, benzeri kalıplarımız var, Buradan aklıma geldi, Biraz kendini gözlemlemek, aslında neye ihtiyacın olduğunu görmek, Ne duymaya bilmeye ihtiyacın olduğunu görmek, neye nereden baktığını görmek ama aslında kendi perspektifini, algını ve ifade biçimini görmek, (mümkünse bi başkası gibi ya da ve objektifçe) bu belki en çok şuradan çıktı, Öğütbaz yazımlar, (bunu bende yaptım biliyorum, ki en çok kendime yazıyorum) birazda şuradan çıktı, Aşağıdaki ben deli değilimi de okumaktan sonraki bi düşünce yumağı;

Tüm bunlar olmayabilir, Bi aşk şiiri ya da basitçe güzel  sözlerde olabilir, Oturun kendinize söylenmesini istediklerinizi, duymak istediklerinizi, duysanız sizi en mutlu edecek şeyleri tutun bi başkasına siz yazın, söyleyin gibi; ama isterseniz karşınızda bi özne, hatta bildiğiniz tanıdığınız bi özne size söylüyormuşcasına, Ya da mektup yazıyormuşçasına , kendinize başkasının hatta bi tanıdığınızın ağzından size hiç söylemediği sözlerden bi mektup yazın, kendinize yazın ama bi de siz ona yazmışsınız gibi de düşünün, ne dersiniz, derim ben?

Şimdi itiraf saati; bi başkasının bunu bana ya da bi yere yazmasını istermiydim? Yazmasını istedimse tam olarak nasıl yazmasını isterdim, hangi ifadelerle, Tam böylemi yazmasını isterdim, Nasıl düzeltmesini isterdim Ne yazsa en çok okurdum; Ne yazsa en çok severek okurdum,

Aslında bu yazımın anlatmak istediği tam da bu, Bunu deneyelim istersiniz;

Şu an bi başka yerde en çok duymak istediklerimi, en severek okuyacaklarımı yazmaya ne derim? Kendime soruyorum, En çok neyi okurdum, en çok ne bulmak isterdim, Yani küçük bi çocuk bi oyuncak, çikolata ya da pasta istediğini ya da parka gitmek istediğini, hangisinin onu daha çok mutlu edeceğini ya da sevindireceğini bilir ama;  Bilmiyorum, okuyup düşünmem, karar vermem gerekir, okumadan bilemem ki

Bi kitapta ya da internet sayfasında bulmayı umduğun düşündüğün şeyi yazmayı denemek;

Bi  kitapta bulmayı umduğun şeyi yazmak belki göreceli biraz daha kolay çünkü, iletişimsiz, ama internette insanlar her ne olursa olsun, Hangi tondan ve biçimden yazıyor olurlarsa olsunlar, Ne kadar içine kapanık, yorumsuz gözüküyor olurlarsa olsunlar, iletişim ve etkileşim arıyorlar, Özellikle başkalarına gerçeklik aktaran, fikirlerini aktaran, hatta bunu öğütvari, öğretivari, direktifvari yapanlar, En çok onlar arıyorlar, Yine de bunu düşünüyorum; Her ne olursa olsun, belki karşı çıkacaklar, çatışacaklar, kavga edecekler ama bunu da arıyorlar, çatışma; Birilerinin onlara ne yapılacağını söylemesi, Ama kimseyi dinlemiyorlar, Ve yine de birilerinin onlara söylemesini bekliyorlar, onlarla savaşarak, fikirlerini dikte ederek, savaşarak doğruluğunu ve değerliliğini ispat etmeye çalışarak bunu yapmasını  bekliyorlar, Hayır bunu da yapsanız kabul görmeyeceksiniz, bundan öte tüm gerçeklikte bi kahraman bi kurtarıcı gibi savaşarak genel kabul görerek gelmenizi bekliyorlar, Sizi ancak böyle duyabilirler; Bu da demek oluyor ki kendilerini ancak böyle duyabilirler, Gidip gerçeklikte her şeyi değiştiren ve herkesi kurtaran bi kahraman olduktan sonra kendilerini duyabilirler ve affedebilirler; Büyük bi dürtü, Çok büyük bi dürtü bu; Ve çokça paylaşan var ve bi tür kahramanlık kompleksi gibi bi şey, Psikoloji ya da toplum bilim kavramsallaştırarak üzerine düşünebilir ya da araştırma yapabilir, Ben biliyorum, Siz şöyle yapın diyerek yapan yazan herkes, her yazımcı, gerçekliği ve dünyayı değiştireceğini düşünerek ve umarak yazıyor, Her bilim adamı da her ne ise işte; Bi süperkahraman bekliyorlar ya da kendilerinden bi süperkahraman yaratmaya çalışıyor ve çabalıyorlar, bunu kişinin yarattığı bi psikolojik öğe ya da derinsel köksel bi arzu olarak görmüyorum ve düşünmüyorum tabi, Toplumsal yapı, çocukken izlenen çizgi filmler, kötü bi ifade ama sistem dayatısı ve öğretisi bu; Dünyayı tek başına değiştiren insanlara duyulan saygı vb. şeyler,

İnsanların bi şeyleri birlikte yapmayı/yapmaya ve bunun  kişilerin adına mal edilmeden çıktının bi grup tarafından üretildiğinin vurgulanmasına ihtiyaçları var, Değersiz egolar ancak bu şekilde yücelebilir; Şu kurdu, Şu yaptı, bu kurdu, şu başardı, senin yeteneğin ne, sen ne başardın; Hayır tam aksine her büyük insanın arkasında ona inanan onu destekleyen, enerji ve bilincini onunla paylaşan bi grup ekip var; onun üzerinden yapıyorlar; başarıyorlar;

Her neyse bu yazımın ana fikrine aslında bugünlerde, internet gezinmelerimde çok sıkça gördüğüm ve üzerinede sıkça düşündüğüm başka bi şey karıştı ve yazımı farklı bi tona sürükledi, Çünkü az çok benzer içerik ve düşünce gerçekliğini paylaşmamız nedeniyle gördüğüm; aydınlandığını ve bilinç atladığını ve bilinç atlatan yazılar yazdığını, düşünceler ve rehberlik sunduğunu felan düşünen bi güruh ve kimseler var ve hep aynı yola gidiyolar, bireysel yalnızlık; (Bireysel danışmanlık-koçluk) Tabi ki yine belirtiyorum içinde iyi niyetli olan ve gerçekten pozitif sonuçlar üreten kimselerde var ama ne yazık ki gördüğüm bunun çok azı olduğu ve genel bi sapma; Yani aslında bende kendime bakmalıyım, Birilerinin bana da ne yapılacağını söylemesi lazım çünkü bende bilmiyorum ama yapılması gerekenin bendeki ana fikri şu, Anonim eserler ve değerler, gruplarca kitlelerce oluşturulmuş ve kişilere, bireylere kahramanlara değil gruplara maledilmiş bi düşünce oluşturmak, tıpkı bi ormanın bi fauna oluşturması gibi, tıpkı bi çölde çiçek yetişmeyeceği gibi, Tek başına bi bilge ya da kahraman ya da kurtarıcı karanlıkta yetişmez, Beklemek ya da kendini ona yaratmayı denemek abesle iştigaldir mi sorgulamayız, bence; Aslında dil, bilim, sanat, edebiyat, kişiler birbirini besleyerek bi ortam oluşturuyorlar, Tıpkı orman faunası gibi, Yunan felsefesi ya da ortaçağ aydınlaması gibi, Kişilerin adları var ama  oradaki olgu onların yükselen ağaçlar gibi olarak (tüm diğer her şeyle) bi orman faunası yaratması gibi bi şey yine de? Ve orada onları besleyen bi nem, hava ve diğer şeyler gerçekten var, Oradaki toplumsal yapıdaki herkesi ve her bireyi de bunun içine katarak bu var, Ben böyle görüyorum;

Nasıl yapılır bilmiyorum ama bireysel çabayı bırakmalı ve daha olgun iletişim, daha yoğun kitle ve grup bilinci oluşturmayı denemeliyiz, İletişenler ve paylaşanlar olmak bi adım, Birleşenler olmak başka bi adım, Ama lütfen dönün bi bakın, Bireyselleşiyor musunuz? Grupsallaşıyor musunuz? toplumsallaşıyor musunuz? Ve yine burada yukarıda kendim belirttiğim o tavra döndüm mü, bilmiyorum, bakmak gerek ama belki aslında bende okumak istemediğim bi tonda yazmış olabilirim, öğütvari ve dersvari, Her ne anlatmayı deniyorsam kendime anlatmanın binlerce yolu ve farklı ifadesi var ve olmalı, İncitmeyen,çatışmayan ifadeyi aramak, Arıyor muyum bilmiyorum, ama bu yazım bunu yapmam ve dememe grektiğini bana hatırlatıyot; bi tür kendime seslenen rehberliğim bu, Aslında ben diğerlere ve ben size sesleniyorum gibi gözüksede bi iç bana sesleniyor ve ben bunu sizlere sunuyorum sanki gibi bi tavrı anlatmayı denemek; Neden buna takıntılandım bilmiyorum ama ,,,

Her neyse bu yazım iyi bi yöne gidebilirdi, Çok farklı yönlere kelimelerde gidebilirdi, halada gidebilir ve toparlanabilir, Çok damıtılmış ve açık, açıklayıcı bi şekilde ana fikrini ve anlatmak istediğini vermedi belki ama bence yine de kaynağını, fikrini bence sundu;

ama yine açmak gerekirse buradaki olgu, ego ve öznel objektivite benzeri bi şeye yapılan vurgu, Bireysel objektivite, ego ve aslında öznenin kendine bakış noktası ve dışa yansıttığı aktarış noktası, ifade ediş biçimini bakışı gibi bi şey ve perspektifi, Kişinin kendi gözleminde ve aktarımında ifadesinde ne kadar objektif olduğu farklı bi konu ve ama başka bi öznenin kendine nasıl bakması ve nasıl davranması ve iletişim kurmasını istediği farklı bi konu ama bunu düşünmek objektivite içinde iyi  bi adım bence ve kendimce ve buna dair kendimde ama diliyorsa da okuyucuda da bi fikir uyandırmak istedim;

(Kırık taslak, Elimizden düştü kırıldı, Tamamı örülmedi, bitmedi ya da eksik kaldı; Enerji ve istek az olduğunda ama yine de yazmak istediğinde, üretmek istediğinde olan bi şey gibi, taslaklanabilir yayım yazımı)

0 yorum:

Yorum Gönder