5 Haziran 2012 Salı

Susmaları Salıvermek - Kendine Yolculuklar


BU İÇERİK BLOG GİRİŞİNDE BELİRTİLEN TASLAK KARMA DÖNÜŞ YAZIMDIR



Susmalar dediğimiz birazda kendiyle konuşmamak. Sonuçta, belki de kendinle konuşabilirliğini unutmak. Kendini olduğundan başka bir şey olduğuna inandırmak ya da öyle sanmak. İnanılan başka şeyin kendin olmaması nedeniyle konuşacak bir kendini bulamamak.
Zihnimizde tasarılar ve düşünceler yüzüyor. Kaçını konuşuyoruz. Kendimize kendimizi seslendiriyor muyuz? İç sesimizi dinleyip, kendisiyle örtüşen, kendini tanımlayan ve kendini seven bir iç ses olana kadar kendimizde kendimizi arıyor muyuz? Kendimizle çalışıyor muyuz? Kendini bil. Sen aslında sen değilsin. Arayış başladığında size söylenen bu ve sadece bu sözle başladığı yolculuğu tamamlayan üstatlar var değil mi? Şeyh müridine her gün gelip bana soracağına bir kere kendine gel demiş. Kendimize gelmeye hazır mıyız? Kendimize gelmek istiyor muyuz? Bulacağımız kendimizi sevmeyeceğimizi mi düşünüyoruz ya da gördüğümüz kendimizle bulacağımız kendimizin anlaşamayacağını mı? Göründüğün gibi olandan olduğun gibi olana yolculuk yapmak. Bulduğunda kendinle kucaklaşmak. Göründüğün gibi olan kendinle, olduğu gibi olan kendini barıştırmak, arkadaş yapmak ve gördüğün kendini atmaya çalışmak yavaşça aslıyla değiştirmek. Kendinin üstadı olmak. Hep beni yok etmeye çalıştık ama o tekrar tekrar karşımıza çıktı. Egosuz ve bensiz bir dualite olmayacağını artık anladık sanıyorum.

Yaşadığımız yer Ortadoğu, Türkiye. Bir çoğumuzun burada geçmiş bağlantılı karmaları olmalı. Belki de konuştuğumuz için acı çekmiş olmalıyız. Belki de konuştuğumuzda dinlenmemiş, önemsenmemiş olabiliriz. Olsun, ben kendimle konuşuyorum. Dille değil, gözle, gönülle anlatmamız istendi belki geçmişte. Konuşmamaız ve duygularımızı göstermemiz istendi. Belki bazen dayanamadık ve bu yanlış dedik. Hatta ileri gittik veinandığımızı, düşündüğümüzü, doğru bildiğimizi söyledik. Belki bilemediğimiz ve hatırlayamadığımız onlarca şey yaptık. Belki yıkıldık.

İşte tam bunları salıvermenin vakti. Her neler yaptıysak ve olduysa, izlerini, duygularını hep hatırlıyoruz ve taşıyoruz. Olanlar önemli değil belki bizim onları nasıl kaydettiğimiz ve kodladığımız önemli. Olanlar şekilden ibaret sadece belki. Belki de tam şimdi kendiyle konuşmanın, kendine konuşmanın vakti. Yüzler görüyorum ve hissediyorum büyük hikayeleri var. Anlatacakları, anlatabilecekleri çok şey var. Öyle hissediyorum ki, bir çoğumuz kendindeki cevheri başkasının keşfetmesini ve ona sen değerlisin demesini bekliyoruz. Birilerinin gelip sende ışık varmış neden onu kullanmıyorsun, neden onu yeniden parlatmıyorsun demesini bekliyoruz. Konuştuğum kendime ama dinleyeceğim çok hikaye var neden anlatmaya başlamıyorsunuz. Neden kendinize anlatarak ya da kendinize yazarak başlamıyorsunuz. Neden hissetmeyi deneyerek başlamıyorsunuz. Herkes kendi müziğini yapabilir. Kendinizle konuşan kendinizi açıklıkla ifade edebilene kadar konuşabilirsiniz. Kendiniz bundan sıkılmayacaktır.   

Bütün dünya kanal bilgisi olsa kendinizi içinde bulamayabilirsiniz. Belki de hepsini, her şeyi okusan kendi içinde özünde olandan fazlasını bulamazsın. Kendi içinde çok gezen bilir belki de.

0 yorum:

Yorum Gönder