1 Haziran 2012 Cuma

Kendini Bağışlamak


BU İÇERİK BLOG GİRİŞİNDE BELİRTİLEN TASLAK KARMA DÖNÜŞ YAZIMDIR



Unutmayın, sevgili kalpler, kendinizden başka kimse tarafından yargılanmazsınız, ve geçmiş suçluluk duygularınızın üstesinden gelmeniz için size daima bir fırsat verilecektir. Kendini bağışlama, geçmişi şifalandırmanın ve “içinizde güç” alanı ile tekrar bağlantı kurmanın ilk adımıdır. - Mikail

Bağışlamak iki anlama geliyor dilimizde. Bir tanesi affetmek, salıvermek özgür bırakmak, diğeri de karşılık beklemeksizin vermek. Tutsak olanı salıverek bağışlıyorsunuz ve kendinizde olanı ihtiyacı olanla paylaşarak bağışlıyorsunuz. Aslında dilimizdeki anlamlar, zamanla birden çok dilin karışması, eski anlam yüklerinin taşınamaması, kelimelere farklı anlamlar yüklenmesi gibi nedenlerle değişiyor. Ve biz sözcüklerle düşünürken bu sözcüğe yüklediğimiz ilk anlamlar ve duygularla düşünüyoruz. Bu durumda aslında dilimiz, sözcüklerimiz ve duygularımızı da bağışlamalıyız ve özgürleştirmeliyiz. Ve onları seslerin ötesinde yeniden anlamlandırmalıyız.

Bağışlamak bize zor geliyor neden? Belki de onu yanlış anlıyoruz. Biz bağışlamayı, yaşananı, o enerjiyi yok etmek, unutmak, hiç olmamışa döndürmek olarak algılıyoruz. Bunu acı ve diğer duygularımız içinde yapıyoruz. Aslında bağışlamak bu değil sanırım. Yaptığımız hatayı ya da her neyse onu unutmamızı gerektirmiyor belki de. Aslında tam tersine  belki de onu ya da yükünü hatırlamamızı gerektiriyor. Biz bağışlarken, özgür bırakıyoruz ve karşılık beklemeksizin veriyoruz. Olumsuz negatif duygularla tanımladığımız yaşadığımız ve kaydettiğimiz bir deneyimin üzerindeki bu olumsuzlukları salıveriyoruz. Duygusal kayıt sistemimizdeki yükleri salıveriyoruz ve bozuk alanları tamir ediyoruz. 



"Birçok ruh, ruhsal olarak soyulmuş şeklinde ifade edilebilir, çünkü paylarına düşen Adamantine Partiküllerini tüketmişler ve üçüncü / dördüncü boyut dünyasının düşük frekanslarına dalmışlar ve kozmik yaşam nehrinden faydalanamıyor ve Yaratcının tam spektrumlu Işığını alamıyorlar. Ya da çocukluklarından beri, Kutsal Kalplerinde depolanmış Adamantine Partiküllerini ateşleyecek gerekli olan uyumlu frekans kalıplarını elde edememişler. Ne yazık ki birçok sevgili ruh, kendilerine bahşedilmiş Yaratıcı Işığın büyük bir kısmını kullanmadan beraberlerinde geri götürüyorlar. Bunlar, sevilmediklerini hisseden işkence içindeki ruhlardır ve acı, umutsuzluk, kendinden nefret etme aşağılık duygusu ile yaratılmış yalnızlık ya da şiddet dolu bir yaşam sürmüşlerdir. Genellikle, nefret ve hayal kırıklıklarını dışarı vururlar, başarısızlıkları için başkalarını ya da kaderi suçlarken kendi acı ve ıstıraplarının kaynağının kendileri olduğunun farkında dahi değillerdir. Bu değerli varlıkların birçoğu, Gölge ve Işığın düşük spekturumu ile dünyaya gelmeyi seçmişlerdir. Ruhsal seviyede, dram dolu bir yaşam üstlenmeyi seçerler çünkü geçmişten gelen belli başlı dengesiz frekans kalıplarının üstesinden gelmek istemektedirler. Ancak çoğu kez seçtikleri yok çok büyük zorluklarla doludur ve birçok mevyesiz yaşamın negatif kalıplarına dalarlar. En düşük seçim özgürlüğüne sahip olanlar, takıntı, bağımlılık ve bilinçsiz güdüler tarafından yönetilenlerdir. Düzeltilmesi çok zor olan geçmiş negatif etkiler tarafından kontrol edilirler. Unutmayın, sevgili kalpler, kendinizden başka kimse tarafından yargılanmazsınız, ve geçmiş suçluluk duygularınızın üstesinden gelmeniz için size daima bir fırsat verilecektir. Kendini bağışlama, geçmişi şifalandırmanın ve “içinizde güç” alanı ile tekrar bağlantı kurmanın ilk adımıdır." Mikail

"Chi’nizi ve enerjinizi başkalarına vermeyi durdurmaya ve başkaları ile bu şekilde bağlantınıza neden olan tüm karmayı ve kontratları salıvermeye niyet etmenizi teşvik ediyorum. Ben, Dünya Ana, bu niyetleri yaparken yanınızda duracağım ve isteklerinizin gerçekleşmesini sağlayacağım. Yükseliş, belli bir zamanda karmanın bir katmanını soymayı getirdiği için, bu niyeti her gün yapın. Yükselmek ve karmayı ve tüm kontratları salıvermek için tekrar tekrar niyet edin. Her gün bir sonraki katmana, bir sonraki seviyeye götürür." Dünya Ana

0 yorum:

Yorum Gönder