21 Mayıs 2013 Salı

(Düşlüyorum)


Bo blog adından ve başlağındanda anlaşılacağı üzre, bi düş blog, düş bahçesi gibidir, bildiğimiz gibi düşlerde değişir her şey, mekanlar, zamanlar, onlar bazen bize bi şeyler anlatırlar, anlatmayı denerler; Bazende karmaşmış zihinaltımızın çalkantılarını sunarlar, Yayınlar öylesine yapılır ve kanal da değiştiremeyiz değil mi?
İşte bizde böyle burada, kendimizce yazımladık, (Belirtmek isteriz ki) Doğruları, gerçekleri anlattığımızı, bilgi sunduğumuzu, bi şey bildiğimizi, sandığımızı, ya da şunu bunu anlattığımızı demeden içimizden o an ne gelirse döktük satırlara; evet bazen her şeyi bilir edesayla, noktalı ve keskin cümlelerle anlatmış ve yazımlamış olabiliriz ama tüm metinlerin tüm ifadelerin başında görünmeyen bir "Biz öyle düşlüyoruz ki, Biz öyle düşünüyoruz ki" vardır. Kendime şöyle anlatmayı denedim blog anlatısı için. Bu şunun gibiydi, Bi fotograf makinamız vardır ve basıp deklanşöre çekersiniz, Ve bazen hayatta görmek istemediğimiz karelerle ve yanılgılarla bi çok şeyle karşılaşırız, Bizde zihnimizde o an devinen düşünceleri o anki perspektifimizle, olabildiğince egolandırmadan ve olabildiğince içten ve iyi okuyarak resmetmeyi ve aktarmayı denedik, Ve biz neredeyse tüm negatifleri (tablanmamış ham fotoları yani) burada bıraktık gibi; (Bazen düzenliyoruz ancak bir çoğu hamdır, ışık patlamış, kapak kaplı unutulmuş, şu olmuş bu olmuş bozulmuştur)

Notlar olabildiğince kişisel ve bazen günce gibi, bazen taslak ve hatta bazen taslağın taslağı gibidir, Bi düşünüşün taslağı ya da daha sonra yazılabilecek bi anlatının taslağı, başka bi surumu anlatmayı denemek için ön hazırlık, vb. ( yan bazen anlattığı şeyi bile anlatmıyordur bu notlar) bu ve benzer yazımları başlangıçta buraya blog taslakları olarak kaydetsekte zaman içinde oldukça yazdığımızı ve çoğunlukla geriye dönüp bakmadığımızı ve yazımları yeniden düzenlemediğimizi de gördük, bu nedenle kişisel taslaklar ve notlar bile en ham ve doğal hali ile bu blogta sunulmuştur, (Kendi kendine düşünüşün saflığına yakındır olabildiğince ki ego bozar, okuyucu tepkisini azca çokça da olsa düşünmek bozar ama böyle işte) Bi çok yerde içimizde o ana gerçekten ne hissettiğimizi ,ne istediğimiz anlatmayı denedik ve tekrar tekrar yaptık, anlatımızı saflaştırmayı denedik ve dedik ki öyle bi anlatalım ki tam onikiden vursun yani ,hissimizin tercümanı olsun sözümüz olabildiğince yakın,

Anlatılar, düş yazımlar (ki bazen ciddidir ya da öyle görünürse dedeğildir) belirtildiği gibi zaman zaman fazla kişisel, okunması zor, vb. olabilecektir, Çalakalem üzerinde fazla düşünülmeden (yazarken,öncesinde düşünce yoğrulmuşsada) ve çoğunlukla redakte edilmeden ve gözden geçirilmeden sunulmuştur, Yazım ve imla hatalarıda bolcadır,

Bi konuyu özellikle yeniden vurgulamak ve belirtmek istiyoruz ki blog içinde her ne yazıyor olursa olsun, ne bildiğimiz, ne bulduğumuz, ne şu, ne bu, derdinde ve anlatısında değiliz, Bazen roman kahramanlarını seslendirir gibide özgürce kimliksizce ve aldırmadan işte, Ben yazımları tekrar okuduğumda büyük bir kısmında kendime aitlik ve benimlik bile görmüyorum çünkü o an bi şairin şiir yazması gibi akıp geldi bi kısmıda, Başlangıçta en büyük amacımız tüm bu karmaşada, kendimiz durumu daha açıkça görebilmek (aydınlanmak) ve gördüğümüzce anlatabilmek resmedebilmek düşünü ile başladık, Bir dönem Ple ve bazı kaynaklardaki gibi esin(ilham) olabilmek düşünüşü ile yoğunlaştık ve sonra her şey kendiliğinden gelişti ve zaten olduğu gibi oldu
Blogda zaman zaman delilik olarak bile tanımlanabilecek/nitelenebilecek duygu durum ve ruh hallerinde de yazımlar sürdürülmüş olup, yazımarın bir bölümündeki içeriğin okuyucu tarafından bu süzgeçlerle süzgeçlenerek değerlenmesini rica ederiz, Silmedik yazdık, silmeden yazdık, Hastaysan ağrı kanıyorsan kan yazarsın mı bilmem ki ve bazen ve çokçada saçmaladık ve belki saçmalık ötesi saçmaladık, Artık saçmamıza ne takılırsa, Biz bi derin ummanı saçmalayıp duruyoruz; ya tutarsa;
----

Ve biz neredeyse tüm negatifleri (tab edilmemiş, basılmamış ham fotoları yani) burada bıraktık; Ama basmadan yayınladık ve eğer bastık incittikse nice çiçekten de özür dileriz;

Eğer yinede herhangi nedenle bu blogda bir esin, esen arıyorsanız öncelikle diyeceğimiz şudur/şunlardır,


(Biz öyle düşlüyoruz ki, biz öyle düşünüyoruz ki,)
Yeniden düzenlenebilir fotograflar, istemediklerinizi silebilirsiniz, gidip yeniden çekebilirsiniz, ekipmanınız değiştirebilirsiniz, hayat her şey yeniden ve yeniden, her dönüş yeniden ve yenidenlik ve her an yeni bir dönüş

Dilemediğiniz negatifi tablamayın;
Hayatta bazen daha fazla deneyim ve anı sığdırmak için çok fazla deklanşöre basmış olabilirsiniz, Yani elinizde çok fazla negatif olabilir, Dilediğinizi seçin, istediğiniz istediğiniz gibi düzenleyin, Ve silmek istemediğiniz ve yinede oradan güzel bi şey çıkarmak istediğiniz negatifler için, ya da bunlarda benim yaşanmışlıklarım ve hatıralarım dediğiniz yükler için bence kimseyi suçlamayın, Bence onlarıda siz çektiniz ve bence bunu çok yapıyoruz;

(Biz öyle düşlüyoruz ki, biz öyle düşünüyoruz ki, )
Eğer yinede herhangi nedenle bu blogda bir esin, esen arıyorsanız öncelikle diyeceğimiz şudur/şunlardır,
 içinizi dökün, döküşlerle dökün, saçışlarla saçın, açın onu ve bakın, isterseniz dağınık bırakın ama bakın ve yeniden deneyin anlatmayı, içtenlikle olana kadar, bazen yeni yeni açtığınızda ve elinize aldığınızda bi şeye benzetemezsiniz kimi şeyi incelersiniz ve çözdükçe çözersiniz, Belki en basit örnekle bi akıl küpü tam olarak çözemezsinizde bazen ama denemekten ve öğrenmekten vazgeçmemelisiniz, Yinede renkler yan yana geldiğinde ve uyum oluştuğunda daha iyi okunabilir belki, bilmiyorum bende deniyorum ve öğreniyorum, keşfediyorum;

0 yorum:

Yorum Gönder