Bu dünyadaki en büyük kelimelerden biri çocuk,
Çocuk çağrışımı berraktır,
Genel
olarak, belki kendi çocukluğuna belki genel bi çocukluğa ama yine de bi
tür öğrenmeye açıklığa, saflığa, yönlenmemişliğe ve kirlenmemişliğe
vurgu ve çağrışım yapar gibi,
Her ne kadar acı ve drama dolu
çocuklar ve çocukluklar olsa bile, bu iyilerin iyi olanların
hatırlandığı vurgulandığı bi kelime gibi,
Çocuk kelimesi bi tür
her yöne gidebilirlik, her şeye açıklık, çok olasılıklılık,
başlangıçlık, ilerisi açıklık ve daha fazlası tüm bunlarla doluluk;
Sadece
çocuk kelimesi zihne çarptığında oluşan çarpışma, düşünülebilecek
olasılıklarla başlayarak düşünülebilecek ve düşlenebilecek sonsuz açı;
Çocuk dediğinde zihninde bi yaş ya da bi yüz belirmez belki,
Çocuk dediğinde bi durum algı ve imge belirir belki,
Çocuk mutsuzdur ama imge mutludur belki,
Çocuk nereye gideceğini bilmez ama imge umutludur belki,
Yeniden çocuk olmak desem belki, binlercesi ardımdan çocukluğuna atlayacak,
İşte tam şimdi çocukluğun içine atlanan bi düş düşlüyorum
Nasıl mı demiyorum tam düşündüğüm/düşlediğim ve duyduğum/hissettiğim gibi,
Tek düşündüğüm sonunda çocukluğun içine atlamış ve bu olmuş hissetmek;
Yaşam/ oluş aban böyle bi an doygunluk getir,
bunu tüm anlarıma beze
Öyle bir evren olsun ki her anı bu duydu dünyada/evrende çocukluğuna atlamak dönmek(bilmek/anlamak) tadında olsun,
Aşkın coşkun duygu/doygu kendine yol buldun, Özgürce güzellikler yaratsın,
An kendine gerçek arasın,
Tüm gerçekliklere çarpı çarpsımn,
Gerçeklik toplasın/biriktirsin, damıtsın/berraklasın
Özgür düşlerim, özgür düşüncelerim, hiç dillenmemiş kelimelerim/umutlarım
Zihnimde benim arayıp bulmadığım yeşermiş filizlenmiş tüm umutlar
Anlatamadığım anlamadığım tüm düşünceler, berraklıklar
İnanmayan inanç
Kör umut
İçimdeki sözleri yazılmayan his şarkı,
akıp giden o sel, durmayan o sel
gerçeklikler gerçeklikler çarparken
Gerçeklikler akıp giderken
Zamandan kopmuş bi duyumsama,
Tüm her şeye bedel bi anda uykuya dönme korkusu ve kaygısı,
Çığlıklar gibi patlayan zaman
---
Say ki hiçbir işin yok da düşünüyorsun
Amma da düşünüyor diye şaşsın dünya
Sanki senden önce düşünen hiç olmamış
Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum
Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler
Aziz Nesin
---
Ben bir gerçeklik yaptım,
Umutlarım içinde,
Gerçekliğim ve inancım yarı buçuk içinde
Ama ben dışındayım gibi
Şimdi
burda başka bir sanrıda orası için o gerçeklik için veri/gerçeklik
biriktiriyorum topluyorum, o gerçekliği yapıyorum/ o gerçeklik için
parametre damıtıyorum gibi,
Bunu kendime anlatıyorum kendim bile inanmıyorum,
ben o gerçeklik olacak mıyım onu yaşayacak mıyım
bu gerçek mi?
Bilmiyorum demek isterdim ama bilmiyorum gibi değil bu,
Ben deliden deli bu inanç bükülmez
ama dışındayken bu dünyadayken bunu kendime bile anlatamıyorum
bu zor, bunu yazsam yarın sabah uyandığımda her şey başka
ama bırakalımda öyle desinler, böyle bi dalgacı gelmedi desinler;
Bunu gör dünya buraya yazmıyorum,
Gerçekliğine çarpanı, çarpacak olanı gör
Umuttan büyük dalga bu, dalgacı dalgası
bu
dünyada, her şey acı ve drama sanılan uyku dolu bu dünya da bi dalgacı
bi zihin, her anı çocuk gülüşüyle patlayan, çocuk neşesiyle patlayan
çocukluğu kaybetmekten geri dönüş tadında bilinciyle patlayan bi evren
yaratmak ve o evrende yaşamak düşledi, özgürce düşledi;
Gerçekliğe çarpan her parametre umuttan büyük olsun, nedenini nasılını biçimini düşlemeden özgürce düşledi;
Özgürlüğün
özgürlüğüne kanat çırptı, inanarak ve inanç tanımında inanç ötesi
inararak, kendi bilincinde bunu yaşayacağına ruhunun en karanlık
tortularında ikna olarak , inanç geliştirerek düşledi, Yarın güneş
doğacağını bilmekten daha güçlü inanç umut biriktirerek düşledi, dolu
dolu düşledi;
Özgür düş uyku dolu ve nice bilinmeyen kanat,
İnanarak uçuyorum;
Tüm gerçekliklerin tüm gerçekliğine,
düşlenmemiş nice düşe,
Umuttan ve öğrenmişlikten damıtılarak yaratılan nice gerçekliğe ana inanarak
Kendimde uçuyorum,
Uçmak dedimse gökyüzünde uçmaktan bin uçmak;
düşlerim boşluk gökyüzü olmuş bana, inancım umudum kanat,
Anlatamadığım her kelime yumru yumru patlamlarla güç veriyor,
Boşluktan düş toplayarak uçuyorum, hepsini her birini bıraktığım yeri biliyorum umutlarımın,
hiç biri yarım kalmayacak;
Ben öz kendi saf zekayım,
Varım ve bilincindeyim,
Anda ruhumu patlatsa , istersem ve gerkirse kendime kendimi duyduracağım ve duyacağım
Kendimi kendimden yeniden ve yeniden yaratarak
Kendimde uçacağım;
Mavi şelaleden bi ışık
maviden bi su
açık, berrak saydam
damarlarım aşk taşı,
---
Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum
Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler
Aziz Nesin
---
gökyüzü parçalanıyor,
Yeryüzü parçalanıyor
Gökyüzlerinin içinden gökyüzleri, yeryüzlerinin içinden yeryüzleri çıkıyor
Uçuyorlar, dağılıyorlar, savruluyorlar
Gözlerinin önünde gözün/gözlerin yeryüzü gökyüzü
pembe soluk bir nesin;
düş taşı
maviye çalan bi mutluluk
---
Düş Dalgası
Gerçekliğe vuran çarpan düş dalgaları
Gerçeklikteki soyut ve saydam şoklar
Sessiz sesi çağlayan ve uğuldayan bi ışık
---
Çocuk adının bilinmeyen imgesinden yapılmış bi umut
çağnık çağnık (gerçek) aşk
23 Ekim 2013 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Çocuk / çocukluk..... bozkır ortasında tek başına salınan gelincik gibi... Güzel, saf, masum, umutlu, canlı, heyecanlı........ belki.... ama en çok da narin..kırılgan... her türlü tehlikeye açık..savunmasız, evet en çok da savunmasız... eğer korumaz/ korunamazsa dağılması kuvvetle muhtemel.. ondan insanların çoğu yarım, mutsuz, arızalı, hasarlı...korumamış ve korunmamışlar..koruyamamışlar ya da kendilerini.. ağır gelmiş darbeler ruhlarına.. ya da yaşanılan, yaşatılan şeyler.. dayandıkları ya da dayatılanlar...
Şimdi o çocuk istediği kadar dalsın hülyalara, hayallere.... hayallerinin içinde olduğu gerçeklik, umutlarının yarı kadarı içinde olsun o gerçekliğin...kendi dışında olduğu sürece... ?? erişebilir mi, kanatlanabilir mi?
Ben gerçekten bu hayatta çok az şeye gerçekten özlem duydum, bunlardan biri çocukluk, çocukluğumdu,
Sadece saflığı, arınç ve temiz hissetirmesinden öte, Gerçekten bitmeyen-patlayan bi enerji, Yapma ve yaşama isteği, keşfetme-öğrenme-oynama isteği, dopdolu-dopdolu, Hala hatırladığımda bu doluluk, yaşam güç ve enerji doluluk nasıl ve nerden soruyorum düşünüyorum ve neden bitti azaldı ya da eksildi,
Çocukluğum olmasa yani bunları tüm bunu hatırlayışım ve yaşam bi gün böyle olacak yeniden düşüm belki böylesine tutunamaz ve yaşayamazdım,
Çocukluğumu bana geleceği hatırlatan gelecekte ulaşacağım bi an gibi düşlüyorum ben zamandan öte , Kanal kaynaklarının dediği gibi geçmiş ve gelecek bi arada geçmişiniz aynı zamanda geleceğiniz olabiliri düşünerek gerçekten bugünlerde ve gelecekteki yükselecek bir bilinç ve enerjinin aslında geleceğimin enerjisinin oradan bana yansıdığı gibi bi düşünce, Onu asla geçmiş ve bitmiş düşünmüyorum, Çocukluğum gelceğim; geçmişim değil, aanım bugünüm şimdim olana dek geleceğim, beklliyorum; Çocukluğumu, çocuk olmayı
Ben yeniden çocuk gibi çocuk olacağım;
Yorum Gönder