29 Ocak 2013 Salı

Bilinmeyenler

 --------------------
 Hayatta, bilmeyen, ama bilmediğini bilmeyenler vardır. Onlar çocuklar gibidirler. Onları eğit.

Sonra, bilmeyenler, ama bilmediğini bilenler vardır. Onlar isteklidirler. Onlara öğret.

Sonra, bilmeyenler, ama bildiğini sananlar vardır. Onlar tehlikelidirler. Onlardan sakınmalısın.

Sonra, bilenler, ama bildiğini bilmeyenler vardır. Onlar uykudadır. Onları uyandır.

Sonra, bilenler ama bilmiyor gibi yapanlar vardır. Onlar oyuncudur. Onları sev.

Sonra, biliyor gibi gözüken ve bildiğini bilenler vardır. Onları izleme, çünkü eğer bildiklerini biliyorlarsa senin onları izlemeni istemeyeceklerdir. Fakat onların ne dediğini dikkatle dinle, çünkü sana senin ne bildiğini hatırlatacaklardır. Aslında, bu nedenle sana gönderilmişlerdir ve bu nedenle sen onları çağırmışsındır."   Neale Donald Walsch

 -------------------------------
 
Bir fırtınada eğlenemezsin ve neşeyle oyunlar oynayamazsın evet fırtınayı bir dram ya da olarak görmeyebilirsin, kötü yada kaçınılması gereken olarak görmeyebilirsin, duygusal olarak absorbe olmayıp mantıklı karalar alabilir hatta neşeni bile muhafaza edebilirsin ama fırtına fırtınadır, Ve fırtınayla boğuşmamak eylemsizce kendini bırakmak ya da onu n eşeyle karşılamak yetmez hayatta, Hayatta savaşta var fırtına da, Bugünlerde bilgelik ve ışık  dolu olduklarını iddia eden  şeyler herp böyle ama hep mi böyle hep güneşli havalardan bahsetmişler ve hep güneşli havalardan sanki ve diyorlar ki bize fırtınada hey neden böyle yapmıyorsun böyle yaparsan olur, sen seçersin, fırtınayı ben seçmedim, seçti isem o fırtına ben kendimde tamamsam o dışarıda fırtına,

Kimse havalardan bahsetmemiş,
Herkes gezmiş gezmişte iki güzel çiçek görmüş onu anlatmış sanki, Sanki Pasifiğin ya da dünyanın öbür ucuna fırtınalı denizlerde salgın hastalıklarla mücadele etmişte gitmiş güzel bir adaya ve oraya yerleşmiş hey mutlu olun hey sevgiyi seçin bu mu gerçekliğiniz, Hayır bu karamsar, kötümser ya da dramsar olmak değil, Bu işin kötü yanınıda görmek değil söylüyorum sizlere , Varoluşun tüm sorularına ve sorunlarına cevap ver yada dışarıdaki hayatı bırakıp dertsiz tasasız yaşa cevapsızlık cevaspsızlıktır, Bu takıntıysa takıntıdır değilse değildir, Ben buradan durduğum yerden bakıp neden Himalayalar görünmüyor diyorsam bile birisi çıkıp demeli ki dünya yuvarlak ve önünde bi şeyler var ve mesafe uzak ve hava şöyle ve açıklanmalı, Açıklanmalının bilgisi olmalı, Her sorunun her ce vabından yoksun bir hayatta varsayım içinde varsayım kazıyoruz, Oluş, anlayış her şey varsayım, Güven sağlayan, inanılan güvenilen bilgi var mı? Dini bilgiyi bile kim sevipte benimsedi ve değer verdi ve öğrendide sevdi, Sevdiğin bilgi değerlidir

Objektivite her şeye bakıp hey ben neşeyi ve sevgiyi seçtim mutluyum bakın ne güzelde anlatıyorum demek mi? Bunu söyleyen önce dört mevsimi aynı olan ada da yaşamayı ve orada ngüvenli olduğu için seyahat etmemeyi seçtiğini söylemeli ve demeli ki benim keşfetmediğim bilmediğim yerler var, Burası güvenli ve ben burada yaşamayaı seçtim araştırmayı keşfetmeyi sevmem ben, Size karşılıksız umut ve mutluluk satanlara her şeyi baştan aşağı pozitif dokuyanlara öyle seçin öyle olur diyenlere dikkat edin çünkü keşfedilmemiş bir deniz keşfedilmemiştir, Ve bazı arazilerde her zaman risk vardır ve yaşamak oldukça zordur, Bazılarımız zorlu hayatlar yazşarız, Bunun için sızlanmayın evet ama kimsenin size sahte bilgelik satmasına izin vermeyin, Herkes kendi keşfini yapar, kendi denizinde ve okyanusundadır ve bir kimsenin fırtınaları diğerlerininkine benzese bile onun tam olarak aynı değildir, Size bir bakış açısı ve perspektif sunabilirler evet ama zorluklar ve mücadele de var hayatta ve buna karma deyip drama yaratmayabilirsiniz evet çünkü bu karma ile yaşamayı seçmek tıpkı daha fazla keşif yapmayı seçmek gibide olabilir yani geçmişte hata yapmışlık olarak nede nyorumluyorsunuz ki ve gerçekliğin objektivitenini bakış açısından pozitiflik budur, Sahte ve karşılıksız umut tücccarlığı değil,
POZİTİFLİK OBJEKTİFLİKTİR
POZİTİVİTE OBJEKTİVİTEDİR
Bu değişmez ve sarsılmaz, duruma bağlı ya da bağımlı değildir, Neşeyi ruhuna serpiştirmişsen en zor zamanındada neşe tonu vardır sende sebepsiz sözde neşe ve mutluluk üretemezsin, Bi şeye sevinmek değildir neşe ve mutluluk, umutluluk o ve tüm bunlar saf ve salt duygular zaten içinde her değişkende varolanlardır değişmez ve sarsılmazlardır, Bakış açısı bakış açısıdır ve objektiviteye ne kadar yakınsa gerçekliğe ve mutluluğa ve ereğe o kadar yakındır hepsi bu, Bilgelik budur, Gerçeklik objektivitedir, Objektivite değişkense bile senini gerçekliğinden sağlanabilir erişilebilir ulaşılabilir en yüksek objektivite değeri ve görüsü ve bakış açısı senin gerçeğindir, Onun değişkenliği yani sabit olduğunu varsaydığın bi objektivitenini varlığı senin gerçekliğini değiştirmez, Kendi objektivite sağlatımından ya da dış damıtımından ya da ışıkla anlatırsak yoğuşturma ve odaklama noktandan öte gerçekliğe erişemezsin, Objektivite ve görü ve algı ve diğer parametrelerini değiştirmelisin, Ve bilmek seni mutlu yapmaz, Bilgelik mutluluk değildir, Mutlak ta seni bilinmezlikle sınayacaktır, Duyulardan yapılma bir mutluluk arıyorsan ve bilgelik peşindeyse bunu bulamazsın, Duyulardan arınmışlıktadır mutluluk ve o mutlulukla sınanamz ve mutluluk oalrak tarif edilmez zaten o durumda mutluluğa ya da mutsuzluğa ihtiyaç duymamalıktadır ve orada mutluluk tanımsızdır, Tüm bu ya da ötesinde bilgelikte sana ralitede mutluluk ya da konforlu bir hayat sunamaz, Konfor arayan gider fırtınasız bir adada dinlenir, Bilge keşiftedir ve onu bekleyen rüzgarları ve fırtınaları bilemez ve umursamazda, İşte gerçek mutluluk budur karşılaşılabilecek her duruma hazır ve açık olmaktır, Duyusal mutsuzluğa da hazır olmak ve kendini gözlemlemek ve mutsuz olarak tanımlamak ve buna aldırmamak ya da bun udeğiştirmek için bi şey yapmamak ya da giderebiliyrsa gidermek , Tüm bunlar öğrenilir, Öğrenilmeden mutluluk satmayınız, Düz ovada yaşam sürüp dağlardakine bilgelik anlatanlarla dolu dünya ve dağlardakiler o akadar az şey söylemişler ki, Neden mi? Çıkanlar gelsinler kendi görsünler keşfetsinler ya da dağ bu, O sadece der ki eğer o bilgeyse tabi, Bak dikkat et zordur ya da ben zorlandım ama eminim kolay bir yoluda vardır ya da be ngüneyden tırmandım ama sen istersen bir batıyı dene, Bİlgelik budur, Size bundan fazlasını sunanlar dağın eteğinde hava durumu sunarlar onlar dağı merak etmezler bir iletişim ya da hava balonu gönderip oturdukları yerden alırlar heberi ve anlatırlar ve bugünlerde hep onlara rastlıyorum her yerde,

-------------------------

Hayal gücü güç verir: "Hayal gücü her şeydir. Sizi bekleyen güzelliklerin önizlemesi gibidir. Hayal gücü bilgiden daha önemlidir."

Albert Einstein


------------------
 Peki neden bu yazıyı yazdım ve derdimi anlatamsamda , anlattığıma yakın olan derdinm neydi?

İnternette, kişisel gelişim ya da yeni blinç ya da benzeri üzerine üzerine bulunabilen şeylere bakıyorsunuz ve şöyle bi şey çıkıyor karşınıza, Bir konfor bulmalısınız bir mutluluk ya da sevinç bulmasınız da sürmeli sanki ve siz bunu seçmediniz sanki? Ve soruyorusanuz neden ben çalkantılar içindeyim ve dingim değilim, Burada çalkantı sizin için objektivite ve tabi konu bensem benim için tabi, Çalkantı objektvititesinde dinginlik bulabilirm evet ama çalkantıyı bir dinginlik olarak tanımlayamam değil mi? Ve çalkantıda dinginlik bulabilecek öğrenmişlikte isem de objektifsem çalkantıyı dinginlik olrak aktaramam ,

Belirttiğim yazımların çoğu bi konfor bölgesinden yazılmış ve yazımlanmış gibi duruyor, belirli fırtınalar atlatışmışsa bile sanki sanki o fırtınaların geçtiği dindiği saki nbir limana sığınmışlıktan limandaki dinginlik anlatılıyor sanki, Şunu düşünebilirsiniz konforu bulamamışssam konforu seçmemiş olabilirim belki ve ben öyle düşünüyorum ki, öğrenmek ve keşfetmek peşinde olan bir ruh dış dünyaya baktığında gördüğü gibi zorlukları ve mücadeleleri göze almalıdır, Dış dünyada fırtınalar var, sarp kayalar var, her şey var, Birisi size dingin bir ovadan güzel bir masal anlatmışsa ve bulunduğunuz yer ile bu masalı özdeşleştiremiyorsanız uyumlayamıyorsanız  ne o masalın yanlış olduğun düşünmek ne de sizin neden dingin bir ovda olmadığınızı düşünmek ne de bi şeylerin yanlış olduğunu düşünmek, Olduğunuz ve bulunduğunuz yeri gözlemlemek ve ne kadar zor ve sarp ise de ya da öyle hissediliyorsada olası en yüksek pozitif motivasyonla bakabilmek ama işte bu pozitif motivasyon bir dağı ova olarak görmek ya da göstermek değil bunu anlatmayı deniyorum, Sanki, sanıyoruz ve umuyoruz ki bir yolculuğa çıktık ve sakin bir yere gelip evet oldu işte her şey bitti tüm fırtına geçti diyeceğiz ve bize birileri fırtınasızlık anlattığı için bir fırtınasızlık arıyoruz ya da sorguluyoruz biz neden bu konforu ya da dinginliği bulamıyoruz ya da bulamadık, Ve işin daha kötüsü bu durumda isek yazmıyoruz ki asıl bu durumda iken yazılmalı ve söylenmeli,

-------------

''Akıl eğiterek zeka elde edilemez. Daha doğrusu, kişi zihinsel ve duygusal olarak uyum içinde davranırsa zeka ortaya çıkar.

Akıl ile zeka arasında büyük fark vardır. Akıl, düşüncenin duygudan bağımsız olarak çalışmasıdır. Akıl, duyguyu hesaba katmaksızın, belirli yönde eğitilirse kişinin engin bir zihin gücü olabilir, ama zekası yoktur, çünkü zekada hem hissetmek hem de muhakeme için içsel bir yetenek vardır; zekada her iki yetenek de yoğun biçimde ve uyum halinde eşit olarak bulunur.

Çağdaş eğitim, aklı geliştiriyor, sevgi ve şefkatin uyumunu dikkate almadan birçok yaşam açıklaması yapıyor, birçok kuram sunuyor. Böylelikle, çatışmadan kaçmak için kurnaz ve usta zihinler geliştirmişiz, sonunda, bilim insanları ve filozofların açıklamaları ile tatmin oluyoruz.

Zihin-akıl- bu sayısız açıklamadan memnun, ama zeka değil çünkü anlayış ve eylem için zihnin ve kalbin tam birliği gerekli.''


----------------


''Sen sürekli kendinle savaşıyorsun çünkü sana kendinle ilgili çok aptalca fikirler verildi. Sen ya doğanı, doğa ile olan rahatlığını, ya da binlerce yıllık şartlanmışlığını seçmek zorundasın.
Keyif lanetlendi, ciddi olmamak lanetlendi, oyuncu olmak lanetlendi. İnsanlığın tamamı mutlak bir ciddiyete dönüştü ve ciddiyet psikolojik bir rahatsızlıktır. O daha derinlere sızabilir ve ruhunu bile hasta edebilir. Oysa ki, dünyada ciddi olmayı gerektirecek hiçbir şey yoktur. ''

Osho


----------------
 
''Yeni bir ahlak anlayışı ve yeni amaçları olan insanların büyük umutsuzluklarını düşündüm. Hayatın yollarından yalnız geçerler. Karşılaştıkları yol arkadaşları onlara katılır , fakat onları asla anlayamazlar. Hayat , bu yalnız ruhlar için büyük bir işkencedir. Oradan oraya mutsuzca sürüklenirler. Havada uçuşan pek ender olarak verimli bir toprağın üstüne düşen iyi tohumlar gibidirler.''

Arkadaş / Maksim Gorki


--------------------

 Bugün 'ben'leri biraraya getiren bağlar o derece gevşemiş ve zayıflamıştır ki, bir şahsın 'ben'i, 'biz'den daha fazla hissedilmektedir. Veya başka bir tabirle kendisini 'biz'den cok 'ben' olarak hisseder. Bir köylü kendisini ailesi, kabilesi, toplumu içerisinde erimiş, kaybolmuş olarak görür. Kendisinde hissetmiş olduğu şahsiyet 'biz'dir, 'ben' değil.

Dr. Ali Şeriatı


-----------------

''İnsan iyi oldukça ve ruhu temiz ve saf bulundukça, onda enerji eksiliyor,daha hastalıklı oluyor ve yaşamak onun için daha eziyetli oluyor. Böyle adamların nasibi uzlet ve sıkıntı oluyor. Onların daha âlâ bir yaşayışa doğru olan ıstıraplı istekleri ne kuvvetle olursa olsun, o yaşayışı yaratmak için kuvvetleri olmuyor.''

Maksim Gorki


--------------

Şimdi sizce Gor ki uslanmaz bir umutsuz mu? Ya da karamsar mı? Yoksa gerçek bir gözlemci ya da objektif mi?

--------------

''Aldanmışlar arasında, doğru kavrayışlı bir adam, tüm saat kuleleri yanlış zamanı gösteren bir kentte, kendi saati doğru olan bir adama benzer. Saatin gerçekte kaç olduğunu bir tek o bilmektedir; ama bu onun ne işine yarar? Tüm dünya yanlış zamanı gösteren kent saatlerine göre davranmaktadır; hatta bir tek onun saatinin doğru zamanı gösterdiğini bilenler bile.''

Arthur Schopenhauer
 
  


---------------

 ‘’İnsan umudunu kesmeden sanatsal olarak yaşayamaz; çünkü umut insanın kendini kısıtlamasını engeller. Umudun güzel rüzgarıyla denize açılmış insanı görmek ne hoş bir manzaradır, insan yedekte çekilme fırsatını bile değerlendirebilir; fakat umudun gemiye çıkmasına asla izin vermemek gerekir, hele kılavuz kaptan olarak hiç; çünkü umut sadakatsiz bir dümencidir.’’

Kahkaha Benden Yana - Sören Kierkegaard


------------------------------

''Yeni yollar açan yenilgiler olduğu gibi, insanı çıkmaz sokağa sürükleyen zaferler de vardır.''

Pascal Bruckner

 

0 yorum:

Yorum Gönder