24 Nisan 2017 Pazartesi

özgür; lük adına- eksenine;

"ve tüm öfkelerim, arzularım meydanlanıp (göğe) gerçeklenip, imge olup; beni de içine çekecek - katacak ve anlamlarını (ve doyurum ve doyurumsuzluklarını beni adam edene kadar)  bana ve bilişime gülücükler ,  oyunlar ve saldırılar  gibi çarparak (ve benimle alay geçen oyunlar oynayarak) kendilerini olarak beni kendime getirecekler gibi ….
..."


yadırgadığım her şey ve yapamadığım olamadığım her şey; boşluktan üzerime yağıp beni yağmalayacak ,çullayacak ve dalga geçişlerle kendini olacak gibi...

---
ben olmayı yadsıyışım ve kendi benime öfkem ve nefretime varan kendimi sevmemem ve onamamam; yerinde duran gaflet gibi olan bu adamı sevmemem ve çıkıp onun herşeyi değiştirmesini ve kendini değiştirmesini -birden olup beklemem ve hiç durmadan olmasını beklemem  ve bir değişimde hiç onu yadsımadan değişim istememenin derinliği ve anlamsızlığı ve çözümsüzlüğü o kadar anlamsız ve derin bir uçurum ki;

-kendi- suratıma çarpan tokat gibi –oluşum;
ben olmak istemeyişim o kadar derin ki

 olmak bir çalkantı ve sallantı)

 tüm bu tantananın da ne yöne gitmesini bilmediğim de
bireysel yaşamımı neye kılabilirdim ki!

varı yoku ellerimle biçimlesem ya da dönüştürsem neye biçimlerim?/dönüştürürdüm?

dışarda bir anlam, cevap var beni çağıran gibi ama olmayan/henüz yapılmamış

durmak, anlamak, yapmak arası çelişkiler de çekim ve gidim gelim selleri

benden daha büyüğün /birlikteliğin imi ve diğer oluşların ve işlerin imi-ya da bekleyişimin imi -sarıyor
beni o anda kuşatıyor;

çoklaşmış çocuklar gibi günsüz insanların/durumlarının beni sarması

hiç yadırgamayan bir insan-biliş topluluğunun, “ooo sen mi geldin” demesi ya da hiç aldırmaması gibi bir yerde dinlenme ve durarak ve bekleyerek sadece varolma gibi histen sonra

tüm varoluşu bırakmak gibi bu esaret aklımı kurcalıyor

bir coşkunlukla solgunluk arası bir yere ya da her ikisi bi aradaki yerde dirençle bekleme eğilimi
(yıkılgan ve yıkılgan olmayan ben ikisi bir arada tutunuyor ve çekiyor birbirini)

tüm bu -kendini yaşayanı ve olanı ;kendi adına bağımlamam ve çözümlemem o kadar derin ki; bir şey olmanın merkezi olmaktan öte beni alıp kucaklayacak bi şeyin olması ve durumun kuşatganlığının temizliği ve saflığı gibi oluşun açılımı gibi bekleyişler

beni varedecek yada oyuna çağrıcak; yeni bir varoluş çocuğu /oyunu
ya da  “bak bu var gördün mü” de ki yenilenmenin olumu,

varoluş gücünde ve büyüklüğünde, belki adam kılığında belki değil ne kılığındaysa o kılığında, beşbin çocuk gelip beni hani ne duruyorsun diyecek gibi ..

durumlar ya da bu çocuklar farketmez; etrafta kıyamet kopuyor-çemberimde sanki;

dışarıdaki boşluktaki imgeler tüm sesleriyle beni dövecek ve içimden geçecek gibi;
beni savurup yerlere vuracaklar gibi

"ve tüm öfkelerim, arzularım meydanlanıp (göğe) gerçeklenip, imge olup; beni de içine çekecek - katacak ve anlamlarını (ve doyurum ve doyurumsuzluklarını beni adam edene kadar)  bana ve bilişime gülücükler ve oyunlar ve saldırılar (yani bana çala çala) ve hatta alaylar  gibi çarparak (ve benimle alay geçen oyunlar oynayarak) beni kendime getirecekler gibi
ya da (bir benzeri-) kendime geleceğim yere bakıyorum..."

boşluklara çarpıp dağılıp imgeler olup -beni boşluğa ve imgeye katıp benle -h-alay edecekler ve ben buna artık bi yerden sonra içim geçip -kendime gelip-  güleceğim yeri -orası -çılgınlığı
imgelerim bana tokatlar vuracaklar ve çözümlemelerini vuracaklar-alaylarını vuracaklar alaylarını
 beni döve döve adam edecekler gibi;
işte o zaman /yeni gülmeye/ (gülme olmayana başlayacağım gibi

yadırgadığım her şey ve yapamadığım olamadığım her şeye boşluktan üzerime yağıp beni yağmalayacak çullayacak ve dalga geçişlerle kendini olacak gibi

varoluşu-m-uz; bunu çözümlemem o kadar derin ki defalarca düşündüm
kendimi bu anılarımla ya da (var ya da yok söksem ve bir oraya ya da buraya götürsem taşısam ve taşsam anlamını sökemiyorum- doyumunu alamıyorum/vuramıyorum. Doyganlık bir temas, açlığı içimde… Tam bir doyum….)

geçmişimle ve varolanımla yüzleşili/barışılı, onu unutarak ve soyutlayarak çıkaramıyorum ve dönüştüremiyorum
yok edemiyorum-var edemiyorum-
bu tutuncalı tutunca beni sarıyor ve aklımı kuşatan bu im doğuyor-bekle ve diren
direngen ol; diren diren diren;

bu herşeyi yarıda bırakma kaçma ya da yokolma olmama çekimleri gibi duran şeyler ve atmosferler beni şeye savunamıyor ve savunamıyor-olmuyor ve bana yetmiyor
bana bize yetmiyor bu varoluş-um-uz

sığınamıyorum sığamıyorum/sığamıyorum artan (yalnızlıktan) ve azalan şeylerden umulan medet
bana taşmıyor

bir zafer istiyorum-adı zafer olmayan -kimseyi yenmemiş
zaferin en bilinmedik sonuca-na bekletmiş olumunu

bir patlama istiyorum göğsümde -diğer hiç bir şeyi patlatmamış/kırmamış dökmemiş
değişim sancısının/değişim isteminin onurduğu ya da kırıp dökmesinin edası bir bağımlılığa ve bağıma gebe olmayan özgür bir olma/dönüşüm

yarattıklarımdan yaratcaklarımdan/kendimden olumumdan/olaganlığımdan da ürküyorum ve korkuyorum

bir şeyin bağımı olmamam; bu alıp verme ve velvele beni götürüyor
yaratamam kullayamam

obejktif tam objektif bir yaratımın yaratısı nedir-üretisi nedir
bu sonuçlarla yüzleşmek ve görmek bilmek çılgınlığı , aşıgan çılgınlıklar, artma çığlıkları ve bilinç sesleri --uzayları
hiç bir kavrama bağıl bağlı kalamam -ben olurum-ne istersem
hiç bir şey beni sınırlayamaz
tüm sınırlardaki ve sınırsızlıklardaki herşey öğretir bana --oldurur
taşlara ya da başlara dönüşen yanım buğuruyor

ben hiç bir şeyin yaratıcı üreticisi uzayı, uzağı ve bağımı olamam /olmak istemiyorum
bir seçimin tanırı

bom boş bir anlam ve anlamsızlık ve var ve yok
(var ama yok) gibi bir şeye; uykuya dönüşmüş gibi olduğumda; olmak istediğimde beni uyandıran ses güç ve kudret ya da durum daha büyük bir zafer ya da umulmayacak umulmadık büyüklüğünde bir sarma kuşatma biliş ve oluş olmalıdır
biliş kopuş çığlık ve çığkım çağlısı olmalıdır

benden büyük işler yaratan
bütün varoluşun kopması gibi bilinmez bi enginlikte olmalıdır burdan benim enerji taşan ışımlarla ve ışınlarla söküp çağlayan özgürlüklüklere götürmek ve bilinçler ve tüm varoluşlar meydanlarında kopan gezintiler gibi olmalıdır

----

ben olmayı yadsıyışım ve kendi benime öfkem ve nefretime varan kendimi sevmemem ve onamamam; yerinde duran gaflet gibi olan bu adamı sevmemem ve çıkıp onun herşeyi değştirmesini ve kendini değiştirmesini -birden olup beklemem ve hiç durmadan olmasını beklemem
 ve bir değişimde hiç onu yadsımadan değişim istememenin derinliği ve anlamsızlığı çözümü o kadar anlamsız ve derin bir uçurum ki;

---

yadırganmayan  -ikilik duyulmayan -ya da kendinden başka kalamayan bir özel imge oluşunda ve varoluşunda evreninde gibi bir yerde özgür-tutsak tutkuların kendilerini kendilerini -deneyimletmesi gibi bir çözümlemeye ithafen;


yadırganmayan  -ikilik duyulmayan -ya da kendinden başka kalamayan bir özel imge oluşunda ve varoluşunda evreninde gibi bir yerde özgür-tutsak tutkuların kendilerini (dışarı savurarak ve oldurarak kendine kendi kendilerini -kendileri gerçeklerenerek nerdeyse coşkunla ve yağımla kendini ters bana yağması olması gibi) deneyimletmesi ya da durumu çözümlemesi gibi bir ters bakışta;

narsizmin öbeği;
yeniden doğuş;

------
ölme gibi yer


0 yorum:

Yorum Gönder