3 Eylül 2013 Salı

Gerçeklikten kopan gerçeklik parçaları gerçekliğimize çarpmak üzere;

Deli zihin delilikte durulur;
-
korku korkuyla seyrelir;
-
Gerçeklikten kopan gerçeklik parçaları gerçekliğimize çarpmak üzere;
-
Zaten varım, Varsam varım,
-
Derin düşünceler uzayında buz tutmuş düşünce;
-
Keşke sana verebilecek, verebilecek cevaplarım olsa,
Yenmez onlar oysa,
-
O kadar karanlığın ki ışıkta bile görünmem;
-
delilikte yankılanan bir zihin,
ölmüş bi çılgınlık,
-
Belkiyle eğer yan yana yürüdü,
hep aynı oldu;
-
Değerlilik cimrisi ,
Biz değerli şeylerimizi saklıyoruz, gömüyoruz, üzerini örtüyoruz,
Saklıyoruz onları

 -
Deliliğe tapan bir deli oldum sonunda

-
Her ne yaptı isem,
Her ne oldu ise,
Oldum,
-
Çoktum ben,
çokta çoktum;
yokta, yoktum,
-
Daha fazla güç kazanılmaz,
öğrenilir;
daha fazla güç, öğrenilir,
-
Taş gibi görünüyorum;
Sadece bedenimi hareket ettiriyorum,
Bedenini hareket ettiren bi taş,
Hareket eden taş gibiyim, ordan oraya gidip başka bi yerde duruyorum sadece;
ben ne düşünürsem düşüneyim dışarıda hiç bi şey kımıldamıyor,
Sadece kendimi kımıldatabiliyorum ve yerimi değiştirebiliyorum,
bide başka taşlar yiyip duruyorum;
-
Su çukura dolarsa derindir,
Su derin değildir, çukur derindir,
-
Aşk ticareti yapan yoksul yürek,
-
Kaçtığın bir bulanıklık, kaçtığın bi şeyler,
Özgürlük içinde kendinden kaçılan şeyler,
Kendinden kaçarken yakaladın kendini
Kaçık mısın? Kaçak mı?
Yakaladın, yakalandın, tutsak mı?
Özgürsün kendine;
Kendini özgür bıraktı kendin, nedne ve kimden kaçacaksın şimdi
-
Bir deli dikti aklıma tüm kelimeleri;
-
Haz tohumları ektik,
Ekelim, dikelimde çoğalsın,
Kaç para kaç, dinginlik kaç para,
Yoksa ben, satıcımıyım, yetiştirici mi, kullanıcı mı?
-
Sökükleri aklımın, sökük sökük,
Kelimeleri anlamlarından söküyorum,
sökük sökük bölük pörçük aklım,
düşünmüyor,
-
Düşünceden iletişim ördüm,
giydim beğenmedim,
-
Çok kelimeli bir bina bu;
-
Karanlık bulamasın aklımı, anlamasın düşümü diye onun bilmediği dil yaptım,
-
Hiç bir şeyin birbirini yemediği bi dünya,
Biraz önce düşünür gibi yaptım;
-
Aklım bilmediği bi şeyle düşünen acayip bi şey, bilmediği oyuncakla oynayan çocuk gibi;
-
Kelimeler gidiyor ve anlamlara dokunuyor ve diyorlar ki bu daha önce şöyle tanımlanmış,
diyorum ki hayır böyle tanımlayalım,
Düşünüşün kendini şifreliyorum düşünüşle,
diğerlerine benzeşmesin ya da diğerleri anlamasın diye,
Aklımın dizgecine giren akıl, bilinen kelimelerle örülmüş bi anlam bütünü bulmasın,
anlamla örülmüş hiç bi dizge aklımı bulmasın,
Bilinen kelimelerle düşünülmüş hiç bi düşünüş bana yamanmasın,
Karanlıktan saklanıyorum,
oyunumun adı bu,
bilineni unutmak gibi bu,
bırakalımda unutulsun
-
Kırmızı uçak geçerken kanadına takılma,
yeşil uçak yap kendine ve onu kırmızı uçağın içine sakla
bırakta uçtuğunu bilmesinler;
-
İletişmek ve iletişim şöyle düşünülüyor bende bu ara,
Boşlukta ve yoklukta var olarak kendini ifade bir ben olarak varsın, tek ve yalnızsın, kendinden kendine eşit ve kendin kadar kendin olan başka ve diğer bir kendin ya da kendinler üreteceksin (çoğaltacaksın) ve ilk iletişim başlayacak, Onlar kendin kadar kendin ve kendin kadar özgür olacaklar,
Evet bunu düşünüyorum bu ara, Kimileri boşluğa dağılıp kendince bi şeyler yapıyor kimleri bazen birlikte bi şeyler yapıyor ya da diğerlerinin yaptıklarına bakıyor ama kimleride ille de yalnız bi şeyler yapmak istiyor, Herkes herkesi nyaptığını ettiğini görebiliyor ve analyabiliyor ama bi sürü kendin var, işte bu acayip bi şey,
Evet bi süredir böyle düşünüyorum, Bir tane ama çoğul, her biri özgün eşit aynı potansiyelli, kendini bira taneye sığdıramıyor bir tane;





0 yorum:

Yorum Gönder