"Her türlü
varlık, duygu, olay ve durum sizsiniz! Siz her şeysiniz, birliksiniz,
siz sonsuzluk, sevgi ve ışıksınız! İşte Bir’in Yasası budur.
Her şey “bir”dir, o da sevgi/ışık, ışık/sevgi, Sonsuz Yaradan’dır.
İllüzyon,
yani maddi görüntü ışıktan yaratılır ya da daha doğru bir deyişle
ışık/sevgiden yaratılır, bu da çeşitli yoğunluk derecelerine sahiptir.
Yaşanan her
an sevgi taşır, bu illüzyonun ya da bu yoğunluk katının dersi ve hedefi
budur. Sevgiyi bilinçli olarak farkındalık içinde görebilmek ve
sapmaları idrak etmek önemlidir, bu çaba işin temelini oluşturur." RA Bilgileri
Bu
yazı birlik ve bütünlük bilinci ( varolan her şeyin tek, bir, bütün ve
aynı olduğu) gözönüne alınarak, düşünüş ve soru cevaplarla kaleme
alınmıştır. Bir ölçüde keşfedilmiştir.
Sevginin
Üzerine kitaplar yazıldı. Sevginin üzerine çok şey söylendi ve
söylenmeye devam ediyor. Ben de çok isterdim bir kaç kelime yazayım ve
öyle yazayım ki sevginin anlamını onu okuyup hep birlikte anlayalım ve
duyalım. Bir makine olsun ve bir hal yüklesin bize ve işte gerçek sevgi
bu desin. Bazen doygun hissettiren ve dingin bir vecd hali duyumsuyoruz
ve işte sevgi bu olmalı diyoruz. Herkes için başkamı sevgi. Sevgiyi
anlatabilmek için yazabileceğim tek şey yine. SEVGİ. Dilin söylerken,
zihnin canlandırırken ve imgelerken duyumsadıklarından ve dingince durup
dinlediklerinden fazlası mı sevgi? Sevgi neden var ve nasıl ve neden
oldu. Zeka neden duygulara ihtiyaç duydu. Duyumsatmak istediği neydi.
Kendine neyi duyumsatıyordu. Kendinin özdeğerinin bilinciydi belki bu
anlamda sevgi. Kendinin özdeğerinin bilincinde ve farkında olmanın
tadıydı belki sevgi. Ama özdeğerini kendin değerlemişsen sıfır değil mi
değerin aslında. Sevgi nereden yayılıyor. Sevgi yaratıcının bütünlük
içinde kendi farkına vardığı andan mı yayılıyor. Arayışa devam edersen
yükselerek ve artarak devam edecek bir halimi çağrıştırıyor sevgi.
Bütünlüğe çağrı mı sevgi. Bütünlük arayışının ve bütünlüğün var oluşunun
ön bilişi mi sevgi. Neden ve nasıl oluyor, oluşuyor ve titreşiyor.
Kendini kendine çekimindi belki bu noktada sevgi. Kendin tarafından
çekildiğinin duyumsanmasıydı belki de sevgi. Ve kendini bırakırsan bu
çekilişle birlikte büyük ikramiyeyi kazananın sen olacağının ve kendi
bütünlüğüne dönebileceğinin bilgisiydi. Belki çekimine direniyor ve bir
şeylere tutunuyorduk. Ayrılığın bilinci ve bir ölçüde çekimimiydi sevgi.
Bu durumda koşulsuzca tüm varlığın bunu duyumsaması gerekmez miydi?
Bize sevgiyi anlamayan varlıklar olduğu söyleniyor. Bu durumda sevgi
anlanabilen kavranabilen, bilinçle, özle duyumsanabilen bir şey olmalı
değil mi? Sevgiyi anlamak neydi neyi anlamıyorduk. Sevgi anlanmaz
duyulur ve duyumsanır hissedilir bir şey miydi? Koşulsuz ve doğal olarak
kendinden çaba göstermeksizin neydi ve nasıldı. Neyin bilgisi ve
farkındalığı bunu sağlayabilirdi.
Sevgi
bir dualite deneyimi ve duygusu olarak tanımlanmıyor. Merkez bilinçte
ve tüm yoğunluklarda mevcut. Ayrıca gerçek sevgiyi tanımadığımızda
söyleniyor. Ama yine de devam etmek istiyorum. Sevgi neden ve nasıl
oluşmuş olabilir. Oluşmamışsa neden bu duyumsama var. Özde sevgi
dediğimiz bir duygu ve titreşim var ve bu onun bir yük değil, özel
tasarlanmış bir şeyde değil.
Sevgi
bir duygu bir hal değilde oluş farkındalığı ve bilinci miydi? Bize
aslında gerçek sevgi olmadığı söylenen bu titreşimimiz gerçek değilse
neden dillendirilip duruluyordu. Neden onu aramamızın altı çiziliyordu.
Yaşanan her an sevgi taşır. O halde sevgi sonsuz ve başlangıçsız ve sadece var. Ama nasıl.
Yaşanan
dualiteden ve tüm deneyimlerden önemli olan budur kanımca. Bunu daha
fazla özümseyebilmek. Ve bunu daha fazla özümseyebilmek için dış dünyada
olan biten her şeyi bir ayna olarak kullanmak. Eğer değişiyorsak, ki
değişimin farkındayız, değişeceğiz. Eğer yoğunluklar değişecekse
değişecekse değişecek. Olanlar olacak. Her ne oluyorsa o oluyor. Hep
birlikte öğreniyor muyuz? Bir olmayı öğreniyor muyuz. Bir olduğumuzu ya
da bir olursak neler yapabileceğimizide...
Bilinmeyen Kurgu Hikaye
Geleceğin
bilimi deney yapıyor. Bir sanal zeka tasarladı ya da zekayı buldu ve
onu anlamak istiyor. anlayamıyor. Sonra başka bir tane buldu ya da
tasarladı ve yanına koydu. Diğerinin aynısı. Duruyorlar öylece. Akıllı
bir deli dedi ki onlara onları kendinden çoğaltın ve diğerlerinin
kendileri olduğunun farkında olmasınlar ve gözlemleyin. Kopyalamayı
denediler ama başarısız oldular. Akıllı bir deliye sordular. Dedi ki
akıllı bir deli onu bir prizmayla yansıtın ve kendi hologramını
gözlemleyişini gözlemleyin.
2 yorum:
Bişeyleri çözmüşsün . Ama 2 seçenek var çözdükten sonra 1. bilerek yaşamak köşene çekilerek
2. hep bişeyler yapabileceğine inanmak sonsuz inanç .
2 aynayı paralel koy ne görürsün sonsuzluğu yani sonsuzluğun yansımasıdır sadece, bi ayna al karşısına geç ve bak işte o zaman görürsün sonsuzluğu.
Eski karalamalar,
Bende bakıyordum, yorumunuzu gördüm;
Çözmek değil, çözmek demeyelim, arıyorduk, aryıştaydık, halada öyle, Buradaki ifadesi yeni daha genç bir arayış, bundan sonrada çok şey düşündük yazdık ifade ettik ama bakıyoruz ki gelişim ve öğrenme bitmiyor ve çözmek çözmeke bağlı, neyi nasıl çözelim ki, çözmeyi çözen çömezleriz gibi, Sadece kendimizi ifade etmeyi denedik, Ama şu var ve gerçek bunu yazan benden çok daha yüksek ve karmaşık bugün kü benin duyumsaması çözümü algısı ve görüsü, değişiyoruz, gelişiyoruz, İşte bunu görüyorum yazdıklarıma bakarken,Buralarda benim için varlık birliği ve tekliği-özdeşliği-bütünlüğü-bölünemezliği kavramı/kavramları daha yeni idi, Anlamayı deniyordum, Hala da deniyorum,
Ama şu var başlıkta varlık birliğ idesemde aslında sevgi neydi ne olabilirdiyi sormuş ve düşünmüşüm daha çok, Bugünde bilmiyorum, Umarım birlikte arayalım;
Yorum Gönder