"ve tüm öfkelerim, arzularım
meydanlanıp (göğe) gerçeklenip, imge olup; beni de içine çekecek - katacak ve
anlamlarını (ve doyurum ve doyurumsuzluklarını beni adam edene kadar)
bana ve bilişime gülücükler , oyunlar ve saldırılar gibi çarparak (ve benimle alay geçen oyunlar
oynayarak) kendilerini olarak beni kendime getirecekler gibi ….
..."
yadırgadığım her şey ve yapamadığım olamadığım her şey; boşluktan üzerime yağıp beni yağmalayacak ,çullayacak ve dalga geçişlerle kendini olacak gibi...
---
ben olmayı yadsıyışım ve kendi benime öfkem ve nefretime varan
kendimi sevmemem ve onamamam; yerinde duran gaflet gibi olan bu adamı sevmemem
ve çıkıp onun herşeyi değiştirmesini ve kendini değiştirmesini -birden olup
beklemem ve hiç durmadan olmasını beklemem ve bir değişimde hiç onu
yadsımadan değişim istememenin derinliği ve anlamsızlığı ve çözümsüzlüğü o
kadar anlamsız ve derin bir uçurum ki;
-kendi- suratıma çarpan tokat gibi
–oluşum;
ben olmak istemeyişim o kadar
derin ki
olmak bir çalkantı ve sallantı)
tüm bu tantananın da ne yöne gitmesini bilmediğim de
bireysel yaşamımı neye kılabilirdim ki!
varı yoku ellerimle biçimlesem ya
da dönüştürsem neye biçimlerim?/dönüştürürdüm?
dışarda bir anlam, cevap var beni çağıran gibi ama olmayan/henüz
yapılmamış
durmak, anlamak, yapmak arası
çelişkiler de çekim ve gidim gelim selleri
benden daha büyüğün /birlikteliğin
imi ve diğer oluşların ve işlerin imi-ya da bekleyişimin imi -sarıyor
beni o anda kuşatıyor;
çoklaşmış çocuklar gibi günsüz insanların/durumlarının beni
sarması
hiç yadırgamayan bir insan-biliş
topluluğunun, “ooo sen mi geldin” demesi ya da hiç aldırmaması gibi bir yerde dinlenme
ve durarak ve bekleyerek sadece varolma gibi histen sonra
tüm varoluşu bırakmak gibi bu
esaret aklımı kurcalıyor
bir coşkunlukla solgunluk arası bir yere ya da her ikisi bi
aradaki yerde dirençle bekleme eğilimi
(yıkılgan ve yıkılgan olmayan ben
ikisi bir arada tutunuyor ve çekiyor birbirini)
tüm bu -kendini yaşayanı ve olanı ;kendi adına bağımlamam ve
çözümlemem o kadar derin ki; bir şey olmanın merkezi olmaktan öte beni alıp
kucaklayacak bi şeyin olması ve durumun kuşatganlığının temizliği ve saflığı
gibi oluşun açılımı gibi bekleyişler
beni varedecek yada oyuna çağrıcak; yeni bir varoluş çocuğu /oyunu
ya da “bak bu var gördün mü” de ki yenilenmenin
olumu,
varoluş gücünde ve büyüklüğünde, belki adam kılığında belki değil
ne kılığındaysa o kılığında, beşbin çocuk gelip beni hani ne duruyorsun diyecek
gibi ..
durumlar ya da bu çocuklar farketmez; etrafta kıyamet
kopuyor-çemberimde sanki;
dışarıdaki boşluktaki imgeler tüm sesleriyle
beni dövecek ve içimden geçecek gibi;
beni savurup yerlere vuracaklar gibi
"ve tüm öfkelerim, arzularım meydanlanıp (göğe) gerçeklenip,
imge olup; beni de içine çekecek - katacak ve anlamlarını (ve doyurum ve
doyurumsuzluklarını beni adam edene kadar) bana ve bilişime gülücükler ve
oyunlar ve saldırılar (yani bana çala çala) ve hatta alaylar gibi çarparak
(ve benimle alay geçen oyunlar oynayarak) beni kendime getirecekler gibi
ya da (bir benzeri-) kendime
geleceğim yere bakıyorum..."
boşluklara çarpıp dağılıp imgeler olup -beni boşluğa ve imgeye katıp benle -h-alay edecekler ve ben buna artık bi yerden sonra içim geçip -kendime gelip- güleceğim yeri -orası -çılgınlığı
imgelerim bana tokatlar vuracaklar ve çözümlemelerini
vuracaklar-alaylarını vuracaklar alaylarını
beni döve döve adam edecekler gibi;
işte o zaman /yeni gülmeye/ (gülme olmayana başlayacağım gibi
yadırgadığım her şey ve yapamadığım olamadığım her şeye boşluktan
üzerime yağıp beni yağmalayacak çullayacak ve dalga geçişlerle kendini olacak
gibi
varoluşu-m-uz; bunu çözümlemem o kadar derin ki defalarca düşündüm
kendimi bu anılarımla ya da (var ya da yok söksem ve bir oraya ya
da buraya götürsem taşısam ve taşsam anlamını sökemiyorum- doyumunu
alamıyorum/vuramıyorum. Doyganlık bir temas, açlığı içimde… Tam bir doyum….)
geçmişimle ve varolanımla yüzleşili/barışılı, onu unutarak ve
soyutlayarak çıkaramıyorum ve dönüştüremiyorum
yok edemiyorum-var edemiyorum-
bu tutuncalı tutunca beni sarıyor
ve aklımı kuşatan bu im doğuyor-bekle ve diren
direngen ol; diren diren diren;
bu herşeyi yarıda bırakma kaçma ya da yokolma olmama çekimleri
gibi duran şeyler ve atmosferler beni şeye savunamıyor ve savunamıyor-olmuyor
ve bana yetmiyor
bana bize yetmiyor bu varoluş-um-uz
sığınamıyorum sığamıyorum/sığamıyorum artan (yalnızlıktan) ve
azalan şeylerden umulan medet
bana taşmıyor
bir zafer istiyorum-adı zafer olmayan -kimseyi yenmemiş
zaferin en bilinmedik sonuca-na
bekletmiş olumunu
bir patlama istiyorum göğsümde -diğer hiç bir şeyi patlatmamış/kırmamış
dökmemiş
değişim sancısının/değişim
isteminin onurduğu ya da kırıp dökmesinin edası bir bağımlılığa ve bağıma gebe
olmayan özgür bir olma/dönüşüm
yarattıklarımdan yaratcaklarımdan/kendimden
olumumdan/olaganlığımdan da ürküyorum ve korkuyorum
bir şeyin bağımı olmamam; bu alıp verme ve velvele beni götürüyor
yaratamam kullayamam
obejktif tam objektif bir yaratımın yaratısı nedir-üretisi nedir
bu sonuçlarla yüzleşmek ve görmek bilmek çılgınlığı , aşıgan çılgınlıklar,
artma çığlıkları ve bilinç sesleri --uzayları
hiç bir kavrama bağıl bağlı kalamam -ben olurum-ne istersem
hiç bir şey beni sınırlayamaz
tüm sınırlardaki ve sınırsızlıklardaki herşey öğretir bana --oldurur
taşlara ya da başlara dönüşen yanım buğuruyor
ben hiç bir şeyin yaratıcı üreticisi uzayı, uzağı ve bağımı olamam
/olmak istemiyorum
bir seçimin tanırı
bom boş bir anlam ve anlamsızlık ve var ve yok
(var ama yok) gibi bir şeye; uykuya dönüşmüş gibi olduğumda; olmak
istediğimde beni uyandıran ses güç ve kudret ya da durum daha büyük bir zafer
ya da umulmayacak umulmadık büyüklüğünde bir sarma kuşatma biliş ve oluş
olmalıdır
biliş kopuş çığlık ve çığkım çağlısı olmalıdır
benden büyük işler yaratan
bütün varoluşun kopması gibi bilinmez bi enginlikte olmalıdır
burdan benim enerji taşan ışımlarla ve ışınlarla söküp çağlayan özgürlüklüklere
götürmek ve bilinçler ve tüm varoluşlar meydanlarında kopan gezintiler gibi
olmalıdır
----
ben olmayı yadsıyışım ve kendi benime öfkem ve nefretime varan
kendimi sevmemem ve onamamam; yerinde duran gaflet gibi olan bu adamı sevmemem
ve çıkıp onun herşeyi değştirmesini ve kendini değiştirmesini -birden olup
beklemem ve hiç durmadan olmasını beklemem
ve bir değişimde hiç onu yadsımadan değişim istememenin
derinliği ve anlamsızlığı çözümü o kadar anlamsız ve derin bir uçurum ki;
---
yadırganmayan -ikilik duyulmayan -ya da kendinden başka
kalamayan bir özel imge oluşunda ve varoluşunda evreninde gibi bir yerde
özgür-tutsak tutkuların kendilerini kendilerini -deneyimletmesi gibi bir
çözümlemeye ithafen;
yadırganmayan -ikilik duyulmayan -ya da kendinden başka
kalamayan bir özel imge oluşunda ve varoluşunda evreninde gibi bir yerde
özgür-tutsak tutkuların kendilerini (dışarı savurarak ve oldurarak kendine
kendi kendilerini -kendileri gerçeklerenerek nerdeyse coşkunla ve yağımla
kendini ters bana yağması olması gibi) deneyimletmesi ya da durumu çözümlemesi
gibi bir ters bakışta;
narsizmin öbeği;
yeniden doğuş;
------
ölme gibi yer
0 yorum:
Yorum Gönder