'olma yolunda'
--
“Sana ahlak vaazı verecek değilim. Yalnız, benim gibi eş dost arasında
akıllı geçinen bir insanın nasıl olup da bu kadar manasız ve bomboş bir
gençlik geçirdiğine herkesten evvel kendimin hayret ettiğimi
söyleyeceğim… Evvela bunun farkında değildim. Kendilerini derecesiz bir
zeka ve kabiliyete sahip sayan arkadaşların arasında, mukaddes ve mağrur
bir aptallığa sırtımı vererek yaşıyor ve sırf bununla mühim bir şey
yaptığımı sanıyordum. Ne gayem, ne düşüncem vardı. Zekam bütün
kuvvetini, içinde bulunduğu ana sarf ediyordu. Yerinde bir cevap, keskin
bir nükte bütün hakikatlere bedeldi. Böyle günü birlik bir fikir
hayatının tabii bir neticesi olarak tezatlara, manasızlıklara, hatta
edepsizliklere düşüyordum. İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim,
fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz
ve fiillerimin daimi mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum;
müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor
ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine
uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum.
Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun,
salaklığımızın bir uydurması… içimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan
bir kaçamak yolu… İçimizde şeytan yok… İçimizde aciz var… Tembellik var…
İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey:
hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var… Hiçbir şey üzerinde düşünmeye
hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle kullanmaya
lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz biçare irademizle hayatta
dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildiğimiz zaman
kabahati meçhul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde
arıyoruz.”
―
Sabahattin Ali,
İçimizdeki Şeytan
https://www.goodreads.com/work/quotes/7350126-imizdeki-eytan
17 Ekim 2015 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder