kelimelerin ipini serbest bırakmak için boş çağrıltı yazımları, düşeyazımlar
doğaçlama düşeyimler/düşeğimler
anlamsıztı yazımları ve anlamlı yazmaya çalışmamak yazımları
kelimeler
anlamlar
bağını koparmış anlamlar
bulmak için kelimeleri aradım zihnimde
hangi anlamı hangi kelimeye yapıştırmalıydım
ve kelimelerle matematik yaparken
ve anlamları kurgularken
dans eden bir şekil verme ne demekti?
şiir ritmik bir düşünce sesi mi?
yoksa yalnızlık bir börtü böcek mi?
yalnızlık derken aklımda ne oluyor?
neden o kelimeyi seçiyorum?
boş gece ıssız
yalnızlık şarkı
hiç caz hızında ve ritminde yazdın mı?
hiç bir şarkıyı dinlediğinde onun içtenliğini alıp kopyaladın mı? (*1)
sokaklarda koştum diye başlayabilirsin ve aynı an da koşarken düşün
o sokak boş ve hayali her istediğini yapabilir ve söyleyebilirsin
hayali bir insanın suratına bağırırken birden özgürlük
-imge- doğum-
şiirel senfoni, şiir doğurtma ve dölleyiş;
şiir nefesleri derin boş sesleri
boşluk sesini dinlemek
imge ve renk şarkısı
boş kalan duvarıma armağanlar
şarkıltı
geçişsel ezgi
'kendini kendileyiş ustası'
'bölümlemelerin bölümlemeleri üzerine düşünültü'
'kenarları kırılmış kelimeler düşünmek'
'yeni şarkılar düşünmek'
'zihin de çalmamı şarkının zihnin de çalması'
'duyulmamış şarkıyı duymalıyım'
üretmesel üretmesellik
'bölünmemiş bölümsüzlük'
Eskilerden bir örnek /alımtı (*1) -kendime hatırlat
"cazca"
post beş-e bir cover
"kendimden bıktım"
üstümden dökülen yalnızlık
her yere attığım ve bıraktığım kendim parçaları
oralarda buralarda unuttuğum parçalarım
gençken umutluydum
ve hissederdim
yaşlandıkça uyuzlaşıyor muyum ne?
hayallere dağıtılmış olamamalar ve yapamamalar
hayaller sislerdir
olamayıp ta kaçırdıklarım,
yapamayıp ta ertelediklerim
beni takip ediyorlar
beni boğup ele geçiriyorlar
yaşamımı çalıyorlar
hayaller beni takip ediyorlar
hayaller beni bezdiriyorlar
istemeler, olamamalar ve yapamamalar
isteklerimin canına okumalıydım
onlar benim canıma okudular
kendimden bıktım
kendimden bıktım
kendimden usandım
kendimi atasım geliyor
bedenim diye tuttuğum şey
ona bakıp
bu ben diye bakıp onadığım;
onu değiştiresim tutuyor
ve bunun kendi olmayası tutuyor
şiirin cazı varsa
o ben olmalıyım şimdi
ona bakıyorum
bu bene bakıyorum
hayattan bezmiş
kendini bezginliğe ve vazgeçmeye asmış ve de terketmiş
ve içi de pekçe geçmiş
darmadağın
darmadağın herşeyi
bu olumu onaylamıyor
bu varlık durumunu ve kendini sevmiyormuş-beğenmiyormuş
ben kendim dediğimde bir ağacı gösterir gibi olmalıydım
sanki tanrılara karşı kendimden utanıyorum
tanrılara meydan okumalıydık
bu utançlar beni gizleyen
diğer şeylere ve öteki benlere sosyal olarak yetemiyorum
sanki bir boşlukta kendim diye bir şeyi
şu anki ben ,o kendi yokken, tuttu da kendi yaptı
sanki kendimi ben yaptım
ben dediğim o şeyi saklamam
sonra söz ve düşüncelerle onu yüceltmem
?
bir domuz kılığında olsam oraya buraya toslamamı kisme umursamazdı
bugünkü duyumsamam hayatım için oldukça yeni
bu ilk ve yeni duruyordu
bunu hayretler içinde izledim
aslında böyle bir şey ummuyordum
kendimden
kendimi çekip çeviremem
varoluşumdan/kendimden çekiniyorum/utanıyorum
ben denilen şeyi boşluklarla değiştirmeli
bu ben denilen yanlış ve ödünç bir ayakkabıya sahip olmak gibi bir şey
ya da bu yaşlı ben denilen çoraplarının delik olması gibi;
kendimden bıktım
kendimden bıktım
kendimden usandım
kendimi çarmıha gerdim
kendi çarmıhıma
kendimi astım
kendimi öldürdüm
çöp kutusu gibi adamdım
hayat boktandı
herşey değişmeliydi
ben değişmeliydim
-yeniden düzenlemeye mannish boy muddy waters eşlik ediyor
----------------------
..
bu şarkının sözlerini okuduğumda ve sonra içimden aynı ritmi tuttuğumda ve tıpkı bir Rap-çi gibi anlıksal hızlı üretimsel söz denediğimde bunları yazmışım/oluşturmuşum
"kendimden bıktım"
üstümden dökülen yalnızlık
her yere attığım ve bıraktığım kendim parçaları
oralarda buralarda unuttuğum parçalarım
gençken umutluydum
ve hissederdim
yaşlandıkça uyuzlaşıyor muyum ne?
hayallere dağıtılmış olamamalar ve yapamamalar
hayaller sislerdir
olamayıp ta kaçırdıklarım,
yapamayıp ta ertelediklerim
beni takip ediyorlar
beni boğup ele geçiriyorlar
yaşamımı çalıyorlar
hayaller beni takip ediyorlar
hayaller beni bezdiriyorlar
istemeler, olamamalar ve yapamamalar
isteklerimin canına okumalıydım
onlar benim canıma okudular
kendimden bıktım
kendimden bıktım
kendimden usandım
kendimi atasım geliyor
bedenim diye tuttuğum şey
ona bakıp
bu ben diye bakıp onadığım;
onu değiştiresim tutuyor
ve bunun kendi olmayası tutuyor
şiirin cazı varsa
o ben olmalıyım şimdi
ona bakıyorum
bu bene bakıyorum
hayattan bezmiş
kendini bezginliğe ve vazgeçmeye asmış ve de terketmiş
ve içi de pekçe geçmiş
darmadağın
darmadağın herşeyi
bu olumu onaylamıyor
bu varlık durumunu ve kendini sevmiyormuş-beğenmiyormuş
ben kendim dediğimde bir ağacı gösterir gibi olmalıydım
sanki tanrılara karşı kendimden utanıyorum
tanrılara meydan okumalıydık
bu utançlar beni gizleyen
diğer şeylere ve öteki benlere sosyal olarak yetemiyorum
sanki bir boşlukta kendim diye bir şeyi
şu anki ben ,o kendi yokken, tuttu da kendi yaptı
sanki kendimi ben yaptım
ben dediğim o şeyi saklamam
sonra söz ve düşüncelerle onu yüceltmem
?
bir domuz kılığında olsam oraya buraya toslamamı kisme umursamazdı
bugünkü duyumsamam hayatım için oldukça yeni
bu ilk ve yeni duruyordu
bunu hayretler içinde izledim
aslında böyle bir şey ummuyordum
kendimden
kendimi çekip çeviremem
varoluşumdan/kendimden çekiniyorum/utanıyorum
ben denilen şeyi boşluklarla değiştirmeli
bu ben denilen yanlış ve ödünç bir ayakkabıya sahip olmak gibi bir şey
ya da bu yaşlı ben denilen çoraplarının delik olması gibi;
kendimden bıktım
kendimden bıktım
kendimden usandım
kendimi çarmıha gerdim
kendi çarmıhıma
kendimi astım
kendimi öldürdüm
çöp kutusu gibi adamdım
hayat boktandı
herşey değişmeliydi
ben değişmeliydim
-yeniden düzenlemeye mannish boy muddy waters eşlik ediyor
----------------------
..
bu şarkının sözlerini okuduğumda ve sonra içimden aynı ritmi tuttuğumda ve tıpkı bir Rap-çi gibi anlıksal hızlı üretimsel söz denediğimde bunları yazmışım/oluşturmuşum
"ortadoğu jazz"
anlık-sal; şimdisel, doğaçlama ve hızlı özgün caz denemesi, caz-atma denemesi
eşlik eden ritim-sel caz'la düşünülmüştür..
-digit, gezi, altmışsekizler ve diğer şeyler anısına-
cibran-a ek..
"ortadoğu jazz"
-variation's- -dolaşmalar -gezintiler -tınılar
-ilk bahar
bir zamanlar üşüyordum
bir zamanlar yap-yalnızdım
bir zamanlar da kayıptım
çok acı çekiyordum
o kadar acı çekiyordum ki
ben bu kadar acıyı ne yapacaktım
bilmiyordum
sokaklar bomboştu
insanlar vardı ama benim için boştu
hiçbiriyle konuşamazdım
konuşulmasını istemezler
ne anlatacağını umursamazlar
yüzlerine bakamazdım
hepsi işindeydi gücündeydi
hepsinin kendi dertleri vardı
onlardan olmalısın
seni sevmeleri için onlardan olmalısın
konuşmak için tanışmalısın
insanlar tantanalıdır
dünyada yapa-yalnızdım
bu yalnızlık boğucuydu
beni sinir ediyordu
ne yapacağımı da bilmiyordum
tek başıma içime sıkışmıştım
kendimin içinde yalnızdım
kendimin içine sıkışmıştım
içim dapdaracıktı
kendimin içinde daracık bir yerde yaşıyordum ve yalnızdım
kendimin içine iki kişi sığdıramam
kendimin içi yapyalnız
içim boş gibi
içimdeki benle ilgilenmiyor
kendine bakmıyor
kendine bakmayı bilmiyor
içimde tek ben varım
bu ne üzücü
cap-cansız sıp-sıkıcı biri
onunla vakit geçiremiyordum
başkalarını arıyordum
kafamda sorunlarım vardı
bom-bok sorunlar
kafamda çok fazla sorun vardı
kimseye anlatılamaz sorunlar
hep beni boğuyorlar
beni ele geçiriyorlar
ve benim vaktimi harcıyorlar -çalıyorlar
yaşam tantanası kaçıyor
yarın işe gitmeliyim
bundan nefret ediyorum
kalkmak istemiyorum
bir daha yatmak istemiyordum
işe gitmek için bir daha hayata kalkmak istemiyordum
şarkılar çalmalıydı
dışarda müzik olmalıydı
sokak canlı olmalıydı
insanlar ruhsuzlar
ve insanlar üzücüler
fazlasıyla can sıkıcılar
beni hayattan bezdiriyorlar
canımı ve hevesimi kaçırıyorlar
beni anlamıyorlar
işe gitmek tantanasından bıktım
ne için çalışıyoruz
kimler için
bu boktan hayatı her gün yeniden kurmak için mi?
bu salak ve ebleh toplum yumağı için mi
olmak bile istemiyordum
işin ben ..gelmişini bir de geçmişini
bu ne biçim yaşam diyordum
bu ne halttan bir yaşam
bununla nasıl baş-edilir
nasıl olunur
bunu sevmiyorum
bunu istemiyordum
ve bu olup bitenleri evet sevmiyordum
onaylamıyordum
kendimi parçaladım
içime bölünüp azalıp durdum
kendimi azalttım
kendimi kovdum
kendimle kapıştım
kendimle o kadar kavga ettim ve çatıştım ki
kimse bilmez
ben biliyorum
sorunlarım beni boğuyordu
sorunlarımı kimseye söyleyemiyordum
sorunlarımı çözemiyordum
istesem de içimden atamıyordum
istesem de onların üstesinden gelemiyordum
yalnızlığa iki kişi sığmıyordu
kalbime bıçaklar saplanıyordu
öfkeden kuduruyordum
beni üzenlerin canına okumak istiyordum
hepsini parçalamak istiyordum
öfkeden üzerlerine yürümek istiyordum
onlardan -sizlerden intikam almak istiyordum
size tuhaf şarkılar ve yeni bilimler ezberletmek istiyordum
sokakta cazz yapmak istiyordum
beşinci senfoniyi çocuklarla birlikte söyleyecektik
ve bilgimizin ışıkları karanlıkta yol alacaktı
ve bu ışıklar ve bu yollar bizi mutluluğun kucağına götürecekti
Ellerinde ışık parçaları olan adamların yoluna
sokak hoparlörlerinden beş vakit çocuk gülüşleri yayınlatacaktık
her gün kulağıma çalan şeyden nefret ediyorum
ve bunu size söyleyemiyoruz
çünkü kızma biçimleriniz var
çünkü bizi anlamama biçimleriniz var
bu yerde saklanamam
gerçeği parçalamanın bir yolunu bulacağım
gerçeği açmanın bir yolunu bulacağım
hayallerimi yıktınız
hepinizden yeniden nefret ediyordum
beni umursamadınız
beni sevmediniz
buna değer vermediniz
bana değer vermediniz
beni dinlemediniz
beni umursamadınız
ben buradaydım
insanlardan ve sahte boktan hayatlarından evet nefret ediyordum
gerçeklerinin canına okumak istiyordum
gerçekleri kafalarına paramparça etmek
ellerinde ki sahte yaşamı alıp kaçmak
yerine çocuk gülüşü koymak
akıllarına girip akıllarındakini çalmak istiyordum
belki yerine boşluk koyarsam ve kafalarının içini boş bırakırsam düzelirler
oraya yeni bir şey doldururlar
oraya-oralara boktan şeyler yığmışlar
onlarda beş para etmez
bağırmak ve haykırmak istiyordum
sokaklarımda isteyeceğim gibi şarkı söylemek
ve buna kimsenin aldırış etmemesi, karışmaması
yaşlı teyzelerin gülmesi
ve selam vermesini bekliyordum
işte bura benim kentim
benim kentim dediğim yer benimdir
ve ben kentimi alırım
ve ben kentimi kendim kurarım
kentimi sizlerden geri almalıydım
onurumu da
burası benim de varlık-yüzüm
siz boktan yaratıklar
kıçınızı kımıldatın
sizi sevmiyorum
buna değer vermiyorsunuz
bir şeyleri değiştirmeye ve kımıldatmaya
önem vermiyorsunuz
hep aynı boktan pisliği ve tantanayı her gün yeniden aynısı yeniden yaşıyorsunuz
bunu nasıl yapıyorsunuz
hayatlarınız kurulmuş
hayatlarınız ezberlenmiş
yaşamalarınız bozuk
ve bok gibi
ve içine etmişsiniz zaten her-şey'in
bunu nasıl başarıyorsunuz
insanları sevmiyordum
gerçeklerini ve yaşamlarını başlarına yıkmak ve canların okumak istiyordum
sizden nefret ediyorum
duygusuzsunuz
dinlemiyorsunuz
herşey'iniz sahte
açık olanlar saklanıyor ve gizleniyor
beni umursamıyorsunuz
sokaklarınızda bok gibi yalnızlık dolu
dışarısı bok gibi hiç bir şeyi düzeltemiyorsuunz
yaşamıyorsunuz ulan yaşamıyorsunuz
pislik gibi yaşıyorsunuz
birbirinize değer vermiyorsunuz
kelimeleriniz bok gibi yapmacık
durumlarınız da öyle
suratlarınıza haykıracağım
kalplerinize
kalplerini tutuşturacağım
içinize gireceğim
içinize sızacağım
kapınızı çalacağım
size tek tek vuracağım
kalplerinizi bulacağım
nerede olduğunuzu ve kalbinizin ve düşüncelerinizin nerede olduğunu bir yolunu bulup bulacağım
onlara ve size ulaşacağım ve canınızı yakacağım
canınıza okuyacağım
çocuklarınızı özgürlükle kandıracağım
onlara gelecekçilik öğreteceğim
onlara yeni müzik öğreteceğim
onlara yeni şarkı söyleteceğim
onlara özgür matematik
yeni bilimler kuracağız
ve yeni şarkılar öğreneceğiz
size hiç benzemeyecekler
kuramlar kuracağız
ve üşenmeden yazacağız
hepinizin canına okuyana kadar bildiğiniz ve olduğunuz herşey.2e ve tüm değerlere küfredeceğiz
tanrılarınızı ve yalanlarınızı başınıza yıkana kadar durmayacağız
özgürlük-yüzü' nden düş-yüzü'ne...
işte benim çağım geliyor işte haykıracağım
hadi bana yalanlarını getir hadi
bak onların nasıl canına okuyorum
çocukça-yım ulan çocukça-yım
ve korkmuyorum tantananızdan
bok gibisiniz
yalancısınız
ve iki yüzlü düzenbazlara benziyorsunuz
birbirinizden ve benden saklanıyorsunuz
herşeyi alıp satıyorsunuz
sizden korkmuyorum
çünkü yalancısınız
döneceğim
daha çok yazacağım
çünkü daha çok aylancısınız
ve beni kandıramazsınız
gidin kendiniz kandırın
yalanlarınızın ve sizin
canınıza okuyacağız bekleyin
--
mutsuzluk yüzünü hep-beraber terketmek için
gelecek-yüzü kentinde mutluluk arayışına
digit-in şarkısı ve digit-in gelişi öncesi...
yeni şiir ve yeni -özgür- dil arayışı
özgür ifade arayışı
özgün formasyon dolaşması
yeni nesin başlangıçları ve aramaları
duygusal ifadeler canlandırması
oryantalik oryantalist kapalı dil ve anlam arayışının -içsel saklanmanın kırılması istenci
anlamın çıplaktılaştırması ve yalınlaştırılması
anlamın ve anlatımın çırçıplak olması istencine
çıplak ruhlar ve bedenlere
geleceklere
özgür geleceklere
eşlik eden ritim-sel caz'la düşünülmüştür..
-digit, gezi, altmışsekizler ve diğer şeyler anısına-
cibran-a ek..
"ortadoğu jazz"
-variation's- -dolaşmalar -gezintiler -tınılar
-ilk bahar
bir zamanlar üşüyordum
bir zamanlar yap-yalnızdım
bir zamanlar da kayıptım
çok acı çekiyordum
o kadar acı çekiyordum ki
ben bu kadar acıyı ne yapacaktım
bilmiyordum
sokaklar bomboştu
insanlar vardı ama benim için boştu
hiçbiriyle konuşamazdım
konuşulmasını istemezler
ne anlatacağını umursamazlar
yüzlerine bakamazdım
hepsi işindeydi gücündeydi
hepsinin kendi dertleri vardı
onlardan olmalısın
seni sevmeleri için onlardan olmalısın
konuşmak için tanışmalısın
insanlar tantanalıdır
dünyada yapa-yalnızdım
bu yalnızlık boğucuydu
beni sinir ediyordu
ne yapacağımı da bilmiyordum
tek başıma içime sıkışmıştım
kendimin içinde yalnızdım
kendimin içine sıkışmıştım
içim dapdaracıktı
kendimin içinde daracık bir yerde yaşıyordum ve yalnızdım
kendimin içine iki kişi sığdıramam
kendimin içi yapyalnız
içim boş gibi
içimdeki benle ilgilenmiyor
kendine bakmıyor
kendine bakmayı bilmiyor
içimde tek ben varım
bu ne üzücü
cap-cansız sıp-sıkıcı biri
onunla vakit geçiremiyordum
başkalarını arıyordum
kafamda sorunlarım vardı
bom-bok sorunlar
kafamda çok fazla sorun vardı
kimseye anlatılamaz sorunlar
hep beni boğuyorlar
beni ele geçiriyorlar
ve benim vaktimi harcıyorlar -çalıyorlar
yaşam tantanası kaçıyor
yarın işe gitmeliyim
bundan nefret ediyorum
kalkmak istemiyorum
bir daha yatmak istemiyordum
işe gitmek için bir daha hayata kalkmak istemiyordum
şarkılar çalmalıydı
dışarda müzik olmalıydı
sokak canlı olmalıydı
insanlar ruhsuzlar
ve insanlar üzücüler
fazlasıyla can sıkıcılar
beni hayattan bezdiriyorlar
canımı ve hevesimi kaçırıyorlar
beni anlamıyorlar
işe gitmek tantanasından bıktım
ne için çalışıyoruz
kimler için
bu boktan hayatı her gün yeniden kurmak için mi?
bu salak ve ebleh toplum yumağı için mi
olmak bile istemiyordum
işin ben ..gelmişini bir de geçmişini
bu ne biçim yaşam diyordum
bu ne halttan bir yaşam
bununla nasıl baş-edilir
nasıl olunur
bunu sevmiyorum
bunu istemiyordum
ve bu olup bitenleri evet sevmiyordum
onaylamıyordum
kendimi parçaladım
içime bölünüp azalıp durdum
kendimi azalttım
kendimi kovdum
kendimle kapıştım
kendimle o kadar kavga ettim ve çatıştım ki
kimse bilmez
ben biliyorum
sorunlarım beni boğuyordu
sorunlarımı kimseye söyleyemiyordum
sorunlarımı çözemiyordum
istesem de içimden atamıyordum
istesem de onların üstesinden gelemiyordum
yalnızlığa iki kişi sığmıyordu
kalbime bıçaklar saplanıyordu
öfkeden kuduruyordum
beni üzenlerin canına okumak istiyordum
hepsini parçalamak istiyordum
öfkeden üzerlerine yürümek istiyordum
onlardan -sizlerden intikam almak istiyordum
size tuhaf şarkılar ve yeni bilimler ezberletmek istiyordum
sokakta cazz yapmak istiyordum
beşinci senfoniyi çocuklarla birlikte söyleyecektik
ve bilgimizin ışıkları karanlıkta yol alacaktı
ve bu ışıklar ve bu yollar bizi mutluluğun kucağına götürecekti
Ellerinde ışık parçaları olan adamların yoluna
sokak hoparlörlerinden beş vakit çocuk gülüşleri yayınlatacaktık
her gün kulağıma çalan şeyden nefret ediyorum
ve bunu size söyleyemiyoruz
çünkü kızma biçimleriniz var
çünkü bizi anlamama biçimleriniz var
bu yerde saklanamam
gerçeği parçalamanın bir yolunu bulacağım
gerçeği açmanın bir yolunu bulacağım
hayallerimi yıktınız
hepinizden yeniden nefret ediyordum
beni umursamadınız
beni sevmediniz
buna değer vermediniz
bana değer vermediniz
beni dinlemediniz
beni umursamadınız
ben buradaydım
insanlardan ve sahte boktan hayatlarından evet nefret ediyordum
gerçeklerinin canına okumak istiyordum
gerçekleri kafalarına paramparça etmek
ellerinde ki sahte yaşamı alıp kaçmak
yerine çocuk gülüşü koymak
akıllarına girip akıllarındakini çalmak istiyordum
belki yerine boşluk koyarsam ve kafalarının içini boş bırakırsam düzelirler
oraya yeni bir şey doldururlar
oraya-oralara boktan şeyler yığmışlar
onlarda beş para etmez
bağırmak ve haykırmak istiyordum
sokaklarımda isteyeceğim gibi şarkı söylemek
ve buna kimsenin aldırış etmemesi, karışmaması
yaşlı teyzelerin gülmesi
ve selam vermesini bekliyordum
işte bura benim kentim
benim kentim dediğim yer benimdir
ve ben kentimi alırım
ve ben kentimi kendim kurarım
kentimi sizlerden geri almalıydım
onurumu da
burası benim de varlık-yüzüm
siz boktan yaratıklar
kıçınızı kımıldatın
sizi sevmiyorum
buna değer vermiyorsunuz
bir şeyleri değiştirmeye ve kımıldatmaya
önem vermiyorsunuz
hep aynı boktan pisliği ve tantanayı her gün yeniden aynısı yeniden yaşıyorsunuz
bunu nasıl yapıyorsunuz
hayatlarınız kurulmuş
hayatlarınız ezberlenmiş
yaşamalarınız bozuk
ve bok gibi
ve içine etmişsiniz zaten her-şey'in
bunu nasıl başarıyorsunuz
insanları sevmiyordum
gerçeklerini ve yaşamlarını başlarına yıkmak ve canların okumak istiyordum
sizden nefret ediyorum
duygusuzsunuz
dinlemiyorsunuz
herşey'iniz sahte
açık olanlar saklanıyor ve gizleniyor
beni umursamıyorsunuz
sokaklarınızda bok gibi yalnızlık dolu
dışarısı bok gibi hiç bir şeyi düzeltemiyorsuunz
yaşamıyorsunuz ulan yaşamıyorsunuz
pislik gibi yaşıyorsunuz
birbirinize değer vermiyorsunuz
kelimeleriniz bok gibi yapmacık
durumlarınız da öyle
suratlarınıza haykıracağım
kalplerinize
kalplerini tutuşturacağım
içinize gireceğim
içinize sızacağım
kapınızı çalacağım
size tek tek vuracağım
kalplerinizi bulacağım
nerede olduğunuzu ve kalbinizin ve düşüncelerinizin nerede olduğunu bir yolunu bulup bulacağım
onlara ve size ulaşacağım ve canınızı yakacağım
canınıza okuyacağım
çocuklarınızı özgürlükle kandıracağım
onlara gelecekçilik öğreteceğim
onlara yeni müzik öğreteceğim
onlara yeni şarkı söyleteceğim
onlara özgür matematik
yeni bilimler kuracağız
ve yeni şarkılar öğreneceğiz
size hiç benzemeyecekler
kuramlar kuracağız
ve üşenmeden yazacağız
hepinizin canına okuyana kadar bildiğiniz ve olduğunuz herşey.2e ve tüm değerlere küfredeceğiz
tanrılarınızı ve yalanlarınızı başınıza yıkana kadar durmayacağız
özgürlük-yüzü' nden düş-yüzü'ne...
işte benim çağım geliyor işte haykıracağım
hadi bana yalanlarını getir hadi
bak onların nasıl canına okuyorum
çocukça-yım ulan çocukça-yım
ve korkmuyorum tantananızdan
bok gibisiniz
yalancısınız
ve iki yüzlü düzenbazlara benziyorsunuz
birbirinizden ve benden saklanıyorsunuz
herşeyi alıp satıyorsunuz
sizden korkmuyorum
çünkü yalancısınız
döneceğim
daha çok yazacağım
çünkü daha çok aylancısınız
ve beni kandıramazsınız
gidin kendiniz kandırın
yalanlarınızın ve sizin
canınıza okuyacağız bekleyin
--
mutsuzluk yüzünü hep-beraber terketmek için
gelecek-yüzü kentinde mutluluk arayışına
digit-in şarkısı ve digit-in gelişi öncesi...
yeni şiir ve yeni -özgür- dil arayışı
özgür ifade arayışı
özgün formasyon dolaşması
yeni nesin başlangıçları ve aramaları
duygusal ifadeler canlandırması
oryantalik oryantalist kapalı dil ve anlam arayışının -içsel saklanmanın kırılması istenci
anlamın çıplaktılaştırması ve yalınlaştırılması
anlamın ve anlatımın çırçıplak olması istencine
çıplak ruhlar ve bedenlere
geleceklere
özgür geleceklere